Anadolu 27. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuklu sanık Emrah Yılmaz ile müştekiler Senanur Damgacı ve Nilgün Mihdiye Damgacı katıldı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının avukatı ile tarafların avukatları da duruşmada hazır bulundu.
Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Emrah Yılmaz, olay tarihinde işten dönerken tamir için ayakkabıcıya gittiğini belirterek, ancak ayakkabısının işi bitmediğini, bilemesi için bıraktığı bıçağını aldığını söyledi.
Hava yağışlı olduğu için metroya bindiğini dile getiren Yılmaz, şöyle devam etti:
“Bir kadını maskesini takması için uyardım. Ancak takmayacağını söyledi. Bir rahatsızlığı olduğunu düşünmedim. Keyfe keder takmadığını düşündüm. Annemin ciddi rahatsızlıkları var. Kovid sebebiyle işlerini ben hallederim. Bu sebeple sağlığıma dikkat etmem gerekiyordu. Kadını uyarırken kaba konuşmuş olabilirim. Ancak kesinlikle küfür etmedim. Müşteki bana ‘Düzgün konuş.’ şeklinde toplum içinde bağırdı. Karın boşluğuma bir tekme attı. Daha sonra vatandaşlar araya girdi. Annesiyle birlikte bana saldırdı.”
Sanık: “Öfkeme hakim olamayıp küfür ettim”
Olayın başında küfür etmediğini ancak sona doğru öfke kontrolünü kaybettiğini anlatan Yılmaz, küfürlü konuştuğunu söyledi. Öfkesine hakim olamadığını ancak müşteki Nilgün Mihdiye Damgacı’yı itmediğini savunan Yılmaz, müştekinin aldığı adli tıp raporunu kesinlikle kabul etmediğini belirtti.
Yılmaz, olay esnasında birçok kişinin üzerine geldiğini, kendisinin de ne olduğunu anlamadığını ifade ederek, müşteki Nilgün Mihdiye Damgacı’nın kızını uyarmadığını, ikisinin kendisine saldırdıklarını öne sürdü.
Kamera kayıtlarının haklı olduğu yönleri ispatlayacağını belirten Yılmaz, “Olaya ilişkin görüntüler sosyal medyada yayıldığı için ben ve ailem zor duruma düştük. Metroda çalışan güvenlikler hakkında soruşturma açılmıştır. Onlar görevinin gereğini yerine getirmemiştir. Ben bu hususların incelenmesini istiyorum. Tahliyemi istiyorum.” diye konuştu.
Müşteki: “Tamamen mağduruz”
Müşteki Senanur Damgacı, şikayetçi olduğunu belirterek, sanığın kendisine yönelik suçlamalarını kabul etmediğini söyledi. Damgacı, “Şahsa tekme atmadım, küfür etmedim, hakarette bulunmadım. Annem keza hiç bir şey yapmadı, tamamen mağduruz. Sosyal medya olmasaydı kanıtlarımız olmayacaktı. Delilimiz olduğu için mutluyuz.” ifadelerini kullandı.
Sanığın teyzesinin kendisine sürekli sosyal medya üzerinden mesaj attığını ve tehdit ettiğini aktaran müşteki Damgacı, bu hususların dikkate alınmasını istedi.
Müşteki Nilgün Mihdiye Damgacı, sanıktan şikayetçi olduğunu dile getirerek, “Herhangi bir hakaretimiz veya darbımız olmadı. Biz sadece kendimizi müdafaa etmeye çalıştık. İlk başta kızım şahsı uyardığında müdahale etmedim, ancak kızımı yerde görünce mecburen ayağa kalkıp olaya müdahil oldum.” dedi.
Cumhuriyet savcısı, akıl sağlığına ilişkin rapor hazırlanması için sanığın Adli Tıp Kurumuna sevk edilmesini ve tutukluluğunun devamını istedi.
Mahkeme heyeti, sanık Yılmaz’ın tahliye talebini reddederek, adli emanetten gelen CD’ler ile müşteki avukatlarınca sunulan CD’ler ve flash belleklerin ayrıntılı ve fotoğraflı bir şekilde çözümü için dosyanın bilirkişiye gönderilmesine karar verdi.
Tıbbi evrak geldikten sonra sanığın akıl sağlığı yönünden Adli Tıp Kurumuna sevk edilmesine hükmeden mahkeme, duruşmayı erteledi.
İddianameden
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Emrah Yılmaz’ın, 24 Kasım 2021’de Kadıköy Tavşantepe hattındaki metroda tartıştığı Senanur Damgacı ve annesi Nilgün Mihdiye Damgacı’ya bıçak çekip, hakaret ve tehdit içerikli sözler söylediği aktarılıyor.
İddianamede Emrah Yılmaz’ın, “silahla kasten yaralamaya teşebbüs”, “basit yaralama”, “hakaret”, “halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla silahla tehdit” ve “zincirleme şekilde silahla tehdit” suçlarından toplam 18 yıl 3 aya kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.