Emirgan’da bir köşk vardı. Arka taraftaki saati görüyordum, binaya aitti. Çok pahalı, bir dakika dahi geçirirsen yandın, herkes yevmiyesinden ödemek zorunda. Sette 20-30 kişi vardı. Eğer ‘Ölüyorum ben, kaldırın şunu.’ desen bir saat gitti. Saate bakıyorum daha beş dakika var. Bütün o gerginlik sırasında nefes yok, gittim gidiyorum. ‘Yılmaz dayan.’ diyorum. ‘Stop!’ desem, ‘Beni çözün.’ desem bitecek… 100 liraya 45 liraya kırdırıyorsun. Çünkü öyle paraya ihtiyaç var. Kostümler senin kostümlerin vs. Bütün herkes biliyorum alamayacak o gün parasını. Bunu kahramanlık olsun diye anlatmıyorum. Bir hadiseyi anlatıyorum.
Fatma da seyrediyor aşağıda. ‘Sizin ben…’ diye ayağa kalktı Fatma… O Fatma koca masayı aldı benim altıma koydu. Oradan bir sandalye aldı onun üstüne koydu ve Fatma uçtu, sandalyeye oturdu. Ne yaptı geldi beni kaldırdı. Prodüktör ‘Fatmacığım biliyorsun…’ derken Fatma, ‘Kes benim paramdan, kes!’ dedi.
Yorumlar kapalı.