Sosyal medyaya düşen bir görüntüde Suriye’nin kuzeyindeki Haseki bölgesine bağlı Tel Hamis kırsalında bulunan Zahra Köyü’nde bir yırtıcı kuşun hayli yüksek bir bedel ile satıldığı öne sürüldü. Fotoğrafta görülen yırtıcı kuşun türü, Yaban Hayatı Uzmanı Veteriner Hekim Ahmet Emre Kütükçü‘nün verdiği bilgiye göre bir “uludoğan”
Fotoğraftaki uludoğanın Türkiye’de mi yoksa başka bir ülkede mi yakalandığı bilinmiyor.
Ancak sayıları gittikçe azalan uludoğanlar başta olmak üzere Türkiye’de yaşayan kimi yırtıcı kuş türlerinin başı kaçakçılardan dolayı ciddi dertte.
Avcılık yeteneklerinden dolayı tercih ediliyorlar
Arap ülkelerinde yırtıcı kuşlar kullanılarak avcılık geçmişten beri hayli yaygın ve adeta gelenekselleşmiş durumda.
Kütükçü’ye göre özellikle uludoğanların avcılık yeteneklerinin ve görsel çekiciliklerinin Arap avcılar tarafından çok tercih ediliyor.
Kütükcü, uludoğan sahibi olmanın Arap şeyhleri arasında bir statü göstergesi olarak kabul edildiğini ifade etti.
Yakaladıkları uludoğanları araçlarda gizli bölmelerde kaçırıyorlar
Kütükçü, Arap şeyhleri arasındaki popüleritesinden dolayı geçmişten beri kimi Suriyeli kaçakçıların, yerli işbirlikçileriyle birlikte Türkiye’nin özellikle iç bölgelerinde güvercinleri kullandıkları tuzaklarla uludoğanları yakaladıklarını söyledi.
“Yırtıcı kuş kaçakçılığı riski arttı”
Yakalanan uludoğanların araçların gizli bölmelerinde kaçak yollarla Suriye’ye oradan da farklı Arap ülkelerine götürme girişimlerinin sıklıkla görüldüğünü vurgulayan Kütükçü, sözlerini şöyle sürdürdü:
Daha geçtiğimiz günlerde Adana’da bir grup Suriyeli, araçta yırtıcı kuş kaçırırken jandarma tarafından yol kontrolünde yakalandı. Jandarmanın önlemlerine karşın yakalanamayanlar da oluyor. Suriyeli kaçakçılar geçmişten beri yırtıcı kuş özellikle de uludoğan kaçakçılığında rol oynuyordu. Ancak Türkiye’de de yerleşik bir Suriyeli nüfusun oluşmasıyla birlikte yırtıcı kuşlara yönelik kaçakçılık riski daha da arttı. Kuşların göç yollarına tuzaklar kurulup yakalanan yırtıcı kuşlar para karşılığı satılıyor.
“Atmacacılık sertifikası alanlar arasında yırtıcı kuş kaçakçılığı yapanlar var”
Türkiye doğasında yaşayan yırtıcı kuşlara yönelik risk sadece bundan ibaret değil.
Özellikle Karadeniz bölgesinde “Atmacacılık” adı verilen bir geleneğin bulunduğunu ve Orman Bakanlığı’nın “Atmacacılık sertifikası” verdiğini kaydeden Kütükçü, “Bu sertifikayı alanların yılda iki atmacayı sonradan serbest bırakmak üzere yakalama hakları var. Özellikle bıldırcın avı döneminde kullandıktan sonra bunları serbest bırakma zorunlulukları bulunuyor. Ancak bazı kişilerin doğru beyanda bulunmayarak fazladan yakaladıkları atmacaları ya da yakaladıkları başka yırtıcı kuşları gizlice sattıklarına dair iddialar var. Bunun önüne geçilmeli” diye konuştu.
“Esaret altında yetiştirilmiş yırtıcı kuşlar kullanılarak kaçakçılığın önü alınabilir”
Kütükçü, yırtıcı kuş avcılığına karşı önlemlerin artırılması gerektiğini kaydederek, şu öneride bulundu:
“Doğadan kuş yakalanması yerine İngiltere’de yapıldığı gibi esaret altında yetiştirilmiş kuş türleri kullanılarak kaçakçılığın önü alınabilir. Ülke içinde yırtıcı kuş üretime desteklenebilir. Ya da yurtdışında üretilmiş belgeli yırtıcı kuşların ülkeye girişleri kolaylaştırabilir. Yırtıcı kuşların kaçak avcılık yoluyla yok olması doğamızın dengesini de bozacaktır.”
Uludoğan, türünün en irilerinden
Bazı türlerine “kerkenez” adı verilen ve gündüz yırtıcı kuşlar grubundan olan doğanların dünya genelinde neredeyse 37 türü bulunuyor.
Wikipedia’da bilgiye göre uludoğanlar bu türler arasında irilikleriyle dikkati çekiyor.
55-65 santim uzunluğunda ve 150-200 santim genişliğinde olan uludoğanlar açık otlaklarda veya bazı ağaçların tepelerinde yaşıyor.
Doğu Avrupa’dan Çin’e kadar geniş bir alanda görülen ve kışları da Arabistan, Etyopya, Hindistan gibi sıcak ülkelere göç eden uludoğanların avcılık için zorla alıkonulmalarından dolayı doğal ortamlardaki sayıları azalma tehlikesi geçiriyor.
Kaynak: Independent Türkçe
Yorumlar kapalı.