Film yapımcılarına, gazetecilere ve onu tanıyan kişilere göre Prenses Diana’nın 1997’de ölmeden önce planladığı hedefler oğlu Prens Harry ve onun eşi Meghan Markle’ın attığı adımlara çarpıcı biçimde benziyor.
Sussex Dükü ve Düşesi, ABD’ye taşınıp Kaliforniya’da kendilerine yeni bir hayat kurduktan sonra Netflix ve Spotify gibi platformlarla içerik sözleşmeleri imzalamış ve ünlülerle dostluklarını geliştirmişti.
Vanity Fair’den Hadley Hall Meares’ın haberine göre Prenses Diana da talihsiz biçimde ölmeden önce kendisine benzer rota çizmişti.
Diana Spencer epey sanatsal bir mizaca sahipti ve bu Kraliyet ailesinin yapısına tezat oluşturuyordu. Gazeteci Tina Brown, Prenses Diana’nın babasının hevesli bir fotoğrafçı olduğunu ve bu nedenle “kamerayı sevgiyle ilişkilendirerek” büyüdüğünü ifade etti.
Küçüklüğünden itibaren dans etmekten ve gösteri yapmaktan hoşlanan Diana, piyano çalmaya ve dans etmeye bayıldığını Andrew Morton’a söylemişti.
The Royals kitabının yazarı Kitty Kelley ise Galler Prensesi’nin hayatı boyunca baleye tutkulu olduğunu belirtti.
ABBA, Eric Clapton, Neil Diamond, George Michael, Elton John ve Michael Jackson gibi döneminin popüler sanatçılarını ilgiyle takip eden Diana, Clint Eastwood ve Tom Selleck gibi aktörleri izlemekten de büyük keyif alıyordu.
Battle of Brothers: William and Harry kitabının yazarı Robert Lacey, Diana’nın Prens Charles’la evliliğinin başından itibaren “gösteri dünyası ve eğlence unsurunu” hayatına taşıdığını belirtiyor.
Bu açıdan Beyaz Saray’da Hollywood yıldızı John Travolta’yla 1985’te yaptığı ikonik dans pek çok kişiyi şaşkına uğratmıştı. Travolta o dönem prensese dair şu ifadeleri kullanmıştı:
Çok karizmatikti ve bir film yıldızının duruşuna sahipti.
Gazeteci Brown, 1990’larda eşiyle arası bozulduğunda Prenses Diana’nın medyayı çok iyi yönlendirdiğini düşündüğünü belirtiyor. Zekice verilen görüntülerin Leydi Di’nin yaşadıklarının pembe dizi gibi gösterilmesinde pay sahibi olduğu anlaşılıyor.
Eski Kraliyet çalışanı Paul Burrell 2006’da verdiği bir röportajda Diana’nın boşandıktan sonra ABD’de yeni bir hayat kurmayı istediğini söylemişti.
Bununla birlikte Hollywood yıldızı Kevin Costner, Bodyguard’ın devam filminde yer almak için Prenses Diana’nın kendisiyle irtibata geçtiğini öne sürmüştü.
Costner şu ifadeleri kullanmıştı:
Telefonda inanılmaz derecede tatlı olduğunu hatırlıyorum ve ‘Öpüşme sahnemiz olacak mı?’ diye sormuştu.
Tina Brown, 1997’de ölmeden hemen önce Galler Prensesi’nin televizyon projelerinde yer almayı planladığını da belirtti.
Prenses Diana görünüşe göre eğer ölmeseydi muhtemelen oğlu Prens Harry ve Meghan Markle gibi sansasyon yaratan pek çok projeye imza atabilirdi.
Kaynak: Independent Türkçe