TKP’den Putin’e tepki: “Yayılmacı politikaların koltuk değneği milliyetçiliktir, ırkçılıktır, şovenizmdir”

tkp

TKP, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna krizine yönelik açıklamalarını değerlendirdi. TKP’nin açıklamasında, “Hiçbir inandırıcılığı ve samimiyeti olmayan bu gösteriler, çarlık özlemlerinin bir yansımasıdır, SSCB mirasının istismarıdır” denildi.

TKP’nin yazılı açıklaması özetle şöyle:

“EMPERYALİZM BİR YIKIM VE SAVAŞ DÜZENİDİR”

“Emperyalizm bir yıkım ve savaş düzenidir. Bu çürümüş düzende kendine yer açmaya çalışan, nüfuz alanını büyütmeye çalışan her burjuva hükümet başka halkların ezilmesini hedefliyor demektir. Yayılmacı politikaların koltuk değneği milliyetçiliktir, ırkçılıktır, şovenizmdir. Putin’in Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetleri’nin bağımsızlıklarının tanınması yönünde yaptığı dünkü açıklamalarının bizim için tercümesi budur.

Putin’in bu açıklaması, onun zaman zaman Sovyetler Birliği’nin prestijini, özellikle İkinci Dünya Savaşı’nı muzafferliğini kendi gövde gösterileri için nasıl iki yüzlü bir biçimde kullandığının da tartışmasız bir kanıtı olmuştur. Hiçbir inandırıcılığı ve samimiyeti olmayan bu gösteriler, çarlık özlemlerinin bir yansımasıdır, SSCB mirasının istismarıdır. Putin olsa olsa şu konuda haklı olabilir: Emperyal emellere sahip bugünkü Rusya’nın, dünya halkları adına yetmiş yıl boyunca barışın, eşitliğin, ilerlemenin savunucusu olmuş Sovyetler Birliği ile yakından uzaktan ilişkisi yoktur.

‘SIKINTILARIN TEMEL SEBEBİ SOSYALİZMİN YOKLUĞUDUR’

Rusya, Ukrayna ve diğer eski Sovyet ülkelerinin emekçi halklarının bugün çektiği sıkıntıların temel sebebi sosyalizmin yokluğudur. Daha birkaç hafta önce Kazakistan’da petrol ve enerji işçilerinin taleplerini dile getirmek için başlattığı ve tüm ülkeye yayılan protestolar da, geçtiğimiz yıl Karabağ’da yaşanan savaşla ortaya konan çözülmemiş sınır problemleri de bunun bir göstergesidir. Bu halklar işsizlik, yoksulluk, gericilik, ayrımcılık ve savaş tehdidi altında yaşamaya çalışmaktadır. Bugünün kapitalist Rusya’sını var edenlerin Sovyetler Birliği’nin üzerinde tepinmelerinin sonucu büyük bir coğrafyanın her daim kaşınmaya müsait sorunları olmuştur.

Bugüne gelinmesinde elbette ABD’nin gerileyen hegemonyasını yeniden var etmek, Batı ittifakını canlandırabilmek ve kendi çıkarlarını dayatabilmek adına yıllardır yaptığı kışkırtmaların rolü belirleyicidir. Yetmiş yılı aşkın süredir halk düşmanlığı yapan, ülkelerin parçalanmasında, tüm insanlığa ait varlıkların, kentlerin yerle bir edilmesinde baş aktör olan ABD ve NATO’nun Rusya’yı kuşatacak şekilde genişleme arzuları bugünkü çatışmalara zemin hazırlamıştır. Yugoslavya’dan birbirine düşman milletler ve kukla devletler imal edenlerin şimdi bırakın hamiliklerini yapmayı, Doğu Avrupa halklarının toprak bütünlüğünden, egemenliklerinden, diplomasinin gereklerinden söz etmeye dahi hakları yoktur. Emperyalistler arasındaki çelişkiler ya da pazarlıklardan, “denge siyaseti” adını verdikleri göstermelik adımlardan insanlık yararına bir sonuç çıkması beklenemez. Buna durumdan vazife çıkarmaya çalışan, içeride milliyetçiliği yükseltirken dışarıda kendine ekonomik ve siyasi olarak yeni bir çıkış arayan Erdoğan hükümetinin, NATO’dan demokrasi bekleyen ana muhalefetin pozisyonu da dahildir.”

 

Exit mobile version