Naci Görür, Ekonomim’den İbrahim Ekinci’ye değerlendirmelerde bulundu. Görür, özellikle Kahramanmaraş ve Gaziantep’te deprem sonrası ekonomik çarkların önemli ölçüde zarar gördüğünü ifade ederek şunları söyledi:
“HAZIRLANMAK İÇİN 20 MİLYAR DOLARDAN KAÇARSAN 100 MİLYAR DOLAR ÖDERSİN”
“İstanbul’da sanayi yerleşiminin riskini anlatan özel bir rapor yok. Ama gerçekler var. En güzel örneği de Antep ve Maraş. İki kentimiz de sanayi kentleri. Şimdi anlaşılıyor ki sanayi ile ilgili bir deprem hazırlığı yok. Ekipman kaybı yaşadık. Tesisler yıkıldı. Depoları kaybettik, çalışmadığı zaman ekonomik çarklar da uzun zaman duracak. Bu ekonomi kentlerinin deprem zararını eski duruma getirmek için uzum zaman gerekiyor. Maraş ve Antep’te ne oldu? Depolama tesisleri yok. Ayrıca bu duruma baktığımız zaman pazar yitirecekler, iş kaybı olacak. Birilerine bağlantıları var ise hazırlanması gerekecek, zor. Böyle olunca her hangi bir yarışın içinde olamayacaklar, müşterini yitirecekler, bazıları pazardan silinecek. ‘Yok canım’ diyemeyiz buna. İstanbul’da üretim tesisleri büyük ölçüde Marmara bölgesinde. Endüstride önlem alınmadığını biliyorum. Gizli tarafı yok. Gaziantep ve Maraş depremleri neyi gösterdi? Hazır değillerdi. Hazırlanmak için 20 milyar dolardan kaçarsan 100 milyar dolar ödersin. Can kaybı da ayrı.”
Olası Marmara Depremi’nin, Türkiye’nin ekonomik ve siyasi açıdan uzun yıllar kendini toparlayamayacağı bir sürece iteceğini ifade eden Naci Görür sözlerini şöyle sürdürdü:
“MARMARA DEPREMİ OLURSA BU ÜLKE BELİNİ KOLAY DOĞRULTAMAZ”
“Biz soruyoruz. Bir kenti dirençli yapmak demek ekonomiyi deprem dirençli hale getirmek demek. TÜSİAD nerede, ticaret odaları nerede? Niye açıklamıyorlar? Depreme hazırlar mı? Tesisleri hazır mı? Bir gün biri de çıkıp dirençliyiz şunu şunu yaptık dedi mi? İstişare toplantısına katıldım TÜSİAD’ın. Öyle bir hazırlık yok. Tarih tekerrür ederse İstanbul’da da aynısı olacak. Başına gelecek olan belli. Burada daha kötü. Maraş ve Gaziantep’te sanayi yoğunluğu İstanbul’a göre daha az. Aynı şeyler burada olursa, Marmara Bölgesi’nde ekonominin çarkları durursa bölge çöker. Bu bölgenin çökmesi tüm Türkiye’nin çökmesi olur. Türkiye’de üretimin yarıdan çoğu bu bölgede. Bunları söylemek kehanet değil. Türkiye’nin ekonomik ve siyasi bağımsızlığı tehlikeye girer. Marmara Bölgesi’nin 10–15 sene çarklarının eski hızla dönemeyeceği bir durumu tasavvur edelim. Böyle bir durumda siyasi bağımsızlıktan da söz edemezsiniz. Marmara depremi olursa bu ülke belini kolay doğrultamaz.”
“Depremin geleceğini yıllarca söyledik, ağzımızda tüy bitti”
Kahramanmaraş merkezli depremler konusunda defalarca uyarılarda bulunduklarını aktaran Prof. Dr. Görür, “Memlekette Ticaret Bakanlığı ne yapıyor? Sorgulamak lazım. Salt bilimsel yorum yapıyoruz. Zarar sadece yıkım değil. Bu zararı eski duruma getirmek gerekecek. Ama siz ilerleyecek, çok daha ileri gidecektiniz. Depremle ilgilendiğimiz kentin bileşenleri olarak yapı stokuna özen gösterin… Bizim uyarılarımız geneldir. Değişmiyor. Depremin geleceğini yıllarca söyledik, ağzımızda tüy bitti. 6 Şubat’ta deprem oldu. Ben 3 Şubat’ta Osmaniye’de Kahramanmaraş’tan endişe ettiğimi söyledim. Bu nasıl bir iştir? 10 binlerce insanı ölüme mahkum ettik! Halk algılamış olsaydı bu olmazdı. Bizi sağır sultan duydu” ifadelerini kullandı.
DEPREM BEKLENEN BÖLGELER
Prof. Görür, Kahramanmaraş Depremi’nin etkisiyle Bingöl Karlıova bölgesinde riskin arttığını söyledi. Yine bu depremin stres transferi nedeniyle Adana bölgesinde hareketlenmeler mümkün. Görür’e göre Türkiye’de deprem beklenen bölge ve iller şöyle:
Marmara, Erzincan, Bingöl – Karlıova, genel olarak Ege Bölgesi, İzmir– Antalya arası kıyı bölgeleri. Kayseri–Sivas–Erzincan’ın doğusu– Malatya’nın kuzeyi, İstanbul’da özellikle Avrupa yakası. Kıyılardan 10 km içinde kalan alanlarda şiddetli hissedilecek.
İSTANBUL İÇİN 7 MADDELİK YOL HARİTASI
Naci Görür, İstanbul için yapılması gerekenleri 7 maddede özetledi. İşte o maddeler:
1-İstanbul ve yakın çevresindeki çoğu sanayi kuruluşları ve organize sanayi bölgeleri Marmara Bölgesi’nin dışına çıkartılmalı, bunun için Anadolu’da uygun ortamlar hazırlanmalı ve teşvik mekanizmaları geliştirilmelidir.
2-İstanbul’a nüfus celbedecek olan yatırımlar durdurulmalı ve İstanbul’dan Anadolu’ya göç hızlandırılmalı ve devlet eliyle özendirilmelidir.
3-İstanbul’da daha fazla bina ruhsatı verilmemeli imar ve iskan kısıtlanmalıdır.
4-İstanbul’da altyapı ve yapı stoku hızla elden geçirilmeli ve deprem dirençli yapılmalıdır.
5-Bu işleri aksatacak yasalar yerine yenileri çıkartılmalıdır.
6-Bina muayeneleri vatandaş isteğine bağlı olmadan bizzat ve hızla devlet eliyle geçekleştirilmelidir.
7-Deprem dirençsiz binalar bizzat devlet tarafından dirençli hale getirilmeli veya yıkılıp yeniden yapılmalıdır. Eğer vatandaş da işin içine sokulacaksa uzun süreli ucuz kredi verilmelidir.
Yorumlar kapalı.