Kılıçdaroğlu, Lüleburgaz Yıldızları Kadın Akademisinde düzenlenen Roman Kanaat Önderleri Buluşması’nda sorunları çözmenin yolunun Cumhuriyet Halk Partisi’nden geçtiğini, sorunları hep birlikte çözeceklerini belirtti.
Bir kişi veya bir kitlenin kimliğinden ve inancından dolayı ötekileştirilmesine karşı çıktıklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Herkesin kimliği kendi şerefidir. Herkesin inancı kendisine aittir. Yaşam tarzına siyasetçi saygı duyar.” dedi.
Romanların sorunlarının geçmişten bugüne geldiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, Romanlara yönelik eylem planı hazırlığı yaparak, tüm toplum kuruluşları ile akademisyenlerin görüşlerini aldıklarını vurguladı.
Romanların sorunlarına yönelik hazırladıkları eylem planının önemine değinen Kılıçdaroğlu, “Belediye başkanlarımıza da bu eylem planlarımızı gönderdik. Sorunlar ne? Temel sorunlarımızı şöyle belirledik. Eğitim ve sağlık sorunu ciddi bir sorun. İstihdam, barınma ciddi bir sorun, sosyal yardım veya sosyal hizmetlerden yararlanma ciddi bir sorun. Ayrımcılık konusunda ciddi bir sorun var. Bu sorunlara kilitlendik. Bu sorunların çözülmesi lazım.” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Roman çocukların eğitimlerine devam etmeleri için hayata geçirmeyi planladıkları projeye ilişkin de bilgi verdi. Kılıçdaroğlu, “Çocuğunu okula kaydederse ve çocuk devamlı gelirse burs vereceğiz. Okula gelmezse parasını keseceğiz. Böylece çocuğu ile hem bir gelir elde edecek hem çocuk devamlı olarak okula gelecek ve iyi bir eğitim alacak. Bunu yapacağım, yazın defterin bir tarafına” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“SORUNU ÇÖZMEK İSTİYORSANIZ SORUNUN AKTÖRLERİNİ DİNLEYECEKSİNİZ
Hiç kimse inancından ötürü ötekileştirmez. Biz buna karşı çıkarız. Hiç kimse kimliğinden inancından, yaşam tarzından ötürü ötekileştirilemez. Herkesin kimliği kendi şerefidir. Herkesin inancı kendisine aittir. Yaşam tarzına siyasetçi saygı duyar. Bugüne kadar hep sosyal kimlikler üzerinden siyaset yapmaya özen gösterdik. Muhtarlar bir sosyal kimliktir, apartman görevlileri sosyal kimliktir, manavlar bir sosyal kimliktir, esnaf bir sosyal kimliktir. Dolayısıyla sosyal sorunları yakalıyorsunuz ve çözüm üretiyorsunuz. Hepimizin bir ortak sorunu var bir de ortağın dışına çıkıp her kesimin kendine özgü sorunu var. Ama sizin sorunlarınız, Romanların sorunları tarihi derinliği olan bir niteliktedir. Bugünün sorunu değil, geçmişten bu yana katlanarak gelen bir sorunlar kümesi ile karşı karşıyasınız. Bir sorunu çözmeye niyetliyseniz önce sorunun aktörlerinden sorunu dinleyeceksiniz. Böyle bir uygulama yaptık. Romanlara yönelik eylem planı hazırlığı yapalım dedik. Sivil toplum kuruluşlarının görüşlerini aldık. Yetmedi o dünyada araştırma yapan akademisyenlerin de görüşlerini aldık. Bir taslak, Romanlara yönelik eylem planı çıktı. Bu eylem planını Merkez Yönetim Kurulu’nda tartıştık. Sonra bunu aldık Parti Meclisi’nde tartıştık. Belediye başkanlarımıza gönderdik. Sorun alanlarını belirledik.
ÇÖZÜMÜN TEMEL ANAHTARI AİLE DESTEKLERİ SİGORTASI
Eğitim ciddi bir sorun. Sağlık ciddi bir sorun, istihdam ciddi bir sorun, barınma ciddi bir sorun, sosyal yardım ya da sosyal hizmetlerden yararlanma ciddi bir sorun, ayrımcılık konusunda ciddi bir sorun var. Bu sorunlara kilitlendik ve bu sorunların çözülmesi lazım. Biz yapacağız ve kararlıyız bu sorunu çözeceğiz. Sorunun çözümünün temel anahtarı aile destekleri sigortası. Aile destekleri sigortası demek; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde yaşayan hiç kimse aç ve açıkta kalmayacak. İşin Türkçesi bu. Bir aile var geçinemiyor. Düşünün çocuklar okula gidecek defter, kalem alamıyor. Hadi bugün bir yandaki komşu baktı, ertesi gün öbür komşu baktı, bir başka gün muhtar biraz yiyecek getirdi, öbür gün belediye yardım etti… İyi de kardeşim yani bu işin sonu nereye varacak? O zaman ne yapmak lazım? O kişileri, o pozisyonda olan kişileri ve aileleri sosyal destek kapsamına almak, devletin güvencesi altına almak lazım. Yoksulluk onun kaderi değildir. Eğer yoksulsa onu yoksul bırakan siyasi otoritenin utanması lazım. Sen iş verdin de çalışmadı mı? İstihdam sağladın da çalışmadı mı? İyi bir okul sağladın, imkân sağladığın da çocuğunu okula göndermedi mi? Dolayısıyla siyasi otorite dediğimiz otoritenin yapması gereken şeyler var.
OYUNUZA DEĞİL SORUNLARINIZA TALİBİZ
Yoksulluğu bitirmek istemiyorlar yoksulluğu yönetmek istiyorlar. Onlar fakir kalsın ona biraz makarna vereyim kömür vereyim o da oyunu bana versin. Bu insan haklarına aykırıdır ahlaka aykırıdır. Birisini bir siyasi partiye bağımlı hale getirme kadar yanlış bir şey yoktur. Aile destekleri sigortası o nedenle 50 yıldır uygulanmıyor, biz bunu uygulayacağız. İster bize oy verin ister bize oy vermeyin. Biz sizin oyunuza değil biz sizin sorunlarınıza talibiz. Bu bağlamda özellikle her biriniz kendi bölgenizin önemli bir aktörüsünüz, kanaat önderisiniz. Siz bunları çok iyi anlatmak zorundasınız. Her gittiğim yerde bunu anlatıyorum anlatmaya çalışıyorum dilimin döndüğü kadar. Ama asıl anlatacak olanlar sizlersiniz.
HER HANEDE ASGARİ BİR SİGORTALI OLACAK
Şu anda herhalde Türkiye’de 24 milyona yakın hane var. Her hanede asgari bir sigortalı olacak. O hanede sigortalı yoksa devlet önce o hanedeki kişiyi istihdam edecek. Bu aynı zamanda ne demektir? Adalet demektir. Adalet demek, torpili olmayan dayısı olmayanın adalete güvenmesi demektir.
ÇÖP TOPLAYANLARIN SOSYAL GÜVENLİĞİ OLACAK
Tarım işçileri var, temizlik işçileri var, katı atık toplayıcıları var, müzisyenler var, buna benzer pek çok alanda çalışanlar var. Şimdi bazı belediyelerimiz bir proje başlattılar. Çankaya Belediyesi katı atık toplayanların tamamını toparladı kooperatif kurdurdu, hepsini sigortalı yaptırdı. ‘Siz toplayacaksınız, ben parayı vereceğim’ dedi. Şimdi bu pilot uygulamayı büyütürsek diğer illere de götüreceğim. Böylece konteynerlerde çöp toplayanların sosyal güvenliği olacak, sigorta primleri yatacak, onlar da emeklilik hakkına kavuşacaklar. 19 yıldır, 20 yıldır iktidardalar akıllarına bile gelmiyor. Çünkü yoksulluğu bitirmek istemiyorlar, yoksulluğu yönetmek istiyorlar.
O ÇOCUKLARIN EĞİTİLMESİ LAZIM
Roman kardeşlerimizin bir özelliği var. Bir Allah vergisi var, müzik konusunda harikalar yaratan var. Bu çocuklar müzik konusunda niye eğitilmesin? Becerileri neden dikkate alınmasın? Bu konuda da biz bütün duyarlılığımızı koruyoruz. Bunu da yapacağız. Eğitim konusunda şöyle birincisi eğitime erişmek zor. Çocuğu okula başlatıyorsanız bir süre sonra çocuk okula gelmiyor ve anne baba çocuğu koyacak yer bulamıyor yanında taşıyor. Onu da şöyle aşmayı düşünüyoruz; çocuğunu okula kaydederse ve çocuk devamlı gelirse çocuğa burs vereceğiz. Okula gelmese parasını keseceğiz. Böylece çocuğu ile hem bir gelir elde edecek hem çocuk devamlı olarak okula gelecek ve iyi bir eğitim alacak. Bunu yapacağım yazın defterin bir tarafına. Sadece Romanlar için değil. Doğu, Güneydoğu’dan gelen geçici işçiler var fındık toplamaya giden var çay toplamaya giden var zeytin toplamaya giden var. Onları da çocuklarına da aynı şeyi yapacağız. O çocukların eğitilmesi lazım pırıl pırıl olması lazım. Çünkü eğitim bir kişiye topluma sınıf atlatan tek olaydır. O nedenle eğitime ağırlık vermek gerekiyor.
FAKİR MAHALLERE POZİTİF AYRIMCILIK YAPACAKSINIZ
Bulunduğunuz beldede size oy versin vermesin hiçbir ayrımcılık yapmayacaksınız. Herkese eşit davranacaksınız. ‘Efendim bu mahalle bana oy vermedi, ben onların burnundan getireyim yollarını yapmayayım çöplerini toplamayayım.’ Hayır herkese eşit davranacaksınız ama fakir mahallelere pozitif ayrımcılık yapacaksınız. Onlara biraz daha fazla hizmet götüreceksiniz. Roman mahallelere bu hizmetin gitmesi lazım. Yoksul mahallelerden başlayarak kreş çocuk bakımevleri açacaksınız, çocuklarını oraya getirecek.
YERİNDE KENTSEL DÖNÜŞÜM OLACAK
Kentsel dönüşümü şöyle yapıyorlar; Romanlar bir yerde mi oturuyor oradan Romanları sürüyorlar şehrin dışına oraya lüks evler yapıyorlar. Başkaları gelip oturuyor. Sulukule bunun en güzel örneği. Yıllardır orada yaşayan kim, Romanlar. Bütün belediye başkan arkadaşlarıma kentsel dönüşüm yerinde dönüşüm olacak dedim. O mahallede oturanlar birbirilerine komşuluk ilişkisi geliştirmişler, giderler gelirler o mahallede oturanların taziyeleri olmuş, ölümleri olmuş, o mahallede oturanların düğünleri olmuş. Siz bunları yer ile yeksan ediyorsunuz, her birisini bir tarafa savuruyorsunuz. Bu olmaz. Görürsünüz halkın partisi olma yönünde adım atıyoruz.
SİYASETÇİLER, BARONLAR TARAFINDAN SATIN ALINMIŞTIR
Siyasetin her şeyden önce ahlaklı olması lazım. Eğer kokain ticareti yapan mafya baronlarına siyasetçi ses çıkarmazsa efendim kilolarca kokain bulunur, savcı korkudan soruşturma açmazsa, hapishanedeki Zindaşti baronunu hapishaneden çıkarır serbest bırakırsanız, adam kaçtıktan sonra da uyduruk biçimde tutuklamaya kalkarsanız orada siyasetçi iyi bir sınav vermiş değildir. Baronlar tarafından siyasetçi satın alınmıştır. O nedenle siyasetin ahlaklıların elinde büyümesi lazım ve gelişmesi lazım.
SAKIN UMUTSUZ OLMAYIN HER ŞEYİ ÇÖZECEĞİZ
Bütün bunların tamamını yapacağız, Allah’ın izni, sizin, halkın desteğiyle. Biz bunu yapacağız ve gerçekleştireceğiz. Son 19 yılda Londra’daki bir avuç tefeci ödenen para 197 milyar dolar. Merkez Bankası’nda buharlaşan para 128 milyar dolar. Kime gitti, kim aldı? Onlara para var size gelince para yok. Para var kardeşim, doğru kullanılırsa para var, imkan var, her şey var. Bu ülkede bütün mesele, ne dedik siyasetin ahlaki zeminde yürümesini sağlamaktır. Siyaseti kirlilikten arındıracağım bu konuda çok kararlıyım. Bir daha söylüyorum sakın umutsuz olmayın çözeceğiz her şeyi.”
Yorumlar kapalı.