Ek tedbirlere rağmen Türkiye’de olduğu gibi pek çok ülkede Covid-19 vakaları yeterince azalmıyor hatta zaman zaman yeniden artışa geçiyor.
Bu durumda salgının önüne geçmek için bireylerin kişisel olarak günlük hayatta yapabileceği ne var? Salgının başlamasının üzerinden bir yıl geçmesine rağmen ısrarla hangi yanlışları yapıyoruz?
Britanya’daki Bristol Üniversitesi’nden sağlık psikolojisi alanında çalışan Lucy Yardley, halk sağlığı uzmanı Gabriel Scally ve Leicester Üniversitesi’den klinik virolog Julian Tang Guardian’a anlattı.
Neye izin verildiğine odaklanmak
Tedbirlere rağmen bazı sosyal aktivitelere hala izin var. Sokağa çıkma kısıtlaması saatleri dışında bir kahve alıp yürüyüşe çıkmak, parkta arkadaşlarla buluşmak, aile ziyaretleri ve hatta otelde tatil yapmak.
Bu tür aktivitelere hem ekonomik hem de akıl sağlığını ilgilendiren gerekçelerle izin veriliyor. Ancak izin verilmesi bunların tamamen güvenli olduğu anlamına gelmiyor.
Sıkça yapılan bir yanlış, farklı bağlamlarda görüşülen insanlar arasındaki noktaları birleştirmemek.
Lucy Yardley şu örneği veriyor: “Gençler, risk grubunda olmadığından yaşıtlarıyla özgür bir şekilde bir araya gelebileceğini düşünüyor. Sonra büyük anne ve babalarını ziyarete gidiyorlar ve onlarla birlikteyken her ne kadar daha dikkatli davransalar da bu yeterli olmuyor. Çünkü özgürce kaynaştıkları yaşıtları da başka herkesle rahat rahat görüşüyor.”
Gençler büyük anne ve babasını görmese bile anne-babaları onlarla görüşüyor.
Yardley insanların bu tür serbest bir araya gelişlerin nasıl bir başka duruma etki ettiğini yeterince anlamadığını belirtiyor.
‘Dikkat ediyorum’ diyen arkadaşa güvenmek
Size bütün kurallara uyduğunu söyleyen ve az önceki öksürüklerinin bir defalık bir şey olduğunu konusunda sizi temin eden arkadaşınıza dikkat edin.
Yardley çoğu kişinin yaptığı kural ihlalleri ya da semptomları konusunda dürüst olmadığı görüşünde. ABD’de 551 yetişkinle yapılan bir araştırmada, dörtte biri sosyal mesafeye uyduğu konusunda yalan söylerken aralarında virüs kapmış olanların yüzde 34’ünün semptomlarını sakladığı görüldü.
Havadan bulaşı yeterince anlamamak
Solunum yolu hastalıkları ve viroloji uzmanı Julian Tang uyarıyor: “Birinin nefesinde sarımsak, alkol ya da sigara dumanının kokusunu alabiliyorsanız, sadece bu kokuları değil eğer hastalık taşıyorlarsa burun ve ağızlarından çıkan virüsü de soluyorsunuz demektir.” Virüs miktarının kişilerin bağışıklık tepkilerine göre değişebileceğini söyleyen Tang “Ancak yeterince kalırsanız sizi hasta edecek kadar virüs solursunuz” diyor.
Bu anlamda havalandırmanın önemine dikkat çeken halk sağlığı uzmanı Gabriel Scally, “Havalandırma sadece bir pencere açmak demek değildir. Hava akışı olmalı. İşte, alışverişte, özellikle de bulaşmaların çoğunun meydana geldiği evlerde buna dikkat edilmeli” diyor.
Önlemlerin ya hep ya hiç olduğunu düşünmek
Solunan virüs miktarının hastalığın şiddetini etkilediğine dair deliller artıyor. Bu da harfiyen uyulmayan önlemlerin bile hiç uyulmamasından daha iyi olduğu anlamına geliyor.
“Aldığınız her küçük önlem faydalı olur” diyen Yardley hazırladığı sitede bulaşmayı azaltabilecek pratik tüyolar veriyor.
Açık havada her şeyi güvenli varsaymak
Açık havada insanlara sohbet etmek kapalı mekandaki riske göre çok düşük. Ancak bu, tamamen risksiz olduğu anlamına gelmiyor.
Açık havada birinin yanında uzun süre durursanız, özellikle de bir duvarın yanında ya da üstü kapalı bir yerde, zamanla hasta birinin dışarı verdiği virüs akciğerlerinizde birikebilir.
İkinci kez yakalanmayacağını düşünmek
Bir kez Covid-19 nedeniyle hastanede tedavi olduktan sonra yeniden hastalanmak nadir görülmekle birlikte mümkün. Eğer ilkini hafif geçirdiyseniz yeniden hasta olup olamayacağınız hakkında çok az bilgi var. Çünkü salgının ilk günlerinde testler yaygın değildi.
Ayrıca daha önce geçiren insanların ikinci kez virüs kaptığında, kendileri semptom göstermeksizin başkalarına bulaştırıp bulaştırmayacağı da bilinmiyor.
Yani hastalığı geçirseniz de kurallara uymaya devam etmeniz gerekiyor.
Yorumlar kapalı.