1. Haberler
  2. Yaşam
  3. Türkiye’de neden ‘hortum felaketleri’ yaşanmaya başladı?

Türkiye’de neden ‘hortum felaketleri’ yaşanmaya başladı?

Meteoroloji Mühendisleri Odası Başkanı Fırat Çukurçayır, Türkiye'de son zamanlarda meydana gelen hortumları değerlendirdi. Çukurçayır, "Türkiye’de neden ‘hortum felaketleri’ yaşanmaya başladı?" sorusunu yanıtladı.

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Deprem, sel ve heyelan gibi doğal afetlere aşina olan Türkiye’de artık şiddetli hortumlar da yaşanmaya başladı. En son İzmir Çeşme’de 18 vatandaşın yaralandığı ve şiddeti ile çok şaşırtan hortum meydana geldi.

Hürriyet gazetesinden İsmail Sarı’nın sorularını yanıtlayan Meteoroloji Mühendisleri Odası Başkanı Fırat Çukurçayır, hortumların ‘Türkiye’de yakın zamanda ortaya çıkmaya başlayan ABD’ye veya okyanus ülkelerine ait bir meteorolojik olay’ gibi görülmesinin, toplumsal farkındalığın yeni oluşmasından kaynaklandığı söyledi.

Özellikle Akdeniz ve Ege kıyılarında sıklıkla hortum olaylarının gözlendiğinin altını çizen Çukurçayır, “Antalya-Anamur arasında kalan bölge Avrupa’nın en fazla hortum görülen bölgesi olarak kabul edilmekte. Söz konusu bölgelerde hem küçük çaplı su hortumları hem de Ekim ve Kasım aylarında uygun atmosferik şartlarında oluşması ile süper hücreli fırtınalar ile ilişkili hortumlar gözlenmekte. Aynı şekilde ülkemizde Karadeniz Bölgesi’nde de deniz suyu sıcaklığının yüksek olduğu Ağustos ve Eylül aylarında su hortumlarının oluştuğunu biliyoruz” diye de ekledi.

Sarı’nın yönelttiği sorular ve Çukurçayır’ın bunlara verdiği yanıtlar şöyle:

– Ülkemizde hortumlar sadece deniz kıyılarına yakın yerlerde mi oluşuyor?

Hayır. Ülkemizin denizden uzak iç kesimleri de hortum olaylarından etkilenebilmekte. Mayıs ve Haziran aylarında artan sıcaklıklar ve kar erimeleri nedeniyle toprak neminin artmış olması ve yüzeydeki buharlaşma ile atmosferin üst kısımlarındaki soğuk havanın güçlü konvektif bulutların oluşmasına zemin hazırlaması hortum oluşturabiliyor. 18 Haziran 2004 yılında Ankara’nın Çubuk ilçesi Sünlü köyünde meydana gelen ve dört vatandaşımızın ölümüne neden olan hortumu ve 29 Mart 2010 tarihinde Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde meydana gelen ve büyük çaplı hasara neden olan hortumu buna örnek olarak gösterebiliriz.

– Hortum tam olarak neden beslenerek bu kadar şiddetli bir doğa olayı haline geliyor? 

Hortum oluşması için gerekli meteorolojik ve fiziksel koşullar vardır. Kararsız bir atmosfer, gerekli nem ve kaldırma mekanizması. Bu üç parametrenin bir arada bulunma ölçülerine bağlı olarak konvektif fırtınaların oluşumu belirlenir.

Kararsız bir atmosfer; yer yüzeyinde sıcak bir hava, üst seviyelerde ise soğuk bir havanın olması demektir. Sıcaklık farkı ne kadar çoksa dikey hareketler de o kadar fazla olacaktır. Nem, dikey hareketler ile hızla yukarı taşınacak ve üstte bulunan soğuk ve kuru hava ile karşılaştığında oluşan türbülans birbirinden farklı iki hava kütlesi arasında bulunan hava oluşan rüzgârlar nedeniyle dönmeye başlar.

Yüzeyde bulunan sıcak ve nemli havanın tüm enerjisi bu sistemi besler ve güçlü bir dönme hareketi oluşur. Yukarıya sıcak ve nemli hava, aşağıya ise soğuk hava aktarılır. Oluşan bu ters hareket yeterince büyük olduğunda geniş ağzı yukarıda bulut tabanında olmak üzere huni şeklinde bir yapı oluşur.

Aşağıda kalan huninin dar ağzında güçlü bir emiş gücü oluşur. Son yıllarda yapılan bazı çalışmalar, deniz suyu sıcaklıklarının artması ve buna bağlı olarak deniz yüzeyinden meydana gelen buharlaşmanın havanın nem miktarını arttırması ile hortum olaylarının oluşum sıklığı artabileceğini göstermekte. Ama bu konuda yapılması gereken daha çok çalışmanın olduğu da bir gerçek.

– Tropikal iklimlere sahip ülkelerde gerçekleşen hortumlar ile ülkemizde gerçekleşen hortumların farklılıkları neler?

Dünyadaki atmosferik ve hidrolojik çevrimin kaynağı okyanuslar. Aynı şekilde insan aktiviteli kaynaklardan ortaya çıkan karbondioksitin büyük oranda emildiği yer yine okyanuslar. Bu kadar önemli bir yapı taşının ne yazık ki iklim değişikliği ve küresel ısınma nedeniyle yüzey sıcaklığı artmakta ve atmosfere daha fazla nem vermekte. Okyanus kaynaklı hortumlar bu nedenle hem ölçek olarak hem etki olarak hem de süre olarak ülkemizde meydana gelen hortumlardan daha farklıdır. 

– Son yıllarda ülkemizde gerçekleşen hemen hemen bütün meteorolojik karakterli afetlerin akabinde, konu hızla iklim değişikliğine bağlanıyor. Bu konu hakkında neler söylersiniz?

Bu artık biraz da adet haline geldi. Çoğu zaman da kendi hatalarımızı ve eksikliklerimizi gizlemek için iklim değişikliğine sığınırız. İklim değişikliği elbette meteorolojik parametrelerin ekstremlerinde artışı büyük ölçüde etkilemekte ancak hiçbir tekil hadise, yeterli bilimsel çalışmalar yapılmadan doğrudan iklim değişikliğine bağlanamaz. Hortumlar özelinde açıklamak gerekirse iklimin bugünkü ifadesi ile ‘değişmemiş’ haliyle de hortumların ülkemizde gözlendiğinin, bu coğrafyaya ait bir özellik olduğunun da bilinmesi gerekiyor.

– Ülkemizdeki kıyı bölgelerde daha da fazla hortum bekleniyor mu? Şiddeti artarak devam mı edecek yoksa bu dönemsel bir durum mu?

Yapılan bazı çalışmalar, Türkiye kıyılarında gelecekte şiddetli konvektif fırtınaların sayısının ve şiddetinin artmasının, pek çok faktör yanında artan deniz suyu sıcaklıkları ile ilişkili olabileceğini göstermekte. Bu sonuca göre bu bölgelerimizde daha fazla hortum oluşması için de uygun koşullar oluşabileceği söylenebilir.

– Hortumdan nasıl korunmalıyız? Bir noktada tehlike, evlere sığınak yapacak noktaya gelir mi?

Hortum konusunda bilim insanlarının çok daha fazla çalışma yapmasına ihtiyacımız var. Oluşum koşulları itibariyle çok önceden tahmin edebilmek ve gerekli uyarıları yapabilmek henüz mümkün olmadığı için ancak oluştuğu anda neler yapılabilir bunları söyleyebiliriz. Her şeyden önce hortum olayı yaşandığında oluşan huni şeklindeki yapının geniş ağzı bulut tabanında dar ağzı ise yer yüzeyindedir. Bu nedenle emiş, dönme, kaldırma ve savurma kuvvetinin en fazla olduğu yer huninin dar kısmındadır.

Küçük bir odun parçasının hatta saman tanesinin bile ok gibi beton duvarlara saplandığı gözlendiği için kesinlikle hortum oluştuğunda dışarıda ve açık alanlarda olunmamalıdır. Kapalı alanlarda bulunan sökülebilecek kapılar ve kırılacak camlardan kaynaklanacak tehlikelerden korunabilmek için kapı ve pencerelerden mümkün olduğunca uzak alanlarda kalmaya (banyo, koridor gibi kapalı alanlar) çalışılmalıdır.

Yanan ocak, soba gibi ısınma ve aydınlanma kaynakları yangın riskine karşı hemen söndürülmelidir. Hortuma, cadde veya sokakta yakalandığınızda mümkün olan en kısa zamanda kapalı bir alana gitmeniz gerekir.  Hortum nedeniyle havada uçan ve sürüklenen cisimler açık alanlar için en büyük tehlikedir. Açık alanlarda ise kesinlikle ağaçların devrilme riski nedeniyle ağaç altlarından uzak durulmalı yere kapanarak alan küçültülmelidir.

Dr. Demirhan uyardı: Dolu ve hortum gibi hava olaylarında artış olacak

Türkiye’de neden ‘hortum felaketleri’ yaşanmaya başladı?
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.