Kılıçdaroğlu: Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, askeri öğrenciler, adaleti arayan avukatlar neden hapiste?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bana yetkiyi vereceksiniz, bize yetkiyi vereceksiniz, dostlarımızla beraber bu ülkede nasıl bir bahar havası estireceğimizi göreceksiniz." dedi.

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’ndaki konuşmasında, 20. yüzyılda terörden en büyük acıyı yaşayan ülke hangi ülkedir diye sayılsa Türkiye’nin bunların başında geleceğini ifade ederek, teröre karşı hep birlikte durduklarını ve durmak zorunda olduklarını söyledi.

Ankara Tren Garı önünde, 10 Ekim 2015’te yaşanan katliamın derin bir yara olarak durduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, hayatını kaybeden 102 kişinin içinde 9 yaşındaki Veysel’in de olduğunu anımsattı.

“Veysel’in günahı neydi? Terörün bu kadar acımasız olduğunu biliyoruz” diyen Kılıçdaroğlu, herkesin teröre karşı olması gerektiğini kaydetti.

Türkiye’de adalet istediğini belirten Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Adaleti kendim için istemiyorum. 83 milyon adına adalet istiyorum. Masum insanların hapishanelerde kin ve intikam duygusuyla tutulmasını istemiyorum. Yazıktır, günahtır. Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, askeri öğrenciler, avukatlar, adaleti arayan avukatlar neden hapiste? Türkiye’nin bir yol temizliğine ihtiyacı var. Adaleti getireceğiz, kinle, öfkeyle devleti yönetmeyeceğiz. Kinle, öfkeyle devleti yönetmeye kalkarsanız bugünkü tablo çıkar ortaya. Yanında durmayan, selam vermeyen, beni alkışlamayan, eleştiren hapishaneye… Böyle bir yapı olmaz. Türkiye’nin buradan süratle çıkması lazım. Bunu birlikte yapacağız.”

CHP’li milletvekillerinin, gruplar halinde illere ziyarete gittiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, 8-9 Ekim’de 31 milletvekilinin, yüksek disiplin kurulu üyesiyle bu kez İzmir’e gittiğini anlattı.

Kılıçdaroğlu, 8 ilçe, 41 merkez ve mahalle ile 190 köy ziyaretinde bulunulduğunu aktararak, “Hepsinin derdi aslında aynı. İster Hakkari’de, ister İzmir’de, ister Konya’da ister Yozgat’ta aynı sorunla karşılaşıyorsunuz. Hayat pahalılığı, herkesin dilinde. Esnaf da çiftçi de ev kadını da çalışan kadın da şikayet ediyor. Herkesin ortak derdi.” değerlendirmesinde bulundu.

Bir çiftçinin, “Gırtlağımıza kadar borç içindeyiz. Tarım Kredi Kooperatifleri yakında satılık köy ilanlarına çıkabilir” sözlerini anımsatan Kılıçdaroğlu, Türkiye’yi bu hale kimin getirdiğini sordu. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“Çiftçi kardeşim, esnaf kardeşim, ev kadını kardeşim, çalışan işçi kardeşim, memur kardeşim, sanayici kardeşim sana sesleniyorum. Türkiye’yi bu hale kim getirdi? Biliyorum Erdoğan diyecek, ‘Bay Kemal’ diyecek ama sen de biliyorsun ki benim yetkim yok, ama bana yetkiyi vereceksiniz, bize yetkiyi vereceksiniz, dostlarımızla beraber bu ülkede nasıl bir bahar havası estireceğimizi göreceksiniz. Gerçekten de bahar havası estireceğiz, gerçekten de herkesi kucaklayacağız, gerçekten de hiç kimseye kötülük yapmayacağız. Böyle bir niyetimiz zaten yok. Çünkü biz insanız, insanın ne olduğunu biliriz. O bağlamda söylüyorum. Dertlisiniz, ciddi sorunlar var biliyorum, ama sakın umutsuzluğa kapılmayın. Türkiye güçlü ülkedir, sadece yönetilmiyor. Temel sorunu bu. İnşallah Türkiye’yi çok güzel yöneteceğiz. Adaletle, ahlakla, bilgiyle, birikimle, liyakatle yöneteceğiz ve herkesin mutlu olduğu bir Türkiye’yi inşa edeceğiz.”

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Otomatik Bilgi Paylaşımı Anlaşması”nın yürürlüğe girmesiyle yurt dışında yaşayan 7 milyon vatandaşın bilgilerinin, bulundukları ülkelerdeki maliye bakanlıklarına bildirilmeye başlandığını söyledi.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun bu konuda daha önce iktidarı uyardığını anlatan Kılıçdaroğlu, “Hükümeti defalarca uyardım, ‘Önce yurt dışındaki vatandaşlarımızı uyarın, pandemi süreci var gerekçe gösterin, belli bir süre geçsin öyle uygulamaya koyun.’ dedik ama yapmadılar. Sadece ben yapmadım, Allah’ı var, Sayın Karamollaoğlu da ‘Yapmayın, etmeyin.’ dedi. Ama bu da olmadı, inşallah ciddi bir sorunla karşılaşmazlar.” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, kağıt toplayıcılarını ziyaret ettiğini belirterek, bu sırada gerçekleştirdiği sohbetlerin bazılarını aktardı. Bu kişilerin topladıkları kağıtlarla geçimlerini sağladıklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, “Bunların üzerine baskı kurulmaya başlandı, depoları basıldı, biriktirdikleri kartonlar ellerinden alındı, götürüldü satıldı, başkalarına para verildi. Bunlarda vicdan, ahlak var mı? Gerçekten akıl alacak şey değil.” ifadelerini kullandı.

Kağıt toplayıcılarının, devlet tarafından tanınmaları halinde vergi ödemek istediklerini belirttiğini de aktaran Kılıçdaroğlu, “Birileri gelip senin alın terini çalmak, emeğini elinden almak istiyor. Onların yanında olacağız. CHP, fakirin fukaranın, garibin gurebanın ve kimsesizlerin kimsesi olacak.” dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, kağıt toplayıcılarının tutundukları dalın bile ellerinden alındığını savunarak, “Ama beşli çeteye gelince, devletin soyulmasına gelince her şey serbest.” sözlerini sarf etti.

“Hırsızlık mı, torbacılık mı yapsınlar, uyuşturucu mu satsınlar?” sorularını yönelten Kılıçdaroğlu, “Sarayda oturan zata söylüyorum, eğer sen devleti yönettiğini zannediyorsan, bunlara sosyal güvenlik sağlayacak uygulamayı yapacaksın. Belki diyecek ki ‘Ey Kılıçdaroğlu, o çöpten kağıt toplayanlara sosyal güvenlik hakkını sağlayacağıma söz vermiştim. Senin daha haberin yok.’ İnşallah öyledir. Ama sen yapmazsan, milletin iradesiyle iktidar olduğumuzda çöpten kağıt toplayan herkesin sosyal güvenliği olacak. Mazlumun ahı, indirecektir şahı. Kendisini şah, padişah görenler, demokratik yollarla mazlumların karşısında nasıl düştüklerini göreceklerdir. Bunu sağlayacağız.” şeklinde konuştu.

 “Meclis açık, niye şimdi getirmiyorsun?”

CHP lideri Kılıçdaroğlu, toplumun her kesimine hitap ettiklerini, vatandaşın sorunlarını dinleyerek çözüm ürettiklerini anlattı.

Kamu görevlilerine 3600 ek gösterge konusunu daha önce defalarca gündeme getirdiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Yapmadılar, kulak arkası ettiler. Sonunda Erdoğan ‘Ben 3600’ü vereceğim.’ diyor. Gayet güzel. Demek ki sözümüzü dinlemeye başladı. Bu iyiye işaret.” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu düzenlemenin gelecek yıl sonunda tamamlanacağı yönünde açıklamada bulunduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, “Sen yaparsan ben alkışlayacağım, sen yaparsan, milletvekillerimiz Mecliste el kaldıracaklar, ‘evet biz de istiyoruz.’ diyecekler. Sen milleti oyalıyorsun. Sanıyor ki Kılıçdaroğlu bunu bir kere söyledi, artık unuttu, mesele bitti. Yok kardeşim, 3600 ek gösterge sağlanıncaya kadar ben ve arkadaşlarım her gün dillendireceğiz.” ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın bu konuda ilk söz verdiği tarihin üzerinden 41 ay geçtiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“(2022’de yapacağız.) diyor. Kaçacak mı 2022’de? Meclis açık, niye şimdi getirmiyorsun? Yine vaadinden kaçacak, başka bir gerekçe uyduracak, ‘Para yok.’ veya ‘Beni seçerseniz yapacağım.’ diyecek. Artık kimse seni seçmeyecek, kusura bakma. ‘Beşli çete’ye gelince eli çok bereketli, her türlü para, imkan var. Memura geliyor, 3600 ek gösterge, yok. Herkes, bütün siyasi partiler dinlesin, öğretmen, sağlık çalışanı, polisler, din görevlileri, infaz koruma memurlarının tamamına 3600 ek göstergeyi vereceksiniz. Vermezseniz söke söke alacağız.”

İktidarın, emeklilikte yaşa takılanların sorunlarını çözmesini de isteyen Kılıçdaroğlu, bunu yapmamaları halinde partisinin iktidarında kendilerinin yapacağını dile getirdi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarın, görevi olduğu halde kış için hazırlık yapmadığını ancak Londra’daki bir grup tefeciye bu yılın 9 ayında 124 milyar lira faiz ödediğini; bu süre zarfında vatandaşa sadece zam verildiğini savundu.

Kılıçdaroğlu, bir kamuoyu araştırmasında “Türkiye iyiye mi, kötüye mi gidiyor?” sorusuna, “iyiye gidiyor.” yanıtını verenlerin oranının yüzde 16’dan yüzde 9’a düştüğünü; “kötüye gidiyor” cevabını verenlerin oranının, AK Partil’i seçmenlerde yüzde 82, MHP’li seçmenlerde ise yüzde 87 olduğunu söyledi. Ülkenin kötüye gittiğini ve yönetilmediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, “Özellikle AK Parti’li kardeşlerime seslenmek isterim, faiz lobisinin Türkiye’deki bir numaralı adamı Recep Tayyip Erdoğan’dır. 83 milyonu bir avuç tefeciye mahkum etti. Devlete vergi ödüyoruz, büyük bir kısmı tefecilere gidiyor. ‘Faizi düşüreceğiz.’ diyorlar. Tefeciler öyle bir yakalamış ki, ‘Faizi düşüreceğim.’ deyince, doları yükseltiyorlar; ‘Doları düşüreceğim.’ deyince öteki tarafı yükseltiyorlar. Bir ülkenin nasıl yönetileceğini bilmiyorlar. Ülkenin asıl hedefi üretim olmalı. Bunlar üretmiyorlar. 128 milyar dolar da böyle gitti.” sözlerini sarf etti.

 “31 kez elektrik, doğal gaz ve akaryakıt ürünlerine zam”

CHP lideri Kılıçdaroğlu, bu yılın ilk 5 ayında 1 milyon 525 bin hanenin elektriğinin kesildiğini ancak AK Parti ve MHP’li milletvekillerinin bundan haberdar olmadığını iddia ederek, “İradesini saraya kiraya vermiş olanlar, TBMM’de halkın yararına çalışamazlar, halkın sorunlarını çözemezler.” ifadesini kullandı.

Aynı dönemde 674 bin abonenin de doğal gazının kesildiğini anlatan Kılıçdaroğlu, bu hanelerde bu kış ne olacağını sordu. Kılıçdaroğlu, “Ben düşünüyorum, Millet İttifakı’nı oluşturan saygıdeğer partiler de düşünüyorlar ama AK Parti ve MHP’nin hiç umurunda değil. İnsanlar açlıktan mı öldü? ‘Hayır, fazla yemek yedi, onun için öldü.’ diyecekler. Emin olun. “ diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kendi vatandaşımızı korumak için her türlü fedakarlığı yapıyoruz.” dediğini anlatan Kılıçdaroğlu, “Milletin yararına hangi fedakarlığı yaptın? Doğal gaz, elektrik, yiyecek, suda hangi faydayı getirdin? Bunu söyleyen zat devleti yönetiyor. 2020 Ekim’inden 2021 Ekim’ine kadar tam 31 kez elektrik, doğal gaz ve akaryakıt ürünlerine zam yaptı. ‘Perişan.’ dediğin ülkeler bir yılda 31 kez zam yaptılar mı? Bunun fedakarlık dediği, (Biz zam yaptık, daha arkası gelecek, şimdilik yapmıyoruz.)” dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, ülkelerin kış aylarında doğal gaz depoladıklarına işaret ederek, şöyle devam etti:

“Doğal gaz depolarımızda 9 Ekim itibarıyla bulunan gaz miktarı 2 milyar 791 milyon metreküp. Sadece 15 günlük ihtiyacımızı karşılıyor. Doluluk oranı yüzde 54. Aynı tarihte perişan ve kuyruklarda olan, açlıktan ölen Avrupalıların yöneticilerine bakıyoruz, doluluk oranı yüzde 76. Basiretli, ülkesini, vatanını seven bir politikacıya bakın, vatandaşını koruyor, depolamayla kış hazırlığını yapıyor, doğal gaz fiyatlar çok yükselirse diye önlemini alıyor. Bizimkilerin umurunda değil, haberleri bile yok. ‘Kışa giriyoruz, depolar dolu mu?’ diye bile sormamışlardır. Devleti yönetemiyorlar, yönetme güç ve kapasiteleri bitmiş artık. Öyle bir noktaya geldi ki, gittiklerini biliyorlar, artık devleti soyma üzerine ne götürürsek kardır mantığıyla çalışıyorlar.”

Elektrik üretici ve dağıtıcılarının yüzde 45 zam beklentisini dile getirdiğini aktaran Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Vatandaş ne yapacak? Erdoğan bunları biliyor, neden önlemini almıyor? Devletin hazinesinin damadıyla kendisi tarafından talan edildiğini bilmiyor muyuz biz? 128 milyar dolarımız olsaydı böyle bir tabloyla karşılaşmazdık. Bütün bunlara rağmen milletin önüne çıkıyor, gerçekten komedi gibi, ‘ABD’nin, İngiltere’nin halini görüyorsunuz değil mi?’ Görüyoruz. ‘Benzin yok, benzin.’ diyor. Allah akıl fikir versin. Benzini başka bir şey mi sanıyor? Aynı şekilde ‘Almanya, Fransa’da kuyruklar, yiyeceklerini bulamıyorlar.’ Pes. Arkadaş orada kişi başına gelir 50 bin, 70 bin dolar. Adam hayal aleminde geziyor. Bu, devasa Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yönetiyor. Türkiye’den haberi yok. Adana’da miting yaparken, polisin bıraktığı yiyecekleri o gariban vatandaşların nasıl topladığını görmedin mi, sana göstermediler mi? Bunlar devleti yönetemezler. O nedenle topluma daha ağır bir yük olmasın, daha ciddi bir maliyet yüklemesin diye bir an önce sandığı getir kardeşim. Milleti perişan ediyorsun. Yönetemiyorsun, yöneteceğiz.”

Kılıçdaroğlu: Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, askeri öğrenciler, adaleti arayan avukatlar neden hapiste?

Yorumlar kapalı.