Yakın tarihin tanığı Cumhuriyet Müzesi 40 yıldır tarihseverleri ağırlıyor

Yakın-tarihin-tanığı-Cumhuriyet-Müzesi-40-yıldır-tarihseverleri-ağırlıyor-1

Dönemin önemli mimarlarından Vedat Tek’e yaptırılan, Başkent Ulus’un o gün olduğu gibi bugün de ilgi çeken mimari yapılarından biri olan, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) öncesi ayda 350 bin ziyaretçiyle en çok ziyaret edilen müzeler arasındaki Cumhuriyet Müzesi, salgına rağmen halen tarihseverlerin en çok gezdiği mekanlar arasında yer almaya devam ediyor.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve Birinci Cumhurbaşkanı Atatürk, İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Üçüncü Cumhurbaşkanı Celal Bayar, başbakanlardan İsmet İnönü, Fethi Okyar, Celal Bayar, Refik Saydam, Şükrü Saraçoğlu, Recep Peker, Hasan Saka, Şemsettin Günaltay, Adnan Menderes olmak üzere 9 başbakanı ağırlayan, 14 oda, bir genel kurul salonu, memurların ve idareciler için çalışma odalarının bulunduğu iki katlı müzede, bugün 180 eser sergilenirken, müzenin deposunda da 3 bine yakın eser korunuyor.

Müze Müdürü ve sanat tarihçisi Bahar Çakırhan, AA muhabirine, Cumhuriyet Müzesi’ne ve tarihe tanıklık eden eserlere ilişkin detaylar hakkında bilgi verdi.

Cumhuriyet Müzesi’nin 100 metre ilerisinde, 23 Nisan 1920’de açılan ve 3 sene hizmet veren, Birinci TBMM Binası olarak bilinen, bugünkü ismiyle Kurtuluş Savaşı Müzesi’nin bulunduğuna dikkati çeken Çakırhan, İkinci TBMM Binası’nın 18 Ekim 1924’te kapılarını açtığını ve 36 yıl sürecek bir serüvene başlandığını söyledi.

Meclis’in Genel Kurul Salonu’nun 150 kişilik dinleyici locasında salon hakkında tarihi bilgiler veren Çakırhan, “27 Mayıs 1960’ta bu bina kapanıyor. Bugün kullanılan Üçüncü TBMM binasına geçiyorlar. İkinci TBMM Binası’nın salonu çok özel. Atatürk Nutuk’u, 1927 yılında 36 saatte okuduğu bu büyük salonda kesintili okumuş. Yaklaşık 336 kişilik bir parlamento salonuyla açılsa da çok partili dönemde 610 kişiye kadar çıktığını kaynaklarımızdan ve fotoğraflarımızdan biliyoruz.” dedi.

Atatürk’ün en sevdiği gündoğumu şafak pembesi rengindeki salonda cumhurbaşkanı için özel dizayn edilen locanın duvarlarını ay yıldız, defne ve çınar motiflerinin süslediğini belirten Çakırhan, salonun doğal akustik yapısına sahip olduğunu ifade etti.

Çakırhan, İkinci TBMM’yi, Birinci Ulusal Mimarlık Akımı’nın önde gelen isimlerinden biri olan Vedat Tek’in yaptığını, usta mimarın sarayda yetiştiğini, Galatasaray Lisesi’nden mezun olduktan sonra yurt dışına mimarlık eğitimi için gittiğini, yurda döndükten sonra Ankara Palas’ın inşaatını yaparken Atatürk’ün mimar Tek’e, Ankara Palas’ın tam karşısındaki yere Halk Fırkası’nın toplantı binasının yapılması talimatını verdiğini anlattı.

Çakırhan, “Bu süre içerisinde Birinci Meclis Binası’nın yetersiz gelmesi üzerine Atatürk, binanın Meclis Binası olarak yapılması talimatını veriyor. Sekiz ayda tamamlanıyor ve 18 Ekim 1924’te bu bina dünya siyasi tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Parlamentosu olarak kullanılıyor.” dedi.

Meclis kürsüsü Osmanlı Mebusan Meclisi’nden getirtildi

Salonun sıralarının Osmanlı Mebusan Meclisi’nden getirtilmek istendiğini, ancak Meclis’in yanmasından dolayı sıraların kurtarılamadığını, Atatürk’ün talimatıyla İstanbul Beyoğlu’nda bir marangozhaneye 116 ahşap mebus sırasının yapılması talimatı verildiğini ve Meclis’e getirtildiğini belirten Çakırhan, Meclis kürsüsünün Osmanlı Mebusan Meclisi’nden kurtarılarak, İkinci TBMM binasında kullanılmaya başlandığını söyledi.

Atatürk’ün balmumu heykeli artık müzede

Çakırhan, çok defa müze müdürlüğüne, ziyaretçilerin Atatürk’ün balmumu heykelini görmek istediğini ilettiğini, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Gökhan Yazgı’nın talimatı ve yoğun çalışmasıyla heykeltıraş Murat Daşkın’ın imzasını taşıyan Atatürk’ün balmumu heykelini, Cumhurbaşkanlığı locasına Mayıs 2020’de yerleştirdiklerini ve kısa sürede halkın beğenisini kazandığını belirtti.

Haftanın 7 günü açık

27 Mayıs 1960’tan, 1981’e kadar senato binası olarak kullanılan mekanın 1981’den sonra Cumhuriyet Müzesi olarak hizmet verdiğini belirten Çakırhan, yıllarca çeşitli restorasyonlar geçiren müzeyi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 29 Ekim 2008’de açtığını ve o günden beri müzenin haftanın 7 günü ziyaretçilerini ağırladığını kaydetti.

Bahar Çakırhan, “Salgından dolayı kalabalık değiliz, bundan hüzünlüyüz. Pandemi öncesinde günde 20 bin ziyaretçimizin olduğu zamanları yaşadık. 23 Ekim, 19 Mayıs, 29 Ekim bu müzede daha coşkulu geçiyor.” dedi.

İkinci katın en büyük salonlarından biri Dolmabahçe kokan eşyalarla süslü

Çakırhan, salonun ikinci katında yer alan ve en büyük salonlardan birisi olan Elçi Kabul Salonu’nun 3 cumhurbaşkanın, yabancı büyükelçilerin iyi niyet mektuplarını aldığı salon olduğunu, aslan başlı ve aslan ayaklı, varaklı mobilyaların Dolmabahçe Sarı Salon’dan Atatürk’ün talimatıyla yabancı devlet konuklarına Türklerin gücünü, görkemini göstermek için getirtildiğini ifade etti.

Fener avizeleri ile süslü koridorlar tarihin eski sayfalarını ışıklandırıyor

Cumhuriyet Müzesi’nde sunta üzerine Selçuklu desenli boyama işiyle süslenen ikinci katın koridor tavanı, sokak havasını yansıtması için fener avizeleriyle ışıklandırılırken, koridoru, Atatürk’ün büyük boy portre fotoğrafı süslüyor.

Müzenin ikinci katında Atatürk, İnönü ve Bayar’ın kullandığı Cumhurbaşkanı Çalışma Odası, Başbakan Çalışma Odası ve Meclis Başkanına ait iki Çalışma Odası, Atatürk’ün talimatıyla hazırlanan ve CSO’nun o dönemde konserler verdiği Meclis bahçesini gören geniş bir balkon ve milletvekillerinin çalışma odaları yer alıyor.

Dönem koleksiyonları müze alt katında yer alıyor

Meclis Binası olarak kullanıldığı dönemde alt katta vestiyer, milletvekili odaları, komisyon odaları, Meclis memurlarının odaları ve Genel Kurul Salonu’nun milletvekilleri için ayrılan bölümünün bulunduğu binanın bugün bu odalarında, Atatürk, İsmet İnönü ve Bayar’a ait dikkat çekici ve dönemi aydınlatan eşyalar sergileniyor.

Müze Müdürü Çakırhan, giriş katın en solundaki birinci odada bugün İsmet İnönü’ye ait takım elbiseler, şapkalar, kalemler, Lozan Barış Antlaşması’na ait madalyalar, şekerlikler ve fincanlar başta olmak üzere ailesinden aldıkları eşyaları sergilediklerini, bunlar içinde en ilgi çekicisinin İnönü’nün cebinde, yolculuklar sırasında oynamak için taşıdığı, beyaz ve kırmızı renklerdeki, geçmeli mini satranç takımı olduğunu söyledi.

Atatürk’ün resepsiyonlarda giydiği kıyafeti

Dönemin TBMM memurlarından Vehbi Koç, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu gibi ünlü isimlerin çalışma odasının bulunduğu yerde, bugün Celal Bayar’ın eşyaları tarihseverlerle buluşuyor.

Müzede alt katın tam ortasına konumlandırılan salonda ise Atatürk’ün kıyafetleri, şapkaları, daktilosu, gözlükleri, kalemleri, madalyaları ve fincanları başta olmak üzere pek çok eşyası sergileniyor.

Müdür Bahar Çakırhan, “Atatürk jaketatay takımını da burada sergiliyoruz. Arkası yuvarlak ve uzun, arkası kısa olan bu takım elbise, muhakkak çizgili pantolonlarla tamamlanıyor. Bu takım, Atatürk’ün resepsiyonlarda giydiği kıyafeti. 42 numara olan Beyoğlu’nda bir Ermeni ustanın elinden çıkan ayakkabıları da sergiliyoruz. Papyonunda Türk Ocağı damgası var. Atatürk vefat ettiğinde terekesi toplanarak, eşyaların kullanılıp kullanılmadığı bir komisyon tarafından tespit ediliyor ve kullanılan objeler, Türk Ocağı tarafından damgalanıyor. Bu yüzden papyonu da damgalı.” dedi.

Montrö Sözleşmesi’ni imzaladığı kalem ile ayetli fincan

Sergilenen eserler arasında Türkiye’ye ve Atatürk’e hayran Amerikalı 10 yaşındaki Curtis La France’nin Mustafa Kemal’e yazdığı mektup ile Atatürk’ün ona verdiği cevap mektubu yer alıyor.

Müzede, Atatürk’ün Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni imzalarken kullandığı kalem, Nas, Felak ve Fatiha surelerinin yazılı olduğu kahve fincanı, Nutuk eserini okurken kullandığı mikrofon ve plak, yelekleri, pembe ipek kaşkolü, dürbünü, kıyafetleri ve bu kıyafetleri giydiği dönemde çekilen fotoğrafları, bir arada tarihseverlerin ilgisine sunuluyor.

Müzede, döneminde Meclis’te alınan kararlar, kanunlar ve Türkiye’de açılan ilk fabrikaların ürettiği şekerlikler, Sümerbank’a ait kumaşlar, kağıt ve demir paralar da vatandaşların beğenisine sunuluyor.

Teşhir tanzim yenilemesi 2020 Mart ayında yapılan Cumhuriyet Müzesi’nde yeni eserler sergilenirken, müze, salgının bitmesiyle yeniden gelecek misafirlerini dört gözle bekliyor.

Exit mobile version