Tarihi geleneği yaşatan kalemkar Berç Melikyan, bugüne kadar liderler, bakanlar, iş insanı ve sanatçılara yaptığı sanat eserleri ve aynı zamanda Sakal-ı Şerif muhafaza kabı tasarlamasıyla dikkati çekti. Kalemkar Melikyan, mesleğini yaşatmak için mücadele ediyor.
Sektöre ailesinin desteğiyle 1974 senesinde Kapalıçarşı Çuhacı Han’da sadekarlık yaparak giren Melikyan, ustası Mardiros Hallaçyan’dan mesleğin tekniklerini öğrendi. Çıraklıktan ustalığa geçişinin ardından yaptığı koleksiyonlarla adından söz ettiren Berç Melikyan, “Kadın Ruhu”, “İnançlara Saygı” ve “40. Yıl” koleksiyonları ile dünyada tanındı.
“Eski işler aslında eskiye bağlanan bir köprüdür”
Berç Melikyan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kalemkarlığın çok eski bir meslek olduğunu, 6 -7 bin sene önceki mücevherlerde bile bu sanatın görüldüğünü belirterek, kalemkarlığın en çok Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde anlatıldığını söyledi.
Kuyumculuk sanatına 5 yaşında ilgi duymaya başladığını ve yaz aylarında çırak olarak başladığı mesleğinin tekniklerini ustasından öğrendiğini belirten Melikyan, sözlerine şöyle devam etti:
“Babam yaz döneminde beni kuyumcu yanına verdi. O dönemlerde ‘Çuhacı Han Akademisi’ derlerdi. Çuhacı Han’da 1974 senesinde sadekarlık öğrenmeye başladım. Usta çırak ilişkisi ile mesleğimi görerek öğrendim. Bunun bir kitabı yok. Benim ustam Mardiros Hallaçyan. Ustam ‘İyisini yapalım.’ derdi. Basitini yapmazdı ve çok iyi bir ustaydı. Çuhacı Han’da 3 sene sadekarlık yaptıktan sonra 1976’da Kapalıçarşı’da kalemkar bir ustanın yanında işe başladım. 1976-1980 senesine kadar orada çalıştım. Antikacıları sürekli izlerdim. Eski işler aslında eskiye bağlanan bir köprüdür. ”
Demirel’e hatıra pulu, Putin’e kutu, Erdoğan’a arma tasarladı
Askerliğini yaptıktan sonra ekonomik nedenlerle kendisine ait iş yeri açamadığını ve Nuruosmaniye’de eniştesinin dükkanına gittiğini ifade eden Melikyan, 20’li yaşlarındayken kuş ve kartal gibi figürleri tasarımlarına işlediğini anlattı.
O yıllarda 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e hatıra pulu tasarladığını anlatan Melikyan, “Çalıştığım dükkana Süleyman Demirel’in yardımcıları geldi. Nazmiye Hanım ve Demirel’e hatıra para basılmış ama yapılan beğenilmemiş. Ben de o zaman hep Demirel’in resmini çizerdim ve yaptığımı çok beğendiler. Eşi Nazmiye Hanım’a da hatıra para yaptık.” diye konuştu.
Melikyan, 2019 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya ziyareti öncesinde de Devlet Başkanı Vladimir Putin için bir kutu tasarladığını belirterek, hediyenin ziyaret sırasında Kremlin Sarayı’nda Erdoğan tarafından Putin’e sunulduğunu söyledi.
“Tasarım kutuda Putin’i bir taç içine aldım ve arkasına Rus bayrağının renklerini yaptım.” diyen Melikyan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da Cumhurbaşkanlığı arması tasarladığını aktardı.
Koleksiyonlarıyla dikkati çekmesinin ardından 2012 yılından sonra tamamen usta olarak atölyesinde kendi tasarımlarını yapmaya başladığını dile getiren Melikyan, şöyle devam etti:
“Tasarımlarımda cam sentetik taşları kullanmamak için büyük çaba harcıyorum. Yakut, zümrüt, pırlanta hepsini kullanıyorum. Yarı değerli taşlar da var. Bir ressamın resim çizerken kullandığı boyalar gibi düşünün altını, gümüşü, pırlantası o tabloyu ortaya çıkaran ve ona ışıltı veren şeyler. Kartal işlemesi en çok kullanmayı sevdiğim figür. Beni en sevindiren şey çok uğraşarak yaptığım bir objenin sunulan kişiyi mutlu etmesi. ”
Müzede sergilenen koleksiyonlarına da değinen Melikyan, “Rezan Has Müzesi’nde de Kadın Ruhu adlı koleksiyonu yaptım. 40. Yıl koleksiyonumu hazırladım. İnançlara Saygı koleksiyonum da yaptığım koleksiyonlar arasında yerini aldı. Hissettiğim zaman insanları, olayları, yaşananları görüyorum. İnançlara Saygı koleksiyonumda öyle çıktı. İnsanlar niye karşısındaki insana saygı duymuyor? 7-8 parçadan oluşan koleksiyonumda Besmele-i Şerif yazılan yüzükler var.” bilgisini verdi.
Sakal-ı Şerif muhafaza kabı
Kendisi için önemli bir yeri olan tasarımına değinen Melikyan, Elazığ ve Erzurum’da tasavvufla ilgilenen din hocasının isteğiyle Sakal-ı Şerif muhafaza kabı tasarladığını belirterek, şunları anlattı:
“Tasarımıma önce Mescid-i Aksa’yı yaparak başladım ve üzerine yakutlarla Hz. Muhammed’i temsilen gül işledim. Bir tarafa da Allah’ı temsilen lale yaptım. Yanına da Besmele-i Şerif’i yazdım. Diğer yanına da duasıyla Mescid-i Nebevi’yi yaptım. Bunun üstüne Sakal-ı Şerif balmumuyla 2 tel konulacak ve sonra kapatılacak. Bunun 70-80 kat örtüleri var ve ona koyularak, müminleriyle buluşacak. Bana, ‘1400 sene böyle gitti, inşallah 1400 sene de senin elinden bu tasarımın içinde Sakal-ı Şerif olacak.’ dediler. Ben de çok duygulandım. Bizim çoğu işimiz maneviyatta. Onu yaşayarak ve hissederek yaptığınızda iş güzel oluyor.”
Kalemkarlığın duygu işi olduğunu ifade eden Melikyan, “Yaptığım tasarımları kuyumculuk olarak görmüyorum. Objedir ama onu yaşıyor ve aslında hislerimizi tasarıma aktarıyoruz. Kalıcı bir şey yapıyoruz. Eserlerimde vermek istediğim, yapabildiğimin en güzelini yapmak. En değer verdiğiniz makama ne verirsiniz diye düşünüyorum.” dedi.
Kalemkarlığın üniversitede ders olarak okutulmasını önerdi
Kalemkarlık mesleğini gelecek nesillere ulaştırmak için mücadele ettiklerini dile getiren Berç Melikyan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Mesleği yaşatmak günümüz şartlarında zor. Makinenin yaptığı bir deseni 2-5 tuşla çıkarabiliyorlar, biz ise bunun için 3-5 ay uğraşabiliyoruz. Bunu ancak sanat galerisi anlar. Mesleğimi oğluma öğretiyorum. Benim gözümde en kıymetli şeyim mesleğim, isterim ki çocuğum da yapsın. Bunun dışında work shoplara, çalıştaylara ve üniversiteye gittim. Üniversitelerin buna el atması lazım. Kalemkarlık bölümünün başına ehil bir insan koyulmalı. Gençlere kalemkarlığı öğretmek için ihtisas dalı olmalı. Türkiye’de kalemkarlık üniversitede seçmeli bir dal ve yüksek lisans olarak okutulmalı.”
Yorumlar kapalı.