ABD’deki Mercer Üniversitesi’nde sergilenen ve 1979 yapımı Wise Blood adlı kara mizah filminde de dekor olarak kullanılan küçültülmüş insan kafasının, gerçek bir Amazon savaşçısına ait olduğu doğrulandı.
Tsantsa denen küçültülmüş kafalar, Ekvador ve Peru’daki kabilelerin bir parçası. Mercer Üniversitesi’nden Kimyacı Craig D. Byron, Biyolog Adam M. Kiefer ve Biyomedikal mühendisi Joanna Thomas, tsantsa’ların savaşta öldürülen düşmanların vücut parçalarından hazırlandığını söyledi.
Bilim insanları, tsantsa’nın kurbanın ruhunu ve bütün tecrübelerini içerdiğine ve dolayısıyla sahibine güç verdiğine inanıldığını sözlerine ekledi.
Araştırmaya konu olan parçayı, askerlik sebebiyle 1942’de Ekvador’da olan Biyolog Jim Harrison aldı. Akademisyenin 2016’da ölümüyle üniversite bünyesine geçti.
Küçültülmüş kafalar, 19. yüzyılda Batı dünyasında epey popülerdi. Bu yüzden dolandırıcılar, hayvanlar, sentetik malzemeler veya “Avrupalı kurbanların kafalarını” kullanarak bunların sahtesini yapmaya çalışıyordu.
Bu durum, Mercer Üniversitesi’ndeki tsantsa’nın da sahte olabileceğine dair endişeleri uyandırdı. Bu yüzden üç bilim insanı, ellerindeki küçültülmüş kafanın gerçek olup olmadığını öğrenmek için yola çıktı.
Tsantsa’nın boyutu, yapısı, saçı ve diğer pek çok unsuru incelendi. Üzerinde bilgisayarlı tomografi taraması da yapıldı.
Thomas yapılan analizlerin, saçın altındaki kafanın, kafatasını çıkarmak için kesildiğini ve tekrar dikildiğini gösterdiğini söyledi. Bu işlemin, bir tören sürecine işaret ettiğini kaydetti.
Kiefer da küçültülmüş kafanın gerçek tsantsaları doğrulamak için bilimsel olarak kabul edilen 33 kriterden 30’unu karşıladığını bildirdi.
Hakemli bilim dergisi Heritage Science’ta yayımlanan makalede “Sözkonusu parçanın, insan dokusundan oluşan gerçek bir tsansta olduğu varsayılıyor” diye yazıldı.
Wise Blood’da tsantsa, film icabı sahte bir vücuda yapıştırılmıştı. Araştırmacılar, bunun verdiği hasarı da görebiliyordu.
Öte yandan uzmanlar, Ekvadorlu yetkililerle 2019’da iletişime geçmişti. Yetkililer, araştırma ekibinin bulgularını onaylamış ve tsanta, Haziran 2019’da ülkesine geri gönderilmişti.
Kiefer bu konuda şöyle konuştu:
Kültürel eseri, onu takdir edebilecek kişilerin görmesini istedik. Bu tuhaf bir şey değil. Bu birinin bedeni, birinin kültürü. Bizim değil. Tsanstsa’nın ülkesine geri dönüşü bizim için çok önemliydi.
Kaynak: Independent Türkçe
Yorumlar kapalı.