Başkent Kopenhag’daki, mutluluk konsepti üzerine kurulu müze geçen ay sessiz sedasız açılışını yaptı. Bu yılın başında açılış için hazır olan müzenin yönetimi salgın nedeniyle planlarını değiştirmek zorunda kalmış. Daha sonra bugünlerde çok ziyaretçi çekemeyeceklerini bildikleri halde ‘Dünyanın biraz mutluluğa ihtiyacı var’ düşüncesiyle müzenin açılışı yapılmış.
Müze, bu duygunun bilimsel tarafını araştıran bir düşünce kuruluşu olan Mutluluk Araştırma Enstitüsü’nün projesi.
Enstitünün başındaki isim Meik Wiking müze açma fikrinin yıllardır ofislerini ziyaret etmek isteyenlerin talebiyle oluştuğunu anlatıyor: “Sanırım insanlar bu tarz bir enstitünün yavru köpekler ve dondurmayla dolu sihirli bir yer olduğunu hayal ediyor. Oysa biz sadece bilgisayar başında oturup veri inceleyen sekiz kişiyiz. Biz de ‘Neden insanların mutluluğun farklı perspektiflerini deneyimleyebileceği bir alan yaratmıyoruz ki’ diye düşündük.”
Covid-19 önlemleriyle açılışını yapan müze, ziyaretçilerine küresel bir mutluluk turu sunuyor: Farklı bölgelerde ne anlama geliyor, tarih boyunca nasıl değişti, bazı ülkeler daha mutluyken bazıları neden değil?
Müzede ziyaretçilere bir tür aydınlanma anı yaşatmayı hedefleyen ve enstitünün araştırmalarına katkı sağlayacak anketler ve interaktif bölümler de var.
Örneğin Wiking, vatandaşlarına ve politik kurumlara güvenmenin mutlulukta çok önemli bir faktör olduğunu söylüyor. Bu yüzden bu müzede ziyaretçiler içi para dolu bir cüzdan bulabiliyor. Düzenli olarak müze çalışanları tarafından bir yere konan bu cüzdan şimdiye kadar içinde bulunanlarla eksiksiz bir şekilde resepsiyona teslim edilmiş.
Müzenin bir bölümünde de dünyanın farklı yerlerinden insanların yolladığı, onlara mutlulık veren objeler sergileniyor. Bu da ziyaretçilere dünyanın farklı yerlerinde mutluluğun ne anlama geldiğini bir bağlama yerleştirmeleri için yardımcı oluyor.
Müzenin temel odak noktalarından biri de Kuzey ülkelerinin neden dünyanın en mutlusu olduğu.