“Ne pahasına olursa olsun büyük ortağa arka çıkmak elbette sizin tercihinizdir ama böylesine kraldan fazla kralcı olmaya, her tartışmada ön alıp ortağınızı bu kadar fedakârca savunmaya pek hakkınız olduğunu sanmıyorum” diyen Çölaşan, “Lütfen beyefendi her konuda kraldan çok kralcı olmaktan biraz olsun vazgeçin, gerektiğinde iktidar ortağınızı da eleştirmeyi öğrenin” dedi.
Emin Çölaşan’ın mektubunun tamamı şöyle:
Sayın Devlet Bey nasılsınız, iyi misiniz? Sağlığınız nasıl? İyi olmanızı içtenlikle dilerim. Devlet Bey sizin zamanınız herhalde pek yoktur, o yüzden konuya hemen gireyim… Memlekette olan şeyleri, yaşadığımız olayları, yolsuzluk ve vurgunları, tahmin ediyorum ki siz hepimizden çok daha iyi görüyor ve biliyorsunuz. İşler pek iyi gitmiyor. Aslında yazacak çok şey var da, bu mektubumda özellikle hırsızlık, yolsuzluk, vurgun, soygun ve israf gibi konulara çok kısaca değinmek istiyorum. Yani iktidarınız döneminde olanlar…
“Olayların üzerine bodoslama dalıp ortağınızı savunmaya çalışıyorsunuz”
Bildiğim kadarıyla siz dürüst ve namuslu bir insansınız. Siyasetin göbeğinde yaşadığınız uzun yıllar boyunca adınız en küçük bir lekeye, şaibeye ve olumsuzluğa bulaşmadı. Şirketleriniz falan yok. Kişisel kazançlarla herhangi bir ilişkiniz de yok. Ömrünüzün uzunca bir bölümü devlette, sonra da siyasette geçti. Şimdi iktidarın resmi olmasa bile ortağısınız Devlet Bey… İşin ilginç yanı, bu ortamda büyük ortağınızın yarattığı her olumsuzluğu savunmak size ve partinize düşüyor. Üstelik bu savunmayı çok sert sözlerle, eleştirenlere tehdit ve hakaretlerle yerine getirmeye çalışıyorsunuz. AKP’nin en büyük savunucusu siz oldunuz. Kimsenin gözünün yaşına bakmıyor, bu gibi olayların üzerine bodoslama dalıp ortağınızı savunmaya çalışıyorsunuz.
“Görmedik, duymadık, tanık olmadık”
Sadece bir tek örnek vereyim… Sedat Peker’in bir süreden beri yapmakta olduğu açıklamalar çok vahim. Adam bir sürü pisliği, vurgunu ve yolsuzluğu açıklıyor ve bugüne kadar hiçbiri yalanlanmadı. Onu da bırakın bir yana, Türkiye’nin her alanda nerelere nasıl savrulduğunu, halkın ekonomik açıdan ne durumlara düşürüldüğünü de bizden çok daha iyi biliyorsunuz. Bilmediğinizi iddia edemezsiniz… Ama sessiz ve suskun kalıyorsunuz… Ve bütün gücünüzü “Muhalefete karşı muhalefet yapmaya” harcıyorsunuz. Böyle bir siyaset taktiği olabilir mi beyefendi? Bırakın hepsini bir yana, bugüne kadar büyük ortağınıza bu gibi konularda herhangi bir eleştiri getirdiğinizi görmedik, duymadık, tanık olmadık.
“Devlet Bey, memleket resmen soyuluyor”
Devlet Bey, memleket resmen soyuluyor. Her alımda, her ihalede bir sürü dümenler dönüyor. Bazı büyük müteahhitler başta olmak üzere yandaş kesim kollanıyor, memleketin trilyonları onlara hortumlanıyor. Muhalefet partilerinden şu veya bu nedenle tiksiniyor olabilirsiniz. Ona bir şey diyemem. Ama lütfen, gelişmeler karşısında biraz daha tarafsız olmaya çalışınız. Büyük ortağınız aldı başını gidiyor. Hak, hukuk, anayasa, eşitlik gibi kavramlar yok edildi ama size yazdığım şu kısa mektupta onlara değinecek değilim.
“Siz öylesine bir AKP destekçisi oldunuz ki, akıl alacak gibi değil”
Milletin sizden beklentisi, vatanımızın birkaç kişinin kaprisleri uğruna göz göre göre ve daha fazla soyulmasına karşı çıkmanızdır. Bu konuda siz tavır koymazsanız kim koyacak Devlet Bey? Hepsini bırakalım bir yana, ortağınız Recep Bey’in talimatı doğrultusunda Demirören ailesine Ziraat Bankası tarafından verilen ve geri ödenmeyen 750 milyon dolarlık kredinin üzerine en başta sizin gitmeniz gerekmez mi? Millet ve tahmin ediyorum ki yurtsever ülkücü tabanınız sizden bunu bekliyor. Zira o parada size oy veren ülkücülerin de hakkı var. Oysa siz öylesine bir AKP destekçisi oldunuz ki, akıl alacak gibi değil.
Ne pahasına olursa olsun büyük ortağa arka çıkmak elbette sizin tercihinizdir ama böylesine kraldan fazla kralcı olmaya, her tartışmada ön alıp ortağınızı bu kadar fedakârca savunmaya pek hakkınız olduğunu sanmıyorum. Bana inanmazsanız gidin ve size oy veren kitlelere sorun. Onlar da belki size soracaktır: “Sayın genel başkanım siz birkaç yıl öncesine kadar bu iktidara sözlerinizle saldırıp onları köşeye sıkıştırırdınız. Şimdi ne oldu da onların en büyük destekçisi kesildiniz? Hatta o kadar ki, bir mitinginizde Recep Bey’e kürsüden ip atmıştınız. Onun ne anlama geldiğini anlayan anladı da, siz acaba unuttunuz mu?”
“Siz o sözleri söylemeye cüret edenlere nasıl destek veriyorsunuz?”
Sayın Devlet Bey, desteğinizi esirgemediğiniz Recep Bey’in bir sözü vardır, acaba o konuda ne düşünürsünüz!.. “Biz her türlü milliyetçiliği ayaklar altına almış bir partiyiz!” Oysa Türk Milleti sizi ve partinizi “Türk milliyetçisi” olarak biliyor!.. Peki ama siz o sözleri söylemeye cüret edenlere nasıl destek veriyorsunuz?
Türk Milleti Recep Bey ve partisini de elbette izliyor. Ama onun yaptıkları sizin kadar “Şaşırtıcı” olmuyor. Zira onun yolu zaten belli. Acaba sizin yolunuz da belli mi?
“Lütfen beyefendi her konuda kraldan çok kralcı olmaktan biraz olsun vazgeçin”
Şu tabloya lütfen dikkatlice bakın Sayın Devlet Bey… Ülkemizin bir tek şahıs ve onun saray ekibi tarafından yönetilmesi, Meclis’in bile devre dışı bırakılması, hukuk ve adalet kavramlarının yok edilmesi, ülkemizin belli yandaş güruhların vurgunlarına, yolsuzluklarına teslim edilmiş olması acaba içinize siniyor mu? Lütfen beyefendi her konuda kraldan çok kralcı olmaktan biraz olsun vazgeçin, gerektiğinde iktidar ortağınızı da eleştirmeyi öğrenin. (Dikkat ediniz, bazen göstermelik bile olsa muhalefet yapın demiyorum!) Çok sayıda AKP’li bile özel sohbetlerde “Devlet Bey bizim başımıza konmuş bir devlet kuşudur. Aman incitmeyelim zira o bizim stepnemizdir. Siyaset tarihine böyle bir devlet kuşu bir daha gelmez” diyorlar.
Beyefendi size kolay gelsin, yolunuz açık olsun. Size daha nice başarılar diliyorum! (Bunları yazarken size ısrarla oy veren yurtsever, fakir fukara, iş arayan çaresiz ama yurtsever ülkücüleri düşünüyorum.) Saygılarımın kabul edilmesini istirham ediyorum. Sıradan vatandaş Emin.
Yazı için tıklayın.
Yorumlar kapalı.