Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, partililerinden, söylem ve çözüm önerilerini vatandaşa anlatmalarını istedi.
CHP’nin akılcı çözüm önerilerinin halka iletilmesi halinde partisinin iktidara geleceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Halk biliyor ki artık zaman, CHP zamanıdır.” ifadesini kullandı.
Bazı seçim anketlerinde yer alan “kararsızlara” işaret eden Kılıçdaroğlu, partililerden kararlılıklarını ve çözümlerini vatandaşa anlatmalarını talep etti.
Kılıçdaroğlu, vatandaşların “Niçin?” sorusunu yönelteceğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çünkü memleketin iyi yönetilmediğini, her kafadan bir ses çıktığını, bir bakanın söylediğini başka bakanın yalanladığını, bir bakanın söylediğinin AK Parti Grup Başkanı tarafından tam aksinin söylendiğini görüyorlar. Birisi asgari ücret hakkında ‘a’ derken, öbürü 28 harfi atlayıp ‘z’ diyebiliyorlar. Fiyatlara egemen olmadıklarını, devletin büyük ölçüde soyulacak bir mekanizma olarak algılandığını da biliyorlar. O zaman bu ülkeyi, ülkenin gerçekten çıkarlarını savunan, vatandaşları arasında hiçbir ayrım yapmayan, hangi partiye oy verirse versin iktidar olduğunda bütün Türkiye’yi kucaklayan, toplumu ayrıştırmayan ve bölmeyen, kavgalı bir dil yerine barışçıl bir dil kullanan bir iktidara ihtiyaç var. O iktidarın adı Millet İttifakı ve CHP’dir.”
“84 milyona nasıl anlatacağız?”
Vatandaşların devlet kadrolarına kimlerin yerleştiğini ve sözlü sınavlarda elemelerin nasıl yapıldığını gördüğünü savunan Kılıçdaroğlu, hak etmediği halde yandaşların belli görevlere nasıl getirildiğinin de bilindiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, iktidara yakın medyanın, bunların aksini gösterse de vatandaşın neyin ne olduğunu bildiğini kaydetti.
Kılıçdaroğlu, 21. yüzyılda ve “uzun süredir bir kişinin hegemonyasında yönetildiğini” iddia ettiği Türkiye’de, yaklaşık 3,5 milyon hane veya iş yerinin elektriğinin kesik olduğunu anlattı. Elektriğe gelen zamlara dikkati çeken Kılıçdaroğlu, imkanı olan bir vatandaşın elektrik faturasını ödememezlik etmeyeceğini dile getirdi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“3 milyon 449 bin 344 hanede veya iş yerinde elektrikler kesildi. Ben, onların sözcüsü, temsilcisi olarak, yaşadıkları sıkıntıları yaşamak için bilinçli olarak elektrik faturamı ödemedim ve ödemiyorum. 3,5 milyon hanenin sözcüsü kim olacak, derdini kim dile getirecek? Bu haksızlığı, insafsızlığı yapan iktidarı geniş kitlelere, 84 milyona nasıl anlatacağız? Tarihi bir sorumluluğumuz var. Ülke böyle bir noktaya gidiyorsa hepimizin tarihi bir sorumluluğu var. Türkiye’yi buradan çekip çıkarmak zorundayız. Onurlu, güçlü, üreten, her alanda ses getiren yeni ve güçlü bir Türkiye’yi inşa etmek zorundayız.”
Kemal Kılıçdaroğlu, 1 milyon 93 bin 581 abonenin de kışın ortasında doğal gaz kesintisi yaşadığını belirterek, iktidarın, CHP’nin bunları takip etmeyeceğini düşündüğünü söyledi. Kılıçdaroğlu, halkın sözcüsü CHP’nin, halkın dertlerini dile getirmek zorunda olduğunu ifade ederek, “Her mağdurun yanında olmak bizim görevimiz, namus borcumuz. Bunu yapacağız.” diye konuştu.
“Namuslu bürokratlar seslerini çıkardılar”
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, TÜİK’in iş gücü istatistiklerine ilişkin, “Talimat veriyorlar; ‘işsizlik azaldı’ diye. Siz onu benim külahıma anlatın. Ne azalması?” ifadesini kullandı.
Ziyaret ettiği yerlerde işsizlik sorunuyla karşı karşıya kalanların ceplerine kağıtlar bıraktığını ve dertlerini anlattığını aktaran Kılıçdaroğlu, “Onlara göre Türkiye’de iş var ama birileri iş beğenmedikleri için çalışmıyorlar. Halka böyle söylüyorlar. Halkı aldatmak, kandırmak istiyorlar. Ama gerçekler öyle değil.” sözlerini sarf etti.
Adıyaman ve Şanlıurfa’da temizlik işçisi alımı ilanlarına binlerce kişinin başvurduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, iktidarın ülkeyi yönetemediğini ve yönetme kapasitesine sahip olmadığını öne sürdü. İktidarın hazır parayla, malları mülkleri satarak ülkeyi idare ettiğini savunan Kılıçdaroğlu, “Deniz bitti, şimdi ne yapacaklarını bilmiyorlar. Satılacak bir şey kalmadı. Şimdi Türkiye’nin itibarını satıyorlar, para için, pul için.” dedi.
Gazeteci Ergün Poyraz’ın saldırıya uğradığını anımsatan Kılıçdaroğlu, eşiyle görüştüğünü ve Poyraz’ın yoğun bakımda olduğu bilgisini aldığını aktardı. Kılıçdaroğlu, “Bugüne kadar saldırıya uğrayan gazeteciler dolayısıyla hapse giren oldu mu? Olmadı. Ama bir tweet dolayısıyla öğrenciler ve insanlar hapse atıldı. Kendisine sağlıklar, şifalar diliyoruz. Kimse moralini bozmasın. Bu tür saldırılar olacaktır. Hepimiz farkındayız. Çünkü gerçekleri geniş kitlelerin öğrenmesini istemiyorlar.” değerlendirmesinde bulundu.
Kılıçdaroğlu, TÜİK’i, milyonlarca emekli, işçi ve memurun maaşlarına yapılacak zam oranını belirleyen enflasyon verilerinin önemine dikkat çekmek için ziyaret etmek istediğini belirterek, “Talimat veriyorlar, ‘Rakamı düşük göster, işçi, memur ve emeklinin aylığını az verelim’ diye. Enflasyonun altında ezilsin, diye. Açıklama yaptım. Böylece o kurumda namuslu bürokratlar seslerini çıkardılar, neredeyse üst düzey yönetici kalmadı, bazıları da istifa ettiler görevlerinden.” dedi.
Milli Eğitim Bakanlığını, yazılı sınavda Türkiye derecesi yapan ancak sözlü sınavlarla hakları yenilen gençlerin sesini duyurmak için ziyaret ettiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, Et ve Süt Kurumuna (ESK) ise ülkedeki bütün çocukların yeterli beslenme hakları için ziyarette bulunduğunu belirtti.
“ESK’ye gitmem ciddi, olumlu bir tepki doğurdu”
Kemal Kılıçdaroğlu, ESK’ye yönelik eleştirilerini dile getireceği bir basın toplantısını yapmasının doğru olmayacağını söyleyerek, “(Oraya gitmelisiniz, onun önünde açıklamalısınız. Haksızlığın ne olduğunu söylemelisiniz, yanlışları dillendirmelisiniz.) Bazı enteller var, ‘Kılıçdaroğlu gitti, kapılar kapandı.’ Ben kapılar açılsın diye değil, evlatlarımızın hakkını ve hukukunu korumak için oradaydım. Kapıyı açarlar veya açmazlar. Herkesin hakkını korumak zorundayım.” ifadelerini kullandı.
Muhatabının Tarım ve Orman Bakanı değil ESK olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, Kurumun TBMM KİT Komisyonu’nda milletvekillerine hesap verdiğini anımsattı. Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Hesap verecek bir organdan hesap sormak istiyorum. Bir şeyi daha milletim görsün. Devletteki çürümeyi, bürokrasideki korkuyu görsün. Hesap veren bir bürokrasi yok, yasa dışı talimat alan bir bürokrasi var. Bürokrasi eğer gerçekten namusluysa, hesap veriyorsa bütün kapılarını açar. ‘Verilmeyecek hesabımız yoktur’ der. Siz bunu yapmazsanız AK Parti iktidarının devlete yarattığı çürümeyi anlatamazsanız. Anlatmak zorundasınız. Herkesin de bunu görmesi lazım. ‘Sıradan bir basın toplantısı yapıp şöyle oldu’ derseniz, olmaz. Özellikle gecekondu bölgelerinde, fakir mahallelerinde ESK’ye gitmem, çocukların beslenme hakkını savunmam ciddi, olumlu bir tepki doğurdu.”
Hayvancılık sektörünün sorunlarını anlatan Kılıçdaroğlu, bunların hepsini çözeceklerini söyledi.
TÜİK’in kırmızı et üretim istatistiklerini yayımlamadığını belirten Kılıçdaroğlu, amaçlarının gerçekleri milletten saklamak olduğunu ileri sürdü.
ESK’nin görev zararının, 2019 yılında 32 milyon lirayken, 2021 yılında ise yüzde 1300 artarak 422 milyon liraya yükseldiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ESK’nin 70 bin ton etinin saklanması için kullanılan soğuk hava depolarının kilogram başına kullanım ücretinin yükseltilmesinin kamu zararına yol açtığını savundu.
Bir gazetecinin bu durumu haber yaptığını kaydeden Kılıçdaroğlu, “Soygun düzeninin nerelere ulaştığını nasıl anlatacaksınız? Hatta Gölbaşı’ndan bir soğuk hava deposu sahibi, ’20 kuruşa bunu yaparım, 45 kuruş çok pahalı.’ diyor. ‘Hayır, 45 kuruş vereceğiz.’ diyor. Parayı kim aldı, kimlere verdiniz? Bu kararı kim aldı? Bunu soracaktım. Bir kurum, yöneticileri tarafından Bakan’ın da bilgisi dahilinde 200 trilyonluk bir soygunla karşı karşıya kalıyor.” ifadelerini kullandı.
Bu konu gündeme gelince söz konusu tutarların eski seviyesine çekildiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, “Demek ki bu kardeşiniz, vatanı ve milleti için çalışan, tüyü bitmemiş yetimin hakkını savunan CHP, işte bu tür sonuçlara yol açıyor.” diye konuştu.
“O kaçak çayları Rize meydanında yakacağım”
Kemal Kılıçdaroğlu, çay için hazırladıkları kanun teklifini AK Parti ve MHP’li milletvekillerinin kabul etmediklerini söyleyerek, “Rizeli kardeşlerime söylüyorum, kesintisiz oy veriyorsunuz, alın terinizi başkalarına peşkeş çekiyorlar. Kilolarca değil tonlarca kaçak çay geliyor. Rize’de söz verdim, Allah nasip eder onların da oyuyla iktidar olduğumuzda o kaçak çayları Rize meydanında yakacağım. Bu milletin hakkını hukukunu savunacağız; kaçakçının, soyguncunun, cebini dolduran siyasetçinin değil. Yeni bir evrenin, dönemin başladığını herkes bilmeli. Devleti yeniden adalet üzerine inşa edeceğiz, yolsuzluk, soygun üzerine değil.” sözlerini sarf etti.
İktidarın çay üreticisinin hakkını hukukunu savunan bir düzenleme getirmesi halinde destek vereceklerini söylediklerini aktaran Kılıçdaroğlu, “Onu da getirmiyorlar. Niçin? Soygun daha bitmedi, daha birilerinin keselerinde boşluk var, oraları dolduracaklar.” görüşünü savundu.
CHP’nin, iktidarın milletin lehine getirdiği hiçbir kanuna karşı çıkmadığını belirten Kılıçdaroğlu, “Ne derlerse desinler yönetemedikleri çıkıyor ortaya.” ifadesini kullandı.
Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın, Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürülmesine ilişkin davanın Suudi Arabistan’ın adli makamlarına devredildiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde egemenlik hakkını kullanan 3 kurumdan birisi de yargıdır. ‘Türk milleti adına’ der ve kararını verir. İstanbul’da işlenen, Türkiye’de işlenen bir cinayeti Türk milleti adına karar vermesi gereken mahkemenin itibarını, milletin itibarını Suudi Arabistan’a devrediyorsun, egemenlik hakkını devrediyorsun. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böyle bir rezalet görülmedi. Ne için? Para için. Para var işin ucunda. Bahçeli de buna ‘evet’ diyecek. Nasıl milliyetçi ise anlayamadık.” diye konuştu.
“İktidar olduğumuzda ilk yapacağımız iş devlette israfa son vermektir.” diyen Kılıçdaroğlu, “Bir numaralı genelge devlette israfa son verecek. Öyle arabalar, yatlar, katlar, uçaklar yok. Lüks hayat yok. İsraf yok, israf haramdır, biliyoruz. Onlara göre israf helaldir, bize göre haramdır.” ifadelerini kullandı.
“Adrese teslim ihaleleri bitireceklerini” belirten Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Stratejik planlama teşkilatını kuracağız. Bunların kapattıkları planlamayı yeniden inşa edeceğiz. Devletin en nitelikli, en liyakatli insanlarını, en yetişmiş insanlarını stratejik planlama teşkilatının içine koyacağız. Çiftçinin ve esnafın çektikleri kredilerin faizlerini ‘tak’ diye sileceğiz. Çiftçi de esnaf da nefes alacak. Çiftçilere elektriği bedava yapacağız. Döviz garantili işlemlerin tamamını Türk lirasına çevireceğiz. 5’li çete de 84 milyon da bilecek kim milliyetçi, kim ülkücü, kim vatansever herkes görecek. Kılıçdaroğlu ‘5’li çete’ demesin diye mahkemeden tedbir kararı çıkarmışlar. Sarayın hakimi yapıyor bunu, sarayın savcılarıyla beraber yapıyor bunu. 5’li çete yapıyor bunu. El ele vermişler, Kılıçdaroğlu’nu nasıl sustururuz. Sizin feriştahınız gelse beni susturamaz.”
Kılıçdaroğlu, iktidara geldiklerinde liyakatsiz bürokratları bürokrasiden ayıklayacaklarını, namuslu, halkına hizmet eden, rüşvet almayan bürokratlarla yola çıkacaklarını söyledi.
“Bizim felsefemizde masa başında sorun çözülmez”
Rüşvet alanla, yolsuzluk yapanlarla yollarını ayıracaklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Biz saraya sadık olanlarla değil, milletine, vatanına, bayrağına sadık olanlarla çalışacağız. Ekonomik Sosyal Konseyi işlevli hale getireceğiz. Bizim felsefemizde masa başında sorun çözülmez, masa başında ahkam kesilmez. Sorunu kim yaşıyorsa çağrılacak, yetkililer de orada olacak, oturup istişare edeceğiz.” diye konuştu.
Kamuda mali disiplini sağlayacaklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, Varlık Fonunu kaldıracaklarını, devletin bütçesini şeffaf hale getireceklerini ifade etti.
Ulusal vergi konseyi kuracaklarını da aktaran Kılıçdaroğlu, Türkiye’de herkesin, ödediği vergilerin nereye gideceğini göreceğini belirtti.
Siyaseti kirlilikten arındıracaklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Bu Meclis’te üçkağıtçının, rüşvet alanın, iş takibi yapanın, sözlülere müdahale edenlerin işi yok. Bu Meclis’te milletin temsilcileri olacak. İlk çıkaracağımız kanunlardan birisi siyasi ahlak kanunu olacak. Dış politikayı 180 derece değiştireceğiz. Dış politikayı Türkiye’nin itibarı üzerine inşa edeceğiz.” dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından “Sığınmacıların eski kimlik bilgileri elinizde mevcut mu? Gerçekten tanıyor musunuz? Kaçına vatandaşlık verdiniz ve hangi güvenlik soruşturmalarından geçirdiniz? Sığınmacı kılığında gelenin bir terörist olmadığını nasıl netleştirdiniz?” sorularını sorduğunu anımsatarak, bu sorulara cevap alamadığını, hakarete uğradığını söyledi.
Göç İdaresine gitmeden bu sorularına sabırla yanıt bekleyeceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, “Verirler mi? Veremezler. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Ayrıca söyleyeyim, onların kulağına da gitsin. Özellikle Bahçeli de bilsin. Süleyman Şah Türbesi’ni bayrağımızı dikerek yeniden yerine koyacağız. Sözde milliyetçi bunlar, bunların milliyetçiliği falan söz konusu değil. Çıkar peşinde koşanlardan milliyetçi olmaz.” diye konuştu.
Meclis iç tüzüğünü değiştireceklerini, kesin hesap komisyonu kuracaklarını kaydeden Kılıçdaroğlu, iktidar yetkilileri ve bakanların, başkanı ana muhalefet partisinden olacak olan kesin hesap komisyonuna hesap vereceğini söyledi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bugünkü grup toplantısındaki “Zamlar, hayat pahalılığı, hepsi geçicidir. Müslümana karamsarlık haramdır.” sözünü anımsatan Kılıçdaroğlu, “İslam alemine fetva veriyor. Aslında utanmasalar diyecekler ki ‘bize oy vermemek haramdır.’ Milliyetçi Hareket Partisine üzülüyorum, köklü bir parti. Asla böyle bir pozisyona düşmemeliydi.” değerlendirmesini yaptı.
Yorumlar kapalı.