Repertuvarında Türkçe şarkılara da yer veren topluluğun solisti Zsombor Feher, yaptığı açıklamada, Kerekes Band grubunu, Türk müziğine olan ilgilerini ve gelecek planlarını anlattı.
Grubun 1995’te Eger’de kurulduğunu dile getiren Feher, “Macar halk müziğine aşık olduğumuzda liseli gençlerdik. Ondan önce daha çok rock müzik dinlerdik. 5-6 saat çalabileceğimiz ve halk müziği eşliğinde dans edebileceğimiz bir müzik kulübü (dans evi) kurmaya karar verdik. Bu arada okul dışında, halk müziği derlemek için köylere gittik, eski ustalarla tanıştık ve köylü müziğini ve onunla gelen yaşam biçimini elimizden geldiğince tanımak istedik.” dedi.
Feher, 10 yıllık halk müziği çalışmalarından sonra kendi müziklerini yapmaya karar verdiklerini aktararak, şunları kaydetti:”Etno Funk adını verdiğimiz tür için şarkı sözü yazmaya, müzik icra etmeye ve yayınlamaya başladık. Halk enstrümanları ile çağdaş müzik yaptığımız, rock müzisyeni tavrıyla bol bol denemelere giriştiğimiz ve kendimizi geliştirdiğimiz bir süreçti. Bu sayede 30 ülkeyi turladık, 9 albüm çıkarttık, Macaristan’da ve uluslararası çapta ödüller kazandık ve Kerekes Band müziğini oluşturduk.”
Türkiye’de 2021’de verdikleri konsere de değinen Feher, “Türklerin hüküm sürdüğü dönemin izlerinin bulunduğu memleketimiz Eger’de ikinci bölüm olarak çektiğimiz ‘Su’ temalı konserimizi salgın kısıtlamaları zamanında bir dizi konser filmi dahilinde yayınladık. Altın kubbeye sahip Türkiye’deki ılıcanın içinde ses fazla yankı yaptığı için büyük bir kadroyla çalmak mümkün olmadı. O yüzden müziğimizi akustik olarak yeniden düzenledik. Türkiye ve Türki Cumhuriyetlerden 6 şarkı seslendirdik. Bu şarkıların, ana enstrümanlarımız flüt ve lavta ile kolaylıkla yorumlanabildiğini fark ettik. Bu da aslında, Macar ve Türk müziğinin daha eski dönemlerde benzer pek çok melodik tarza sahip olduğunu gösteriyor.” diye konuştu.
“İnsanı hemen yakalayan çok duygusal, güzel bir şarkı”
Zsombor Feher, son albümde yer verdikleri Türkçe şarkılara ilişkin ise şu bilgileri verdi:
“Su temalı albümümüzde, Macaristan’daki Gül Baba Türbesi’nde ve Dubai Dünya Fuarı dahil birçok kez seslendirdiğimiz ‘Yekte’ yer alıyor. Bu şarkıyla 10 yıl önce tanıştık ve grup olarak çok sevdik, tur otobüsünde çok dinledik. Aslında 1970’lerin saykodelik rock müziğini çok seviyoruz. O yüzden o dönem beste yapan birçok Türk sanatçıyı dinledik: Barış Manço, Moğollar, Zafer Dilek, Erkin Koray… En yenilerden ise Altın Gün, Satellites, Derya Yıldırım favorilerimiz arasında. Geçenlerde Türk halk ozanı Aşık Veysel’in ‘Uzun İnce Bir Yoldayım’ şarkısını, konuk bir şarkıcıyla, Macarca çevirisiyle kaydettik. İnsanı hemen yakalayan çok duygusal, güzel bir şarkı.”
Jamaika’dan İrlanda ve Dubai’ye, 30 ülkede konser verdiklerinin altını çizen Feher, “Müziğimiz her yerde çok iyi karşılandı, fakat yine de Kazakistan, Azerbaycan ve Türkiye’de özel bir sevgi ve ilgi olduğunu hissettik. Bu ülkelerde enstrümantal müzik sevgisi ve bilgisi o kadar yüksek ki, büyük ölçüde enstrümantal şarkılarımız çok olumlu ve keyifle karşılandı. Kazakistan’daki Spirit of Tengri Festivali’nin ana grubu olarak 8000 kişinin önünde başarılı bir konser gerçekleştirdik. Bir gün Türkiye’de de bu deneyimi yaşamak büyük bir zevk olacaktır.” ifadelerini kullandı.
Feher, Doğu müziğinden saykodelik Batı rock müziği kadar etkilendiklerine işaret ederek, “Türk müziğinden etkilenmiş birçok şarkımız var: ‘Medine’, ‘Derviş’, ‘Szilaj’… Fakat en büyük etki, ılıca, hamam, minare gibi birçok Türk anıtının ayakta kaldığı memleketimiz Eger oldu. Bunları gezerken, çocukluğumuzdan beri bu kültürü hep yakınımızda hissettik. Bu yüzden sizi olabildiğince yakından tanımak ve bilgimiz elverdiği ölçüde müziğimize dahil etmek istiyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Grupta, Feher’in yanı sıra koboz ve gitarda Csaba Namor, viyola ve vokalde Akos Csarno, bas ve vokalde Peter Sohajda, davul ile vokalde Feher Viktor yer alıyor.