Mithat Sancar: Savunmayı meydanlarda yapacağız

Mithat-Sancar

Sancar, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, 2021 yılının hem Türkiye için hem de dünya halkları için “karanlık bir dönem” olduğunu, ancak 2022 yılını umut yılı haline getirmeye kararlı olduklarını söyledi.

Ekonomik kriz sözünün artık yaşananları açıklamaya yetmediğini ifade eden Sancar, “Ortada bir çöküş ve bu çöküşün faturasını halka ödetmek isteyen iktidar anlayışı var. Bir avuç sermayedara, yandaşa, saraya, savaşa kaynak aktararak, halkı enkaz altında nefessiz bırakmaya azmetmiş bir yönetim var. Artık bir geçim mücadelesi de değil söz konusu olan. Ortada bir yaşam mücadelesi var. Açlık sınırı 4 bin lira, yoksulluk sınırı 13 bin lira. Böyle bir ülkede geçim değil, yaşam derdi artık söz konusu.” dedi.

Yeni yıla da bütün zamanların en büyük “zam operasyonuyla” girildiğini belirten Sancar, “İktidar gece yarısı operasyonuyla kendini var ediyor, bunu biliyoruz. Gündüzleri bol bol hamaset ve nutuk geceleri ise kararname ile halkın cebine, sofrasına, hayatına ve nefesine pusu kurmak var. O yüzden ‘iktidarın günışığındaki hayal satan sözlerine değil, gece karanlığında yaptıklarına bakın’ diyoruz. En nihayetinde karanlıktan beslenen bir zihniyet ile karşı karşıyayız.” diye konuştu.

İğneden ipliğe, bir insanın asgari yaşam için zorunlu olarak tüketmesi gereken her şeye yüzde 100 ve daha yukarıda zamlar yapıldığını vurgulayan Sancar, zamlarla zorunlu temel gıdaların 250 gramdan sonrasının lüks tüketim haline getirildiğini savundu.

Sancar, “İktidar temsilcileri, yandaşları, ortakları halk ile dalga geçmeye, alay etmeye devam ediyorlar. En son ufacık bir ortakları var ya bunların, bildiği tek şey bize sataşmak. Koyun satın almaktan ve et tüketimine çarenin koyun alıp kesmekten geçtiğini söylüyor. Utanmazlığa bakın. Bundan önce söylenen sözleri hatırlatmıyorum bile. Halkla dalga geçen, ülke gerçekliğinden kopmuş, kendi çıkarları dışında hiçbir şeyi gözü görmeyen iktidar ve avenesi ile karşı karşıyayız.” görüşünü ileri sürdü.

“Halkın mutfağına, tenceresine, sofrasına darbe yapan bir iktidarla karşı karşıyayız”

Etin, sütün, peynirin mutfaklara giremediği bir yoksulluk ülkesi yaratıldığını, açlığın yaygınlaştığını ve yoksulluğun derinleştiğini dile getiren Sancar, artan ulaşım zamlarıyla insanların bir yerden başka yere gidemez hale getirildiğini kaydetti.

Asgari ücretle memur ve emeklilere yapılan zamlara değinen Sancar, “Daha o zamlı maaşlar halkın cebine yansımadan iktidar bunların üzerine işte bu zamlarla ve diğer operasyonlarla çöktü. Veriyormuş gibi yapıyorlar, vermeden alıyorlar. Aldıklarıyla da yetinmiyorlar cepte kalanı da gasbetmeye çalışıyorlar. Halkın mutfağına, tenceresine, sofrasına darbe yapan bir iktidarla karşı karşıyayız.” değerlendirmesinde bulundu.

Elektriğe yapılan zamları anımsatan Sancar, “1 Ocak 2022 itibarıyla elektriğe yüzde 127 zam yapıldı. 150 kilovat altında tüketim için yüzde 50 zam yapıldığını söylüyorlar, ancak bugün bir hanede tek bir elektronik cihaz günde sadece bir defa kullanılsa bile zaten 150 kilovat harcama limiti aşılıyor.” bilgisini paylaştı.

“Savunmayı meydanlarda yapacağız”

“Kayyum sisteminin” ne demek olduğunu yıllardır anlatmaya çalıştıklarını ifade eden Sancar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu iktidar, sandıksız bir rejim ve halksız bir yönetim kurmak için kayyum uygulamalarını başlatmıştır. Kayyum uygulamalarını Kürt halkının iradesini gasbederek başlatmıştır, ama bu sistemi bütün ülkeye yayma çabasını sürdürmektedir, her gün bunlara yeni örnekler eklemektedir. Şimdi İstanbul ve diğer büyükşehir belediyelerinde de bu şekilde gasbetme yoklamaları yapmaktadır bu iktidar. Zemin, direnç yoklamaktadır. Eğer, hatırlatmak istemem ama bu bizim görevimizdir; bu ülkede ilk belediyeye kayyum atandığında tereddütsüz, amasız, fakatsız demokrasiden yana en ufak derdi olan bütün çevreler ortak irade koyabilseydi, iktidar ne o kayyum uydurmasını o gün sürdürebilirdi ne de bugün kayyum operasyonlarının zeminini hazırlayacak kirli oyunlara başvurabilirdi.”

Diyarbakır’daki kayyum görevlendirmelerine ilişkin yaşanan süreçleri de anlatan Sancar, “Bir hatıra ormanı kuracaklarmış adı da ‘Devlet Bahçeli Hatıra Ormanı’ olacakmış. Bu artık gerçekten Diyarbakır halkına, Diyarbakır halkının kültürüne, kimliğine, onuruna saldırılarda pervasızlığın son örneği. Devlet Bahçeli, Diyarbakır ve Diyarbakır halkına ne verdi?” sözlerini sarf etti.

Sancar, kapatma davasına karşı hukuk ofislerinde savunma yazacaklarını, ancak savunmayı ofiste yapmayacaklarını belirterek, “Savunmayı meydanlarda yapacağız. Savunmayı, halklarımızla birlikte yapacağız. HDP’yi halklarla, demokrasi güçleriyle birlikte meydanlarda ve hayatın her alanında savunacağız, bundan kimsenin tereddüttü, kuşkusu olmasın.” dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Sancar, şöyle devam etti:

“Bütün demokrasi güçlerine ve siyasal muhalefete hatırlatmada bulunmak istiyoruz. Bu iktidarın her türlü kirli yöntemi kullanarak ayrıştırma ve düşmanlaştırma oyunlarına gelmeyin. Bu iktidarın kurduğu oyun sahasına girmeyin. Yeni yalanlar, kumpaslar, on yılların acıları üzerine, insanlık hikayeleri üzerine kirli kumpaslar kuran bu iktidara asla inanmayın, asla onun politikalarına destek verecek veya yol açacak en ufak bir tutum sergilemeyin. Çünkü, eğer bu iktidar kendi kurduğu oyun sahasına, her şeyi talan etme üzerine kurduğu bu kumpaslara muhalefetten de toplumun çeşitli kesimlerinden de küçücük bir onay alırsa bu oyunlarını sürdürecektir. Bu oyunlarını bozmanın yolu ortak demokratik irade ve birleşik demokratik mücadeledir. Bunu unutmayalım.”

Exit mobile version