Nobu İstanbul’un davetlisi olarak gelen De Niro, The Ritz-Carlton’da düzenlenen basın toplantısında kendine yöneltilen soruları yanıtladı.
De Niro, İstanbul’a geldiği için mutlu olduğunu, daha önce birkaç kez daha İstanbul’a geldiğini ancak ziyaretlerinde yeterince uzun kalamadığını aktardı.
İstanbul’da olmanın harika olduğunu kaydeden De Niro, İstanbul’da bir film projesi olup olmadığına yönelik soru üzerine, şu anda böyle bir planının olmadığını ancak çalışmayı sevdiği yönetmenlerden biri İstanbul’da çekilecek bir film senaryosuyla gelirse zevkle oynayabileceğini söyledi.
Robert De Niro, İstanbul’da en sevdiği yerin halı satılan çarşılar olduğunu dile getirerek, “Çok etkileyiciydi. Kızımı oraya götürmeyi istiyorum.” diye konuştu.
“Gelmeden önce birkaç Türk filmi izlemiş olmayı isterdim”
Türk sineması hakkında bir fikri olmadığını ifade eden 78 yaşındaki De Niro, bu konudaki soruya cevap veremeyeceğini belirtti.
De Niro, “Türk filmi izlemedim. Hatta son dönemde film izlemiyorum. Buraya gelmeden önce birkaç Türk filmi izlemiş olmayı isterdim ancak üzgünüm, izlemedim.” dedi.
İstanbul’un Asya ve Avrupa kıtasını birleştiren coğrafi yapısına dikkati çeken De Niro, şunları söyledi:
“Burası film yapmak için harika bir yer. Sadece bir hikaye gerek. Zor olan kısım bu. Şehir harika ve çok büyük. Çok büyük bir şehir. 20 yıl önceki ziyaretimde, buranın ne kadar büyük olduğu aklımda kalmış. Aracı sürüyorsunuz ve asla (yol) bitmiyor. Bugün havaalanına indiğimde de yine çok büyük olduğunu düşündüm. Her yerde olduğu gibi burada da anlatılması gereken büyük hikayeler var. Bu şehrin bir büyüsü var.”
Al Pacino ile 50 yılı aşan dostluğuna da değinen De Niro, “Biz arkadaşız. Her gün görüşmüyoruz ancak sağlam bir dostluğumuz var. Birbirimizle konuşmaktan her zaman çok zevk alıyoruz. Bu kariyerimizle ilgili de olabilir, karşılıklı tavsiye vermek ya da başka şeyler üzerine olabilir.” ifadelerini kullandı.
De Niro, son dönemde dijital platformların yükselişine ilişkin, “Netflix olmasa Irishman’i çekemezdik. Ne diyebilirim ki? Memnunum. Filmi yapabilmemiz için ihtiyacımız olan her şeyi verdiler.” değerlendirmesinde bulundu.
Sosyal medya hesabı bulunmamasına yönelik soru üzerine ise De Niro, şunları kaydetti:
“(Instagram) Şaka mı yapıyorsunuz? Bu saçmalığın içinde olmak isteyeceğimi mi düşünüyorsunuz? Ben böyle mutluyum. Kim ihtiyaç duyuyor. Sen, o, diğeri… Benim ihtiyacım yok. Twitter? Hayır asla Twitter hesabım da yok. Eğer benim iznim dışında açtıysalar da hayır, Twitter hesabım yok. Lütfen. Bu korkunç. Dünyanın en büyük aptalı Twitter’da ve sanırım kimden bahsettiğimi biliyorsunuz. Nihayet susturdular onu.”
“Nobu’nun, İstanbul ve Türkiye’ye değer kattığını düşünüyoruz”
Nobu’nun Türkiye ortağı, Süzer Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Baran Süzer de toplantıda yaptığı konuşmada, “Süzer Grubu olarak, öncülük ettiğimiz yatırımlar arasında Nobu ayrı bir yer tutuyor. Nobu’nun, İstanbul ve Türkiye’ye değer kattığını düşünüyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Yapımcı Meir Teper de dünyanın en güzel şehirlerinden biri olan İstanbul’a geldiği için mutlu olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Daha önce birçok kez buraya geldim. Baran’ın da söylediği gibi, sonunda ailemizin bir parçası olan, buradaki partnerimizi bulduk. Çok heyecanlıyız. Biraz geciktik. Kovid nedeniyle daha önce gelemedik fakat sonunda buradayız. Burada olduğumuz için çok mutluyuz. Geldiğiniz için teşekkürler.”
Şef Nobu Matsuhisa da Türkiye’de oldukları için memnuniyetini dile getirerek, “Buraya geldiğim için çok heyecanlıyım. Buraya 12 kez geldim ve her geldiğimde yeni bir şeyler buluyorum burada.” ifadelerini kullandı.
Nobu CEO’su Fumihiro Tahara’nın da katıldığı toplantının ardından, konuşmacılar, Nobu Istanbul’da basına kapalı gerçekleşen sake seramonisine katıldı.