Pandeminin ilk yılında neler öğrendik?

Pandeminin ilk yılında neler öğrendik_

İlk Covid-19 (Sars-CoV-2) vakası bir yıldan uzun bir süre önce tespit edildiğinde, virüs bilim insanlarını, doktorları ve hastaları şaşırttı.

Bir yıl içerisinde, pandemi 2,6 milyondan fazla can aldı ve dünya çapında (10 Mart itibarıyla), 117 milyon vaka görülmesine neden oldu.

Fakat bu süre zarfında, doktorlar ve bilim insanları yeni koronavirüs türü hakkında çok sayıda kanıt topladılar ve şimdi nasıl bulaştığı ve nasıl tedavi edilebileceği konusunda daha fazla şey biliyoruz.

İşte koronavirüs hakkında öğrendiğimiz sekiz önemli şey:

1. YÜZ MASKELERİ COVİD-19’UN BULAŞMASINI ENGELLEMEK İÇİN GEREKLİ

Sadece yüz maskesi takmak koronavirüsün yayılmasını engellemiyor, ancak birkaç araştırmaya göre yayılmasını engellemek için çok yardımcı oluyor.

Son zamanlarda, ABD’deki Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC), yüze iyi oturan iki maske (kumaş maskenin üzerine cerrahi maske) takmanın virüsün yayılmasını % 90’dan fazla engelleyebileceğini açıkladı.

Uzmanlara göre, maskeler en az iki fayda sağlıyor: Kullanıcılar için koruma ve maske takan enfekte bir kişiye yaklaşanlar için koruma.

Haziran ayından bu yana Dünya Sağlık Örgütü (WHO), evden ayrılması gereken tüm insanlar için bez maskelerin kullanılmasını öneriyor.

BM ajansı Aralık ayında tavsiyelerini güncelledi ve özellikle sağlık kuruluşlarında yüz maskeleri konusunda daha katı kuralların uygulanması çağrısında bulundu.

CDC de aynı öneriyi Nisan ayında yapmıştı.

Son zamanlarda, bazı Avrupa ülkeleri, ev yapımı kumaş maskelerin kullanılmasını tavsiye etmedi – hatta yasakladı. Onun yerine daha yüksek bir koruma seviyesi sunan N95 ve PFF2 maskelerinin kullanılmasını gerekli kıldı.

Biyomedikal mühendisi ve Covid-19 BR Gözlem Grubu’nun bir üyesi olan Vitor Mori BBC’ye, “Kumaş maskeler yararlıydı ve halen de öyleler, ancak yalnızca takanın neden olduğu parçacıkların yayılımını azaltarak başkalarını sizden korurlar” dedi.

2. COVİD-19 SADECE YAŞLILARI ETKİLEMEZ

Covid-19 sırasında şiddetli belirtiler gösterme riski yaşla birlikte artıyor ve bu ileri yaştaki yetişkinleri daha büyük risk altına sokuyor.

Bunun nedeni çok basit ve koronavirüs ile hiçbir ilgisi yok: yaşlandıkça, bağışıklık sistemimiz de yaşlanıyor ve vücudumuzun enfeksiyonla savaşma kabiliyeti düşüyor.

Ancak bu, gençlerin, Covid-19’dan etkilenmeyeceği anlamına gelmiyor – diyabet, hipertansiyon ve obezite gibi altta yatan sağlık sorunları olmayanların bile.

Herkes gibi gençler de ciddi semptomlar geliştirebilir, hastaneye yatmaları gerekebilir ve hatta ölebilirler.

Yine de, 50 yaşın altındakilerde (ve özellikle 30 yaş altındakilerde) Covid-19’dan ölüm riski oldukça düşük kabul ediliyor.

İspanya’daki hemşireler BBC’ye, Covid-19’dan kaynaklanan zatürrenin genç hastalarda düzenli bir komplikasyon haline geldiğini söyledi.

WHO Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus Mart 2020’de “Bu virüs gençlerin haftalarca hastanede kalmasına yol açabilir, hatta onları öldürebilir” demişti.

Ghebreyesus ayrıca, gençlerin hastalıktan ciddi şekilde zarar görmemelerine rağmen davranışlarının “başka bir kişi için yaşam ve ölüm arasındaki fark” anlamına gelebileceği konusunda uyarmıştı.

3. COVİD ‘HAFİF BİR GRİP’ DEĞİLDİR

Covid semptomları griptekilerle benzer olabilir:

  • yüksek ateş
  • öksürme
  • yorgunluk

Bazı insanlar ayrıca kas ağrısı, baş ağrısı ve muhtemelen ishal veya kusma yaşayabilir.

Grip gibi, koronavirüs de insanlar herhangi bir belirti göstermeden bulaşabilir veya hastalar asemptomatik olabilir.

Ancak Covid bazı insanlar için çok daha tehlikeli sonuçlar doğurabiliyor.

Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro veya eski ABD Başkanı Donald Trump gibi politikacılar, Covid-19’un “hafif bir grip” gibi olduğunu söyleyerek ciddiyetini küçümsemek istemiş olabilirler – ancak her iki ülkedeki istatistikler farklı bir hikaye anlatıyor.

ABD’de Covid, son aylarda başlıca ölüm nedeni olurken (şimdiye kadar 525.000’den fazla insan öldü) Brezilya’da bu rakam 266.000’e ulaştı (Brezilya’nın resmi rakamlarına göre inme, kalp hastalığı ve zatürre gibi diğer ölümcül hastalıkları geride bıraktı).

4. KORONAVİRÜS HAYVAN KÖKENLİDİR (VE LABORATUVARDA ÜRETİLMEMİŞTİR)

WHO ekibi, Vuhan’daki (Çin) Sars-CoV-2’nin kökenini araştırdı ve tüm kanıtların yeni koronavirüsün “hayvandan” kaynaklandığına işaret ettiğini söylüyor.

WHO ekibinin başkanı Peter Ben Embarek gazetecilere yaptığı açıklamada, “Şimdiye kadar topladığımız tüm veriler bizi koronavirüsün kökeninin hayvan olduğu sonucuna götürüyor” dedi.

Embarek’e göre, kanıtlar yeni koronavirüsün ilk olarak yarasalarda ortaya çıktığını gösteriyor:

“Ancak bu hayvanların Vuhan’da bulunması pek olası değil. İletimi sağlayan ara hayvanı tespit etmek henüz mümkün olmadı.”

Embarek, koronavirüsün kökenine ilişkin araştırmanın halen devam ettiğini söyledi, ancak yeni koronavirüsün bir laboratuvardan sızmasının “son derece olasılık dışı” olduğunu da sözlerine ekledi.

5. KLOROKİN VE HİDROKSİKLOROKİN, COVİD TEDAVİSİNDE İŞE YARAMAZ

Pandeminin başlarında, geleneksel olarak sıtma ile savaşmak için kullanılan bir ilaç olan klorokin ve türevi olan hidroksiklorokin’in Covid tedavisinde işe yarayabileceği düşünülüyordu.

Hem Çinli araştırmacılar hem de bir Fransız araştırma grubu, ilaçların etkili olabileceğini öne sürdü, ancak o zamandan beri birçok çalışma bu ilaçların hiçbir yararı olmadığını ve hatta zararlı etkilere yol açabileceğini bildirdi.

Geçen yılın Temmuz ayında, WHO, Covid-19 hastalarında ölüm oranlarında bir azalma olmadığını keşfettikten sonra hidroksiklorokin ile denemeleri askıya aldı. Aslında bugüne kadar bu ilaçların koronavirüse karşı kullanımında etkinliği kanıtlanmış değil.

6. AMBALAJDAN ENFEKTE OLMA İHTİMALİNİZ DÜŞÜK

Salgının başlangıcında, sosyal medyada binlerce kişi, ambalajları ve yiyecekleri sürekli yıkamak zorunda kalmanın acısını paylaştı.

Ancak WHO’ya göre, “gıda veya gıda ambalajından bulaştığı teyit edilen bir COVID-19 vakası” yok.

Bununla birlikte, WHO, mağazalara girmeden önce el dezenfektanı kullanmak ve eve dönüldüğünde, yiyecek kaplarına dokunduktan sonra ve yemekten önce elleri iyice yıkamak gibi bir dizi önlem listeliyor.

ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) bu iddiayı destekleyen bir rapor hazırladı ve gıdanın veya ambalajının koronavirüsün olası bir bulaşma kaynağı olduğuna dair kanıtlanmış bir kanıt olmadığını söylüyor.

Eve yemek sipariş etmenin endişe yaratmasına gerek yok, ancak teslim edilen yiyecekleri aldıktan sonra elleri yıkamak önemli.

Uzmanlar ayrıca plastik poşetlerin yalnızca bir kez kullanılmasını tavsiye ediyorlar.

7. COVİD’E BİRDEN FAZLA KEZ YAKALANABİLİRSİNİZ

İngiltere Halk Sağlığı Kurumu tarafından yapılan bir araştırma, Covid-19’a yakalananların çoğunun (% 83) en az beş ay boyunca bağışıklığa sahip olduğunu ortaya koydu.

Ancak Covid-19’a yeniden yakalanma vakaları nadir de olsa birkaç ülkede tespit edildi – ve sağlık uzmanları için en büyük endişe kaynağı yeni varyantlarla yeniden enfeksiyon kapılması.

Covid-19’u atlatan çok sayıda kişinin test sonuçları tekrar pozitif gelmeye başlarsa, bunun nedeni yeni bir varyant olabilir.

Bu durumda bu, bir kişi enfeksiyona yakalandıktan sonra vücudunun ürettiği antikorlardan kaçabilen bir tür demek.

Dolaşımda olan binlerce farklı Covid versiyonu veya varyantı var, ancak şu anda en endişe verici olanlar:

• Brezilya varyantı (P.1 olarak da bilinir) şu anda en az 15 ülkede bulundu

• 50’den fazla ülkeye yayılan ve yeniden mutasyona uğradığı görülen İngiltere veya Kent varyantı (B.1.1.7 olarak da bilinir)

• En az 20 başka ülkede bulunan Güney Afrika varyantı (B.1.351)

Yeni varyantların ortaya çıkması beklenmedik bir şey değil – tüm virüsler yayılmak ve gelişmek için kendi kopyalarını üretirken mutasyona uğruyor.

Bu farklılıkların çoğu önemsiz. Hatta birkaçı virüsün hayatta kalması için iyi bile olmayabilir. Ancak bazı varyantlar virüsü daha bulaşıcı veya tehlikeli hale getirebilir.

Her üç durumda da, yeni, daha bulaşıcı varyantlar, vaka sayılarının ve hastaneye yatışların artmasında önemli bir rol oynadı.

8. AŞILARIN YENİ VARYANTLARA KARŞI İŞE YARAMASI BEKLENİYOR – EN AZINDAN ŞİMDİLİK

Mevcut aşılar, koronavirüsün ilk halleri etrafında tasarlandı, ancak bilim insanları, tam olarak olmasa da, bunların yine de işe yaraması gerektiğine inanıyor.

Yakın zamanda yapılan bir araştırma, Brezilya varyantının, koronavirüsün daha önceki bir versiyonuna yakalanıp iyileştiği için bir miktar bağışıklığa sahip olması gereken kişilerde antikorlara direniyor olabileceğini gösteriyor.

Bununla birlikte, ilk laboratuvar sonuçları, Pfizer aşısının biraz daha az etkili olsa da yeni varyantlara karşı koruma sağlayabileceğini öne sürüyor.

Yakında onaylanabilecek iki yeni koronavirüs aşısı – biri Novavax’tan, diğeri Janssen’den – bir miktar koruma sağlıyor gibi görünüyor.

Oxford-AstraZeneca aşı ekibinden elde edilen veriler, yeni İngiltere varyantına karşı da aynı korumayı sağladığını gösteriyor. Güney Afrika varyantına karşı daha az olsa hastalığın ciddileşmesini önleyecek düzeyde koruma sağlıyor.

Moderna’nın ilk sonuçları, aşının Güney Afrika varyantına karşı etkili olduğunu öne sürse de, bağışıklık çok güçlü veya uzun süreli olmayabilir.

Uzmanlar, gelecekte yine farklı varyantların ortaya çıkabileceğini, ancak en kötü senaryoda bile aşıların gerekirse birkaç hafta veya ay içinde daha iyi bir eşleşme olacak şekilde yeniden tasarlanabileceğini söylüyor.

Gribi tedavi ettiğimiz gibi koronavirüsü tedavi etmeye başlayabiliriz, dolaşımdaki virüslerdeki değişiklikleri hesaba katarak her yıl yeni bir aşı üretilebilir.

Kaynak: BBC Türkçe

Exit mobile version