Maceracı bir ruha sahip olan Amerikalı deniz teğmeni “Pinkerton” ile evlenen “Madama Butterfly”ın aşkı için dinini değiştirmesini ve ailesi tarafından reddedilmesini anlatan hüzünlü eser, opera sanatçısından korosuna, makyaj sanatçısından balerinine kadar geniş bir kadronun aylar süren çabası sonucu Bornova Kültür Merkezinde seyircisiyle buluşuyor.
Evliliği oyun olarak gören “Pinkerton”un Japonya’yı bırakıp Amerika’ya yerleşmesini, günün birinde Amerika’dayken evlendiği eşiyle geri dönerek çocuğunu istemesinin ardından Madama Butterfly’ın kendisini öldürmesini sahneye taşıyan eserin kulis bölümünde tatlı bir telaş yaşanıyor.
“Madama Butterfly”da görev alan sanatçılar, Japon geleneklerini yansıtan bir görünüm için önce makyaj sanatçısı Nurhan Akay’ın sandalyesinde zaman geçiriyor, ardından da kimonolarını giyip temsile hazırlanıyor.
Beyaz pudra, kırmızı ruj, pembe allık ve siyah göz kalemleriyle öyküdeki Japon görünümüne yaklaşan sanatçılardan Nurdan Küçükekmekçi “Madama Butterfly”, Elif Şehir, Melisa Özdemir ve Özlem Aksungur “geyşa”, Nur Göymen Arslan “Madama Butterfly’ın annesi”, Nurhan Platin ve Aylin Odabaşı “halk temsilcileri”, Başak Karataş “Suziki”, Deren Eladağ “Madama Butterfly’ın akrabası”, Soner Yıldırım ise “Bonzo” karakteri olarak sahneye adım atıyor.
Makyaj odasındaki hazırlıklar
Makyaj sanatçısı Nurhan Akay, operanın makyajı, ışığı, kostümü ve dekoruyla bir bütün olduğunu söyledi.
Akay, makyaj konusunda da kostüm kreatörünün tasarımı doğrultusunda çalıştıklarını ifade ederek, Madama Butterfly operası için de “karakter” ve “geyşa” makyajı yaptıklarını belirtti.
İşini çok keyif alarak yaptığını dile getiren Akay, şöyle konuştu:
“Kostüm kreatörü bir tasarım yapıyor. Saç, makyaj ve tasarım üstüne. Bir solistin geyşa makyajı yarım saat sürüyor. Daha da uzun süren makyajlar oluyor tabii. Erkekler için de makyaj 20 dakika ya da 30 dakika sürüyor. Makyajı tamamlamak için sanatçıları erken çağırmak zorunda kalıyoruz. sahneye çıkış trafiklerine göre program yapıyoruz ve o saatlerde geliyorlar. Biraz erken olabiliyor ama ortaya çıkan sonuca değiyor.”
Nurhan Akay, bir günde 8-9 solisti sahneye hazırladığını, koro üyelerinin de tasarım doğrultusunda kendi makyajını yaptığını, gerekirse makyaj sanatçısından da yardım istediğini aktardı.
Sanatçının rolüne giderek yaklaştığını hazırlık aşamasında gözlemlediğini anlatan Akay, “Hem makyaj hem saç hem kostüm, sonuç olarak sanatçının role girmesini daha çok sağlayan etkenler.” dedi.
Akay, işinin en sevdiği kısmının da özel efekt makyajları olduğunu dile getirerek, Victor Hugo’nun Notre Dame’ın Kamburu romanından uyarlanan balede “dünyanın en çirkin karakteri”ni canlandıran “Quasimodo” karakterini hazırladığı sırada çok mutlu olduğunu da sözlerine ekledi.
Makyajı yapması da temizlemesi de kolay değil
Madama Butterfly’ı canlandırmak üzere İZDOB’a misafir olan Antalya Devlet Opera ve Balesi sanatçısı Nurdan Küçükekmekçi ise ciddi bir hazırlık sürecinden geçerek sahneye adım attığını söyledi.
Makyaj sanatçılarının çok yetenekli olduğunu belirten Küçükekmekçi, “Makyaj sandalyesinden bambaşka biri olarak kalkıyorum. Makyajsız geliyorum ve bambaşka bir yüze kavuşuyorum. Tabii ki görünümün Japon karakteristik özelliğini yansıtması gerekiyor. O sahnede, ışıklar altında çok farklı oluyor, karakteri fizik olarak da görmüş oluyorsunuz. Oyunculuk elbette var ama baktığınızda bir Japon kızı görüyorsunuz.” diye konuştu.
Nurdan Küçükekmekçi, makyajı temizlemenin de çok zor olduğunu dile getirerek, “Biz burada temsil sonrası olabildiğince temizliyoruz ama mutlaka duş yaparak temizlenmek gerekiyor. Oldukça detaylı bir makyaj çünkü.” ifadelerini kullandı.