Meral Akşener: “Şu utanmazlığa bakar mısınız”

Akşener_ ABD’de de umarım milli irade hayata geçer

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin Meclis’teki grup toplantısında konuştu.

Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Meral Akşener, Uşak’ta cezaevinde çıplak arama yapılmadığını iddia eden ve “Onurlu kadın, ahlaklı kadın bir sene beklemez” diyen AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin’e tepki gösterdi.

Akşener, Zengin’in açıklamalarına, “Şu utanmazlığa bakar mısınız, gerçekten ibretlik” dedi.

Meral Akşener’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Şu utanmazlığa bakar mısınız, gerçekten ibretlik. 7 Haziran 2015’te damadın abisinin televizyonunda bana eşimi aldattığıma dair imalı bir iftira atıldı. Buna ben susmadım. Çok sert bir tavır aldım anında konuştum. Bana göre gök kubbeyi aşağı indirmeye çalıştım. Dördüncü gün Erdoğan beni aradı bu arada herkes sustu. İçeriden bilgi bu. Bütün arkadaşlarımız neyi gördüm biliyor musunuz, arkadaşlarımız çok üzüldüler kadındır rencide olur mu diye sustular benim arkadaşlarım böyle sustu ama diğerleri ya doğruysa diye sustu. Dördüncü gün aradı Erdoğan, uzunca bir tel. görüşmesi yaptık. Sonra AK Partinin içinden insanlar beni aradılar. Erdoğan’ın aramasıyla beraber bu defteri aramamı kapatmamış beklemişler. Bunların yazar çizer takımının tamamı bu Akşener de ne yapmak istiyor, yeter sen bir kadınsın sus dediler ve yazdılar. Şimdi kalkıp da tecavüze uğrayan bir kadının, tacize uğrayan bir kadının veya çocuğu tacize uğrayan bir annenin hemen konuşmamasını onursuzluk olarak nitelendiriyorsanız aynaya bakın muhteremler. Herkes o açıklıkla konuşamayabiliyor.

‘BİR DE SENİNLE Mİ UĞRAŞACAĞIZ’

Bu arkadaşlar o kadar vizyonsuz ki bu arkadaşların dünyada olup bitenden dahi haberi yok. ‘Me too’ hareketi toplumun baskısından korkan binlerce taciz mağduru kadına cesaret verdi. 20 yıldır saklanan taciz tecavüz olaylarının ortaya çıkmasına vesile oldu. Tüm bunlar torunu yaşındaki bir kadın siyasetçiye sırf kendinden değil diye vitrin süsü diyebilen bir genel başkan ve onun meclis grup başkan vekilinin umurunda bile değil .Ne kadar acı değil mi. Oysa bizlerin görevi uğradıkları felaketlere karşı kadınları cesaretlendirmektir. Şikâyet edeni onursuz ilan ederek bir travma daha yaşatmak değildir. Vicdan, ahlak, onurlu siyaset bunu gerektirir. Tecavüze, tacize uğrayan kadınlar için şikâyet süresi mi var, 3 iş günü içinde şikâyetçi olmayana namussuz mu diyeceksiniz. Kadın haklarını içine sindiremeyen erkekler yetmedi bir de seninle mi uğraşacağız? Zihniyetiniz batsın sizin. İster bir gün sonra ister 10 yıl sonra söylesin hakkını arayan her kadın onurludur.

Aynı zihniyetin çok acı bir başka yansımasına da bir Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı’nın, akıl almaz sözleriyle şahit olduk. Bu yönetici çıktı, bu ülkenin 6 milyon vatandaşına ‘Allah belanızı versin’ dedi. Milletine bela okuyan bir siyasetçi.  Bu Türk siyasi tarihinde bir ilk. Bu Türk siyasi tarihinde utançla hatırlanacak bir terbiyesizlik. ‘Nereden nereye geldi Türkiye’ değil mi? Dün kendinden olmayana terörist diyen bu zihniyet, Bugün, işi iyice abartıp, kendine oy vermeyene bela okur hale geldi. Bir yandan Apo’nun mektubunu okutturup el birliğiyle teröriste güzellemeler yapacaksınız, devletin televizyonunu gönderip röportaj yapacaksınız. Sonra çıkıp sırf size oy vermiyorlar diye bu memleketin insanlarına bela okuyacaksınız. Yazıklar olsun. İşin en acısı da ne biliyor musunuz? Bu şımarık, bu şuursuz davranışlarla, bölücü teröre hizmet ettiklerinin farkında bile değiller. Terör örgütünün yöneticileri, şu an sırıtarak el ovuşturuyorlardır. Düşünsenize, hükümetten biri çıkıp dünyaya, ‘PKK’nın 6 milyon destekçisi var’ diyor. İşte size Ak Parti’nin devlet yönetimi anlayışı. İşte size Ak Parti yöneticilerinin gerçek yüzü.

ZENGİN’E SERT SÖZLER

O densiz genel başkan yardımcısını da hemen görevden alın partinizde mümkünde herhangi bir insanın göremeyeceği eline mikrofon verilemeyecek bir yere koyun.

AK Parti ve matruşka gibi iç içe geçtikleri çeşitli boyutlardaki ortakları devlet değil. Devlet kurumdur, siyasetçiler gelip geçe Türk devleti ebed müddettir. O nedenle her geçen gün eriyen partilerinin seçim kazanma stratejilerine devlet denmez. Partizanlıkla devlet farklı şeylerdir. Devletin trolü gibi atanmışlarınızın abuk sabun sözlerini devlet aklı siye satmaya çalışamazsınız. Yönetenlerin beceriksiz, ciddiyetsiz olması devleti beceriksiz, ciddiyetsiz yapmaz. Kurumların parti organı gibi çalışması devleti AK partili yapmaz. Makbul vatandaş olabilmenin tek şartının AK Partiyi desteklemek sanılması devletin değil iktidardaki partinin ne kadar sorunlu olduğuna ve devleti ne kadar tahrip ettiğini gösterir. Doğru yönetim Sayın Erdoğan’ın sınıfta kaldığı, bir çok konunun yanında aynı zamanda ülkemizin kaynaklarının nasıl ve kim için harcandığıyla da ilgilidir. Bakın ilk günden bu yana ısrarla takip ettiğimiz bir konu var. İşsizlik bu kadar artarken esnafımız kapısına kilit vururken Türkiye o beş müteahhidine mahkum etmeyin diyoruz. Millete hepi topu 53 milyar lira destek olduk diye övünürken o beş müteahhide onun kat kat üstünde garanti parası ödüyorlar.

MİLLET SENİ EVE GÖNDERECEK

Kendi esnafının feryadını duymayıp Japon esnaf zorda diye haber yapan bu zihniyetin patronu döndü dolaştı düşündü taşındı geliri azalan müteahhidin yardımına koştu. (Havalimanı kararına tepki) Yine milletini duymadı. Sayın Erdoğan millete gelince cebinde akrep var müteahidine gelince buyur dükkan senin diyorsun. Utanmadan yokluk çeken milletinin adına çay atıyorsun .Yazıktır, günahtır. Seni o makamlara getiren o kodamanlar değil millettir millet. Senin artık milletimize verecek bir şeyin kalmadı. Bunu kabullen artık. Algı karın doyurmuyor Sayın Erdoğan. Siyaset iletişimiyle ay sonu gelmiyor. Yapay gündemler faturaları ödemiyor. Karar merci yalnızca millettir. Sen bu kafayla gitmeye devam edersen bu cefakâr millet seni sandıkta aya değil eve gönderecek haberin olsun.”

Exit mobile version