Konya‘nın Meram ilçesinde aynı aileden 7 kişinin öldürülmesi ile ilgili davanın ilk duruşması, Konya 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılıyor. CHP Ankara Milletvekili Levent Gök, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, eski CHP Konya Milletvekili Atilla Kart ve avukat avukat Abdurrahman Karabulut, duruşmadan önce Adliye önünde açıklama yaptı.
“KAMUOYU VİCDANI AYDINLATILMALI”
Olayın sıradan bir hadise olarak değerlendirilmemesi gerektiğini söyleyen CHP Ankara Milletvekili Gök, şunları söyledi:
“Bu olayın bütün bağlantılarının kamu vicdanını tatmin edici şekilde ortaya çıkmasını bekliyoruz. Ayrışmaların bu denli husumete dönüşmesinin siyaset dilinden de kaynaklandığını düşünüyoruz. İnsanlar arasındaki ayrışmanın bu denli kutuplaşmanın canice gözü dönmüş bir şekilde cinayet işlenmesinin çok başka sebepleri olduğu da muhakkak. Tüm arzumuz bütün bağlantılarıyla beraber bu cinayete neden olan bütün gerçeklerin ortaya çıkması ve kamuoyu vicdanının aydınlatılmasıdır.”
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise bu davanın insanlığa karşı bir suç olduğunu söyledi. Tanrıkulu konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bütün toplumun vicdanını yaralayan bir katliam gerçekleşti burada. Bu insanlığa karşı suç aynı zamanda. Bunun nefretten beslenen bir kimlik cinayeti olduğunu biliyoruz. Mayıs ayında gerçekleşen kitlesel saldırılar var. Bu katliamı motive eden nefret dili ve iklimi var. Bu iklimin Türkiye’ye hakim olmaması için çaba gösteriyoruz. Buradan bütün Türkiye’ye mesaj verilmesi lazım. Adil ve dürüst bir yargılama ile böyle gerçekleşecek cinayetler olmaması için yargının Türkiye’ye mesaj vermesi lazım. Bu yüzden buradayız süreci takip edeceğiz.”
“SUÇ ENGELLENEMEDİ, DURUŞMA ADİL OLSUN”
Eski CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, suçun engellenemediğini hiç olmazsa duruşmanın adil bir şekilde yapılması gerektiğini söyledi. Kart, şöyle konuştu:
“Bugün biliyorsunuz ilk duruşma. Duruşma öncesi çok açıklama yapmak istemiyoruz şu kadarını söyleyebilirim bugün burada insanlığa karşı işlenen bir suçun yargılaması yapılacak. Umarım Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin idari ve adli organları bu insanlığa karşı suçu engelleyemediler hiç olmazsa bu aşamadan sonra adli, anayasal ve insani anlamda üstlerine düşen görevi yaparlar. Nefret ikliminin yarattığı toplumsal tahribatlara barış ve demokrasimize verdiği zararlara dikkati çekerek kamusal bir görev yapmanın sorumluluğu içinde hareket edeceğiz.”
AVUKAT KARABULUT: TETİKÇİ TEK BAŞINA DEĞİLDİ
Avukat Abdurrahman Karabulut, şu değerlendirmeleri yaptı:
“Aile korunması, başına da yansıdı. Aile can havliyle İçişleri’ne CİMER’e hayatlarının tehlikede olduğunu ifade etmişlerdi. Bu saldırı sonrasında 17 Haziran ve 12 Temmuz itibariyle bizler savcılıktan aile için yakın koruma talep ettik. Bunların hepsi görmezden gelindi elbette ki tetikçi tek başına değildi. Önünde arkasında kimler var bunların hepsinin tespiti için elimizden geleni yapacağız.”