Özgür Özel’den Gezi Parkı davası tepkisi: Türkiye’yi de dünyaya rezil etmeyin

Özgür Özel

Bin 602 gündür tutuklu bulunan Osman Kavala ile tutuksuz sanık Ayşe Mücella Yapıcı’nın ‘cebir ve şiddet kullanarak hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçlaması ve ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı 17 sanıklı Gezi Davası’nın bugünkü duruşması İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Nihai kararın çıkması beklenen dava, sanıklar ve avukatlarına esas hakkındaki savunmalarını hazırlamaları için son kez süre verilerek 22 Nisan 2022 tarihine erteledi. Mahkeme, Osman Kavala’nın ise tutukluluk halinin devam etmesine karar verdi.

Duruşma sonrası Çağlayan Adliyesi önünde, Taksim Dayanışması avukatlarından Enver İşler, CHP Grup Bakanvekili Özgür Özel, HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm ile TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık açıklama yaptı.

“BİR TEK DELİL TOPLANMAMIŞ, EKSİKLİKLER GİDERİLMEMİŞ”

Taksim Dayanışması avukatlarından Enver İşler, “Gezi, 9 senedir yargılanıyor. Ama aslında bir yargılama faaliyeti yapılmıyor. 9 senedir bunu söylüyoruz. Soyut isnatlarla, ‘öyle olmuştur, böyle olmuştur’ düşünceleriyle başlatılan soruşturmalar, düzenlenen iddianameler, adeta birer siyasi tarih tezi niteliğindeki belgelerin savcılık evrakı olarak karşımıza çıkartılmasıyla yaşıyoruz biz bu yargılama sürecini. Celse arasında savcılık, esas hakkında mütalaasını sunmuştu. Bugün, bir parça usulü talepler ve esas hakkında mütalaalarla ilgili çok kısa görüşlerimizi paylaştık. Ama şunu söylemek gerekir; toplanılması gereken bir tek delil dahi toplanmamış durumda bu dosyada. İstinaf mahkemesinin işaret ettiği, yapılmasını zorunlu gördüğü eksiklikler dahi giderilmeden bir anda hızlıca tefrik kararıyla karara gitme yöntemi seçildi” diye konuştu.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ise berat kararına rağmen davanın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla yeniden açıldığını savunarak şunları söyledi:

GEZİ RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN TALİMATIYLA 3. KEZ YARGILANIYOR

“Biz bu filmi daha önce iki kez izledik. Silivri’de daha önce Fethullahçı savcıların, iddianamelerinin teker teker çöküp, iddianameyi sahiplenen savcının yavaş yavaş kürsünün altında yok olur hale geldiğini de görmüştük. Hepimiz ayağa kalktık ve ‘Türk milleti adına karar veriyoruz’ diye bir karar okundu. Ve o kararda Gezi beraat etti. Gezi beraat etti çünkü bütün deliller çökmüştü. Orada bunu iddia edenler, bu insanların yüzüne, gözüne bakamayacak hale gelmişti. Ama bir yerde beraat etmedi. Kendisini her şeyin üzerinde gören birisinin aklında, beyninde, zihninde Gezi mahkûm edildiği için Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatla üçüncü kez yargılanıyor.

BU TÜRKİYE’Yİ REZİL ETMEKTİR

Daha insanların masumiyetlerini ispat etmeleri için ne yapmaları gerekiyor bilmiyoruz. Hakimlerin beraat verdiği bir davanın sanıklarının beraat edemediği bir ülke noktasına getirdiler Türkiye’yi. Hakimlerin serbest bıraktığı Osman Kavala’nın üstünde, 7 saat demir kapılar hukuksuzca kapalı kalıyor. Başka bir dava açıyorlar. O davadan tutuklama kararı veriyorlar. Bu keyfiyetten başka bir şey demek değildir. Bu, hangi siyasi görüşten olursa olsun kime, kimin yakınına, kimin çocuğuna yapılsa ayıptır, yazıktır, günahtır. Türkiye’yi dünyaya rezil etmektir.

CUMHUR İTTİFAKI’NIN KÜÇÜK ORTAĞI MHP’NİN MECLİS BAŞKANVEKİLİ GEZİ’Yİ ZİYARETE GELMİŞTİ

Bu kadar haksızlığa uğradığı ispat edilmiş ve karara bağlanmış Kavala’yla ilgili gereğinin yapılmaması kabul edilemez. Ellerine tırnak makası almamış insanları anayasal düzene karşı darbeyle suçluyorlar. Bugün bu söylemi sahiplenen saray rejiminin, Cumhur İttifakı’nın küçük ortağı MHP’nin bugünkü Meclis Başkanvekili, Gezi’yi ziyarete geldi. İl başkanı geziyi ziyarete geldi. Recep Tayyip Erdoğan’a ‘Gençleri anla. Çevre duyarlılığına hassasiyet göster, diktatör olma’ dedi. Bugün çıkmışlar, hep beraber zihinlerinde yarattıkları düşmanı şeytanlaştırıyorlar.

BERAAT EDERLERSE 4. DAVAYI AÇIP ‘RABİA’ MI YAPACAKSINIZ

Buradaki insanlar şeytan falan değil. Buradaki insanlar yurtsever. Buradaki insanlar insanı seviyor, doğayı seviyor, çevreyi seviyor. Yeter artık. Milletin vicdanı bu davaya el koymalıdır. 22’sinde bir kez daha olacak. Bir kez daha beraat etseler majesteler için dördüncü davayı mı açacaksınız? Rabia mı yapacaksınız dördüncü davayla? Herkes aklını başına alsın. Şurada taş çatlasa bir sene daha zulmünüz sürer. Ama daha fazla tarih önünde kendinizi de rezil etmeyin, Türkiye’ye de dünyaya rezil etmeyin.

MİLLETVEKİLLERİ ETTEN DUVAR ÖRMESEYDİ AVUKATLARI YAKA PAÇA ATIYORLARDI

İkinci bir dava, Boğaziçi davasıdır. Bugün oradaydık. Maalesef Boğaziçi davasında öğrencileri savunan avukatlarla önce özel güvenlik… Ona itiraz ettik, ‘hukuksuz emir’ dedik, onları çıkardık. Polise kanunsuz emir verdiler. Milletvekilleri etten duvar örmeseydi polisler avukatları yaka paça dışarı atıyorlardı. Öğrencilerin hepsi hakkında yurt dışı çıkış yasağı var. Bir tanesi Münih Ludwig Maximilian Üniversitesi’nden, diğeri Cern’den kabul almış. Türkiye’nin bu yaştaki en zeki, dahi fizikçileri kayyuma karşı sırtlarını döndüler diye, kayyuma karşı eylem yaptılar diye bütün dünyanın gitmek istediği o iki en üst düzey eğitim yerine Vedat’ı ve Kaan’ı yollamayan bir zihniyet.

AYAĞI 0,7 SANİYE ARABANIN ÜSÜNDE, 90 GÜN YATIRDILAR

‘Rektörü özgürlüğünden alıkoydular’ denildi. Kayıtlar geldi, rektörün okuldan çıkıştaki gecikmesi bir dakika. ‘Araba üstünde tepindi’ diyor. Tepinse hakkıdır. Kaçarken zıplamış, bir ayağı değmiş kaputa. 0,7 saniye ayağı arabanın üstünde, 90 gün yatırdılar. Böyle bir rezilliğe daha fazla sessiz kalmayacağız, kalmıyoruz. Kimse kalmasın. Bunlar, gider ayak gemi azıya aldılar. Bunlara karşı bütün demokratik güçleri, bütün siyasi partileri, bu iktidara oy bile verse vicdanlarına inandığımız halkımızı bu yapılan haksızlığa ve bu güzel insanlara yapılan bu haksızlığa karşı dayanışmaya, destek olmaya, bunları hiç değilse vicdanlarında mahkûm etmeye davet ediyoruz.”

“SARAYDAN GELEN TALİMATLA YÜRÜYEN BİR YARGI MEKANİZMASI VAR”

HDP Milletvekili Züleyha Gülüm de basın açıklamasında, “Ne kadar burada hakimler var gözüküyorsa da savcılar var gözüküyorsa da biz biliyoruz ki saraydan gelen talimatlarla yürüyen bir yargı mekanizması var” dedi. Gülüm, şunları söyledi:

“Gezi davası da aslında Türkiye’de görülen binlerce dava da bu cümlelerimizin ne kadar doğru olduğunu hepimize gösteriyor. Beraat kararı verilmişken nasıl olup da tekrar tekrar yargılama yapılıyor? Bugün duruşmada avukat arkadaşlarımız binlerce itirazda bulundu, ‘Delilleri araştırmadınız’ dedi. ‘Sizin ceza isteminize dayanak gösterdiğiniz deliller dosyada mevcut değil’ dedi. ‘Neyle ceza istiyorsunuz’ dedi. Reddedildi. Çünkü karar, heyetin kararı olmayacak. Yargının bağımsız olmadığı, tümüyle talimatlı yürüdüğü bir ülkede mahkemelerin kendi başına karar vermesi mümkün değil. Daha önceki heyetin nasıl dağıtıldığını, mahkemenin nasıl sürekli el değiştirdiğini hepimiz biliyoruz. Ve bugün istedikleri kararı çıkartmak için de mahkeme düzenleri kurduklarını, hakimleri ona göre atadıklarını, istedikleri kararı vermeyen hakimleri izinli saydıklarını çok yakından biliyoruz. Gezi direnişi sadece burada yargılanan arkadaşlarımızdan ibaret değil, milyonlardık orada. Hepimiz oradaydık. Çünkü bu iktidarın tüm hayatımızı yok saymasına karşı itirazlarımızı birlikte yükselttik. “

“YARGILANMASI GEREKEN, ERDOĞAN’DAN BAŞLAYARAK SUÇ DÜZENİNİN İÇERİSİNDEKİ HERKESTİR”

TİP Milletvekili Ahmet Şık da duruşmaya daha fazla insanın gelmesi için çağrı yaparak şöyle konuştu:

“Herkese hak ettiği biçimde, hak ettiğini söylemezseniz burada yargılanmaya ve ‘Bilmem kimler yalnız değildir’ demeye devam edilecek. Mafyayla anladığı dilden herkes mücadele etmek zorundadır. Bu bir yurttaşlık sorumluluğudur. Bugün burada yargılanan gencecik öğrenci arkadaşlarımız, avukat arkadaşlarımız, Mimarlar Odası’nın temsilcileri, Gezi’nin sanığı haline getirilmiş dostlarımız, arkadaşlarımız değil; yargılanması gereken, ismiyle söylüyorum Recep Tayyip Erdoğan’dan başlayarak bu suç düzeninin içerisinde olmuş, bu mafyanın suçlarına karışmış herkestir. Ve biliyoruz ki korkuyorlar. Korkmakta haklılar. Çünkü biz varız.”

Exit mobile version