Kobani davasında, mahkeme başkanı görevden alındı

Kobani

Eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında bulunduğu 108 kişinin yargılandığı Kobani davasında, mahkeme başkanı görevden alındı. Avukat Aydın Erdoğan, duruşmada; “Hakimlerin ve savcıların azledilmesi sadece görevlerine son verilmesiyle ilgili değildir. Bir hakimin baktığı davadan el çektirilmesi yargıçlık teminatının ortadan kaldırılmasıdır” dedi.

Eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında bulunduğu 108 kişinin yargılandığı Kobani davasının altıncı duruşması, Sincan Cezaevi Kampüsü’ndeki Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.

Duruşmaya milletvekilleri, HDP il ve ilçe yöneticilerinin yanı sıra Almanya, Amerika, İtalya, İsveç ve Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu’ndan temsilciler katıldı.

Sincan Cezaevinde tutuklu olan sanıklar duruşmaya katıldı. Farklı cezaevlerinde tutuklu sanıklar ise duruşmaya, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığı ile bağlandı.

Mahkeme başkanının duruşmadan önce görevden alındığı öğrenildi. Bu yüzden duruşmayı yeni mahkeme başkanı yönetti. Avukat Aydın Erdoğan, mahkeme başkanının değişmesini, şöyle değerlendirdi:

“Bu davanın heyeti sadece bir tek davaya bakmak üzere görevlendirildi. Dolayısıyla olağan yargılama periyotlarından farkı bir yargılama periyodu için görevlendirildiniz. Buna bağlı olarak sadece Anayasa’nın tabii yargıçlık ilkesi ihlal edilmedi, duruşma günlerine ilişkin temel haklar da ihlal edildi. Anayasa’nın yasaklanan mahkemelerin kuruluşu sadece bir kanun çıkararak böyle bir mahkeme kurmakla ilgili değildi. Böyle bir mahkemenin kurulamayacağı gibi uygulamada hakim ve savcıların görevlendirilmesiyle bir kişi ya da müvekkillerle ilgili böyle bir mahkeme kurulamaz. Bu, yargı bağımsızlığına aykırıdır.

“MAHKEMEYE YAPILAN, HUKUKA AYKIRI VE ADİL BİR YARGILAMA TEMİNATINI ORTADAN KALDIRAN BİR MÜDAHALEDİR”

Mahkeme başkanının önce Covid sebebiyle rahatsız olduğu, sonra ameliyat olduğu söylendi, ‘ne kadar süre sonra göreve döneceği belli değil’ denildi, arkasından da görevden alındı. Ne zaman göreve başlayacağı belli değil sorgulamaya devam edeceğiz denildiğinde sanki başkanın bir daha göreve gelmeyeceğini biliyormuş gibi duruşmaya olduğu yerden devam etti.

Bazı müvekkillerimiz, ‘biz savunma vermek istemiyoruz’ demişlerdir. Hakimlerin ve savcıların azledilmesi sadece görevlerine son verilmesiyle ilgili değildir. Bir hakimin baktığı davadan el çektirilmesi yargıçlık teminatı bakımından ön görülen anayasal ve AİHM tarafından öngörülen teminatların ortadan kaldırılmasıdır. Bu tamamen bağımsızlığı ve tarafsızlığı ortadan kaldıran objektif bir gerçekliktir. Mahkemeye yapılan, hukuka aykırı ve adil bir yargılama teminatını ortadan kaldıran bir müdahaledir.”

“BAHÇELİ’NİN Mİ, ERDOĞAN’IN MI, SOYLU’NUN MU TALİMATINI YERİNE GETİRİYORSUNUZ?”

Avukat Cahit Kırkazak ise adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini belirterek, şunları söyledi:

“Bu yargılamayı acil bitirme motivasyonunuz niye? Devlet Bahçeli’nin mi, Erdoğan’ın mı, Süleyman Soylu’nun mu talimatını yerine getiriyorsunuz? Adil yargılama hakkının ihlal edildiğini, bu duruşma periyotlarının insan hakkı ihlali olduğunu biliyorsunuz. Bunları bilmenize rağmen iktidarın talimatları doğrultusunda hareket ettiğiniz ortaya çıkıyor. Eğer ki kararınız hazırsa ve dosyayı bir an önce bitirmek istiyorsanız dosyayı savcıya verin onun da mütalaası açıktır. Kararınız hazırsa bugünden kararı verin ama bizi bu oyuna karıştırmayın. Bizim bu temel haklarımızın ihlaline, siyasal iktidarın temsilcileri pozisyonuna rıza vermeyiz.”

“ANLADIK, KARAR HAZIR AMA BU ŞEKİLDE YAPAMAZSINIZ”

Avukat Nuray Özdoğan, insanlık dışı koşullarda savunma yapmaya zorlandıklarını ifade ederek şunları belirtti:

“Siz de hiçbir evrakı kontrol etmediniz. SEGBİS bağlantıları alınmıyor, bunlara dikkat etmiyorsunuz. Anladık karar hazır ama bu şekilde yapamazsınız. İnsanlık dışı koşullarda bizi savunma yapmaya zorlayamaz, bu duruşmayı devam ettiremezsiniz. Bu süre içinde hangi evrakları incelediniz? Bizim 24 saat çalışmamız lazım. Bizi zaman baskısı altında dosyadaki hukuka aykırı süreci devam ettirebileceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Elinize tutuşturulan kararı getirip hemen okuyabileceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Bu kadar kolay değil. Bu şekilde sürdüremezsiniz. Makul süre vermek zorundasınız.”

Ardından söz alan avukatlar da makul sürenin verilmesi gerektiğine vurgu yaparak aksi halde yargılamaya devam edemeyeceklerini belirtti.

Duruşmaya ara verildi.

Exit mobile version