Saf aklın sınırlarında çizgi roman dünyasından gerçekliğe uzanan bir delilik Joker

1 milyar dolar gişe hasılatına ulaşan ilk R-Rated (18+) film olarak sinema tarihine geçen Joker, bu yılın en çok izlenen filmlerinden biri oldu. Joaquin Phoenix'in başrolünde oynadığı film IMBD'ye göre yılın en iyi filmi. Yazar Erdem Bolca, Gazete Kolektif'e filmi değerlendirdi...

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Joker, Todd Phillips’in yönetmenliğini yaptığı ve Joaquin Phoenix’in başrolüde efsane bir performans sergilediği film ile yeniden sinema dünyasına girdi. Ancak Joker’in girişi çizgi romanların bu zamana kadarki sinemaya girişi gibi değil. Phillips’in açıkladığı gibi “Bu bir Joker filmi değil, Joker olma filmi”. Kısacası bir deliliğin anlatısı… Film ile birlikte şu soru da aklıma düştü: Çizgi roman dünyasında o kadar kahraman ve anti-kahraman varken neden sadece Joker ve Batman sinema dünyasında özel efektleriyle değil de senaryo ve draması ile ön plana çıkıyor? Bu soruya cevap bulma çabamızda gelin Batman ve diğer süper kahramanların gelişimine bir göz atalım.

Superman ve çizgi roman dünyasının evrimi

DC evrenin ilk süper kahramanı bildiğiniz gibi Superman… İlk olarak 18 yaşındaki iki genç olan, Jerry Siegel ve Joe Shuster tarafından, 2 Haziran 1932 tarihinde “Super-Man” olarak hayat buldu. Yaratılışının üzerinden tam 6 yıl sonra 1938 tarihli “Action Comics #1” ile bir çizgi romanda ilk defa yayımlanabildi. Bu dönemde kimsenin Superman’e inancı yoktu. Zamanın ruhu!
1930’lu yıllarda bildiğimiz anlamda “çizgi roman” diye bir şey yoktu. Bu durumu değiştiren Superman ile onu yayımlayan DC Comics oldu. Karakter bir anda ülke çapında bir sembol haline geldi. Bu başarının ardından 1939 yılında yeni bir karakter daha doğdu: Batman.

Batman doğuyor

Batman ise 1939 yılının Mayıs ayında “Detective Comics #27” sayısı ile hayatımıza girdi. Batman’i yeniden tasarlıyan ve ona karanlık bir taraf katan isim ise Bill Finger oldu. Batman, arzı endam ettikten sonra hemen Superman’dan farklı bir konuma erişti. Hırsızlar, katiller ve mafyaydı Batman’in düşmanları. Batman’in yaratıldığı döneme bakıldığında insanların sıkı bir şekilde Batman ile bağlantı kurması şaşırılacak bir durum değil. Büyük Buhran döneminde artan işsizlik ve ekonomik kriz sebebiyle Amerika’da artan suç ve yağma olayları, İkinci Dünya Savaşı arifesindeki artan kötümserlik Batman’in toplumda hemen yer edinmesini hızlandırmıştı. Batman, ilk defa 1940 yılının Nisan ayında “Batman #1” sayısı ile kendi çizgi romanıyla okurların karşısındaydı. Bu çizgi romanda hayatımıza bir başka karakterde girdi: Joker.

Bir delinin hatıra defteri

Joker’in yaratılış evreside kendi karakteri gibi bilinmezliklere ve anlaşılmazlıklarla dolu. Öncelikle Joker’i tam olarak kimin yarattığı belli değil. Tam üç isim geçiyor: Bob Kane, Bill Finger ve Jerry Robinson… Joker’in ilk hikayesini 1951 yılında Bill Finger işledi. Bu belirsizlik Joker’e ayrı bir hava kattı ve karakterimiz Batman hayranları tarafından merak edilen bir gizeme dönüştü. Hem Batman hem de Joker gelişimlerini sürdürürken, Dr. Frederick Wertham tarafından yayımlanan bir yazıda çizgi romanların çocuklar üzerindeki kötü etkilerinden bahsedildi. Ardından gelişen olaylar sonucu 1954 yılında çizgi romanlara yayınevleri tarafından otosansür uygulaması getirildi. Bu otosansür döneminde hem Batman hem de Joker kendi gerçekçiliklerinden koparıldı. Bu dönemde Joker şakalar yaparak hırsızlık yapan bir palyaçoya dönüştürüldü. Batman’den bahsetmek bile istemiyorum çünkü onun durumu kendisine göre daha komikti. Bu dönemin etkileri 70’lere kadar devam etti. 1970’ler ve sonrasında ise otosansürün etkilerinin kalkmasıyla birlikte karakterimiz Joker yeniden karanlık tarafına kavuşmuş oldu. Daha sonraki yıllar boyunca Joker çok farklı yazarlar tarafından kaleme alındı. Bundan kaynaklı kendisine çok çeşitli geçmiş hikayeleri işlendi. Bu da onu çizgi roman dünyasında özel yapan öğelerden bir tanesi oldu. Ama Joker ile verilmek istenen hep deliliğin hayatın ta kendisi olduğu ve hepimizin biraz kaçık olduğuydu. Yeter ki uygun şartlar hazır olsun!
Sinemaseverlerde büyük heyecan yaratan Joker, belki de içimizde yatan o deliyi dürttüğü için bu kadar seviliyor. Karanlık ve bilinmez geçmişi ile tekrar tekrar hikayesi yazılıyor. Aynı insanlık gibi. Bunun nedeni de yine onun sözlerinde saklı: “Ben ne olduğundan tam olarak emin değilim. Bazen bir şekilde hatırlıyorum, bazen başka bir şekilde… Eğer bir geçmişim olacaksa, bunun çoktan seçmeli olmasını isterim! Demek istediğim şu ki, ben delirdim. Dünyanın ne kadar karanlık, berbat bir şaka olduğunu gördüğüm zaman bir yaban ördeği gibi delirdim! İtiraf ediyorum. Sen neden edemiyorsun?”

 

Saf aklın sınırlarında çizgi roman dünyasından gerçekliğe uzanan bir delilik Joker
Erdem Bolca

Saf aklın sınırlarında çizgi roman dünyasından gerçekliğe uzanan bir delilik Joker

Yorumlar kapalı.