Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, zor günleri aşmanın yolunun birlik olmak, beraber olmak, adalette, sevgide buluşmak, kimseyi ötekileştirmemek, herkesin huzur içinde yaşadığı Türkiye’yi inşa etme amacını taşımak olduğunu söyledi.
Mütefekkir Cevdet Said’e Allah’tan rahmet, yakınlarına da başsağlığı dileyen Kılıçdaroğlu, onun barışı, uzlaşmayı, birlikte yaşamayı, düşünce özgürlüğünü savunduğunu, şiddete de bütün varlığıyla karşı çıktığını, devleti yönetenlerin tek ölçüsünün adalet ve eşitlik olması gerektiğini de her ortamda ifade ettiğini aktardı.
Kemal Kılıçdaroğlu, iyi insanları hep anacaklarını belirterek, iyi insanların toplumu ileriye taşıyan, aydınlatan insanlar olduğunu söyledi. Uğur Mumcu’yu, Muammer Aksoy’u, İsmail Cem’i, Abdi İpekçi’yi, Gaffar Okan’ı ve Fatma Girik’i unutmadıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Hepsi bizim yolumuzu aydınlatan, bize ışık tutan kişilerdi. Hepsine şükran borçluyuz.” diye konuştu.
CHP olarak özellikle son 5-6 yılda toplumun en yoksul kesimlerine, kendilerini sahipsiz hisseden kesimlerine ilgi gösterdiklerini, onların yanında olduklarını, aynı sofraya oturduklarını, sorunları görüşme fırsatı bulduklarını ve partisinin milletvekillerinin Anadolu’yu karış karış gezdiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, her soruna çözüm üretme gayreti taşıdıklarını kaydetti.
Kılıçdaroğlu, bu bağlamda taşeron işçilerin kadroya alınması konusunun, attıkları en önemli adımlardan birisi olduğunu dile getirerek, onları örgütleyip dernek kurmalarını sağladıklarını, kadro taleplerini her yerde dillendirdiklerini ve iktidarın kadro vermek zorunda kaldığını dile getirdi. Kılıçdaroğlu, hala kadro alamayan hastane bilgi yönetim sistemlerinde çalışan 2200 kadar kişi olduğunu ve onların da kadro istediğini anlattı.
Bu çalışanların kendilerine verilen sözlerin tutulmadığını söylediğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “Az kaldı. Göreceksiniz, Millet İttifakı’nın iktidarında sizin kadrolarınız en kısa sürede verilecek. Çalıştığınız hastanede kadrolu personel olarak çalışmaya devam edeceksiniz. Buradan söylüyoruz. Yapıyorsanız yapın, yoksa biz gelip yapacağız.” sözlerini sarf etti.
Terörle mücadelede yaralanan fakat gazi sayılmayan polis ve asker bulunduğunu da ileri süren Kılıçdaroğlu, bu kişilerin de kendilerinin gazi sayılmadığını anlattığını ifade etti. Kılıçdaroğlu, toplam 20 bin asker ve polisin gazi sayılmadığının kendisine söylendiğini aktararak, CHP’nin de bu konuda defalarca kanun teklifi verdiğini anımsattı.
Kılıçdaroğlu, daha önce MHP’den de bu yönde bir kanun teklifi verildiğini ancak gündeme getirilmediğini iddia ederek, “Ya gazileri kandırmayın veya direnin o kanun teklifi Meclis Genel Kurulu’na gelsin. Saraydan gelen kanun tekliflerine el kaldırıyorsunuz, bir de sizden gelen kanun teklifine saraydan talimat alanlar el kaldırsın. Sorunu çözelim.” görüşünü paylaştı.
Bir şehit annesine 281 lira 3 kuruş aylık verildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Yazıktır, günahtır. Bu devlet bu kadar mı fakirleşti. 5’li çeteye gelince milyonlarca avro, milyonlarca dolar veriyorsunuz. Bir şehit annesine, 11 çocuğa bakan bir şehit annesine verdikleri para 281 lira 3 kuruş. Bunu grup başkanvekillerine vereceğim, takipçisi olun lütfen.” dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda görüşmeleri süren Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi’ne bütün öğretmen kuruluşlarının karşı olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, alkışlayan tek bir öğretmen bile bulunmadığını savundu.
Öğretmenlerin irfan ordusu olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, öğretmenlerin önündeki en büyük engelin Cumhur İttifakı olduğunu öne sürdü. Kılıçdaroğlu, bu ittifakın onları bir yere taşıyamayacağını iddia ederek, “Size sözüm söz, gerçek alamda Öğretmenlik Meslek Yasası’nı biz çıkaracağız, sizin görüşünüzü alarak, beraber çıkaracağız. Öyle ücretli, sözleşmeli, kadrolu öğretmen… Bütün garabetlere son vereceğiz. Herkesin saygınlığı olacak. Öğretmenlik mesleğini en itibarlı meslek haline getireceğiz.” diye konuştu.
Yayımladığı video
Yayımladığı videoda “AK Parti’nin gidişi gidiş değil, bu gidiş Türkiye’yi felakete götürüyor” dediğini ve örnek verdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın önce AK Parti’yi zapturapt altına aldığını, sonra partiyi kuran kurucuların tamamını tasfiye ettiğini, AK Parti’yi ailesine “peşkeş” çektiğini ve devleti kendi ailesinin isteklerine boyun eğecek hale getirdiğini iddia etti.
Bunların, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde görülmeyen bir olay olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, baskılara rağmen bürokrasinin nabzı atıyor mu diye tekrar bir video yayımladığını ve kamu görevlileriyle dertleştiğini ve gelen bir yolsuzluk dosyasını da gündeme getirdiğini bildirdi.
Bu videoda isim vermediğini ve dosyadaki bilgileri okuduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, “(O dosyanın altında imzam yoktur) diyen Erdoğan, diğerleri çıktılar açıklama yaptılar.” ifadesini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Nedir bu olay, anlatayım. 3 Nisan 2018’de bir ihale yapılır. 3 milyar 198 milyon 443 bin 127 lira veren firma kazanır. Firmanın özelliği, gerçek bir ihale olması, yarışmaya girmesi ve bunu kazanması, artı finansmanı kendisi karşılayacak. Ama ihaleyi 5’li çeteden birisi kazanmaz. Bunun üzerine ihale iptal edilir. Aradan bir süre geçer. İhalede bazı değişiklikler olur yeniden ihaleye çıkılır, 21 Ağustos 2020’de. Bu ihale kamuya açık bir ihale değildir. 21B’ye göre yapılır. Yani deprem, savaş, yangın, sel, su baskını… Olağanüstü hallerde olan bir olay. Olursa ihale olacak. Ortada deprem yok, savaş yok, bir şey yok. Neden 21B’ye göre? Adrese teslim ihaleyi vermek için. Yaparlar. Bu sefer 3 milyar 200 milyon değil, ortalama, 9 milyon 449 bin 995 bin 834 liraya 5’li çeteden birisine ikram edilir. ‘Al arkadaş bu ihale senindir’ denir. Arada 6 milyar fark var. Zaman geçmiş, doğru. Ben de biliyorum. Ama bir ayrıntı var, önemli bir ayrıntı var. Bunlar giderler, yani 5’li çete adına yurt dışından para isterler. 1 milyar 238 milyon 421 bin 599 avro kredi anlaşması yapılır.
Kredi anlaşmasının kefili Hazinedir. 5’li çeteden değil, Hazine. ‘Nereden’ diyeceksiniz. Kamu Borç Yönetimi Raporu var, Maliye Bakanlığının, benim değil. İhalenin adı var, borç miktarı var. Karşısında yazıyor. Borçlu kim, Hazine ve Maliye Bakanlığı. Bugünkü fiyatlarla 18 milyar civarında. Erdoğan diyor ki ‘Kılıçdaroğlu yalan söylüyor. Benim hiçbir imzam yok’. Sen ihale komisyonunda değil, sen talimat veren makamdasın.
Diyorsun ki ‘ihaleyi iptal edin, bir süre bekleyin, ihaleyi bizim çeteden arkadaşlara vereceğim’ diyorsun. Bir de ‘dışarıdan borç alacağım, o borca da ben kefil olacağım’ diyorsun. 2020 Kamusal Mali Durum ve Beklentiler Raporu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın raporu. Açın, raporun 25. sayfasında, ‘17.03.2020 tarihli Cumhurbaşkanlığı oluru ile yatırım programında gerekli revizyon yapılmıştır’ diyor. Demek ki onayı veren kim, Erdoğan. Sayıştay’ın da raporları var. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Sayıştay raporu var. Orada da aynı tarihi veriyor. Burada yalnız tarih yanında sayıyı da veriyor. ‘17.03.2020 tarihli 24776198-903.02-21 Sayılı cumhurbaşkanlığı oluru.’ Orada da var. Sen demek ki bütün bu kirlilikleri biliyorsun. Zaten bilmemen mümkün değil. Senin talimatınla yapılıyor zaten bunlar.”
Kılıçdaroğlu, “burada Hazinenin yükümlülük altına sokulduğunu, 5’li çetenin korunduğunu”, açık ihaleyi kazanana bu ihalenin verilmediğini ve bunu söyleyince kıyamet koptuğunu ileri sürdü.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Kılıçdaroğlu yalan söylüyor” dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Görmediğim belgeyi konuşmam. Sevgili Erdoğan, daha dur bakalım. Daha sana çok sürprizlerimiz olacak. Ben yolsuzluk belgelerini açıklamayacağım. Arkadaşlara söyledim, her birisi tek tek açıklayacak o yolsuzluk belgelerini. Senin imzan olan belgeleri de açıklayacağız. Sen hiç meraklanma.” diye konuştu.
“Yolsuzluk” denilince Erdoğan’ın isminin baş sırada yer aldığını iddia eden Kılıçdaroğlu, bunu bütün Türkiye’nin ve dünyanın bildiğini savundu.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, bütün kirliliklerin, ekonominin daha kötüye gitmesine, israfa ve vurguna yol açtığını, gelir dağılımının bozulduğunu ve insanların büyük bir kısmının fakirleştiğini söyledi. Mutfaklarda, sanayide ve üretim zincirinde yangın olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet tarihinde karşılaşılmayan durumların yaşandığını belirtti.
Kılıçdaroğlu, geçen yıl ağustos ayından itibaren kış ayları için doğal gaz depolanması önerisinde bulunduğunu dile getirerek depolardaki doğal gazın sürekli azaldığını da kamuoyuyla paylaştığını belirtti. Bu açıklamalarından sonra EPİAŞ’ın internet sitesinden bütün rakamları kaldırdığını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Şu devlet yönetimine bakın Allah aşkına. Millet gerçekleri öğrenmesin diye… Hangi akıl, mantık? Gerçekten yönetmekten acizler, üç adım sonrasını bilmiyorlar. Bıraktım üç adım sonrasını, yarın sabah ne olacağını bilmiyorlar. Böyle bir devlet yönetimini hiç görmedim.” diye konuştu.
“Elektrik kesintilerinin OSB’lere maliyeti nedir?”
Sanayicinin elektrik kesintilerinden şikayet ettiğini aktaran Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“(Sanayici olarak darbe üstüne darbe yiyoruz.) Yersiniz. Yönetemiyorlar, yönetme güçleri, kapasiteleri, öngörüleri, akılları yok. 80 dağıtım şirketi var, onlar OSB’lere nasıl ceza kesecekler? Bu cezalar OSB yönetimlerince nasıl tesislere bildirilecek? ‘Yabancı ortağım huzursuz oluyor. Yabancı yatırımcı nasıl gelecek?’ diyor. Üç günlük elektrik kesintisinin OSB’lerde yarattığı kaybın 5 milyar dolar civarında olduğu söyleniyor. Buradan TOBB’a açık ve net çağrı yapıyoruz, elektrik kesintilerinin OSB’lerde yarattığı maliyetin tutarı nedir? TOBB, bütün OSB yöneticileri ile konuşmalı, rakamları alıp kamuoyuyla paylaşmalı. Saydam devlet, doğru ve ahlaklı yönetim bunu gerektirir. Bizim doğruları bilmeye hakkımız var.”
CHP lideri Kılıçdaroğlu, insafsız zamların devam ettiğini savunarak sanayide kullanılan doğal gaza bir yılda yüzde 435, elektrik üretiminde kullanılan doğal gaza ise yüzde 290, sanayide kullanılan elektriğe yüzde 200 zam yapıldığını aktardı. Elektriğe yapılan zammın ardından iktidara akıl verdiğini, 4 kişilik bir ailenin tükettiği elektrik dikkate alınarak bir zam yapılmasını önerdiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Yapmadılar, dinlemediler. Dün kalkmış açıklama yapıyorlar. Benim dediğim noktaya geldiler. Demek ki devleti yönetemiyorlar. Demek ki biz devletin nasıl yönetilmesi gerektiğini de toplumu da 4 kişilik bir ailenin tükettiği elektriği de çok iyi biliyoruz. Sarayda oturanın elektrik, doğal gaz, kahvaltı faturası mı var, mutfak masrafı mı var? Sanıyor ki herkes kendisi gibi, yap zammı, nasıl olsa kimse ödemeyecek. Milleti perişan ettiler.” ifadelerini kullandı.
AK Parti’ye oy veren vatandaşlara seslenen Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarın, dolar/TL kuru 18 liradan 13 liraya gerilemesine rağmen akaryakıt dahil olmak üzere ürün fiyatlarında indirime gitmediğini söyledi. Kılıçdaroğlu, “Şu anda her akaryakıt istasyonu bir vergi dairesi gibi. Para kesiyorlar. Sizi kandırıyorlarsa sandıkta bunlara ders vermek de sizin göreviniz.” dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, büyük baskıları sonucunda asgari ücretin 4 bin 253 liraya yükseltildiğini savunarak CHP’li belediyelerde çalışanlar için asgari ücretin 4 bin 500 lira olarak belirlendiğini anlattı.
TÜRK-İŞ’in araştırmasına göre ocak ayında açlık sınırının 4 bin 249 lira olarak belirlendiğini aktaran Kılıçdaroğlu, “Para eline geçmeden açlık sınırının altında kalacak bir asgari ücretli. Zamların yarattığı tablo budur ve bu tabloyu herkesin bilmesini isterim. Eğer 21. yüzyılın Türkiye’sinde gecenin karanlığında insanlar ucuz ekmek, eksi 3 derecede ucuz yağ kuyruğuna giriyorsa bunun sorumlusu saray şürekası, Erdoğan ve ailesidir. Bunu açık ve net herkesin bilmesini isterim. Böyle üstü kapalı bir şeyler de söylemiyorum. Bunlar, bu devleti yönetemezler.” diye konuştu.
Ülkesini sevdiği ve vatandaşların daha fazla acı çekmemesi için bir öneride bulunmak istediğini dile getiren Kılıçdaroğlu, aynı tabloyla tekrar karşılaşılmaması için yer altı doğal gaz depolarının tamamlanmasını istedi. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Konya-Karaman-Mersin arasında bağlantı hattının tesis edilerek bölgesel iletim hatlarının güçlendirilmesi lazım. İran’dan kaynaklı sorunların yaşanmaması için doğu bölgelerini besleyecek iletim ve dengeleme altyapısı gecikmeden tesis edilmelidir. İran bunu istiyor. İran’dan doğal gaz sadece bir gün kesildi. Sorunu İran’a atmaya çalıştılar, İran açıklama yaptı. Dış politikada yalan olur mu? Yalan söylüyorsun, seni yalanlıyor. Azerbaycan ile kesinlikle görüşmelere gidilmeli. Türkiye’nin mağdur olduğu bir transit tarife fiyatı var, bunun düşürülmesi lazım. Doğrudan çıkış verilmesi lazım. 2022-2023’te Azerbaycan’ın Türkiye’ye vereceği gaz miktarını artırması ve özellikle 2024 sonrasında da Bakü-Tiflis-Erzurum boru hattından doğal gaz tedarikinin garanti edilmesi sağlanmalıdır.”
“Tek işlevi matbaada TL basmak”
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, iktidarın, yönetimde istikrar sağlayamadığını ileri sürerek “Erdoğan yönetemediğini görüyor, faturayı bakanlara, bürokratlara çıkarıyor. Sen talimatı verdin kardeşim, o da uyguladı zaten. Senin söylediğinin üstüne bir şey mi söyledi? Hayır. 3,5 yılda 3 tane hazine ve maliye bakanı değişti. 4 tane Merkez Bankası başkanı değişti.” dedi.
Merkez Bankası’nın hiçbir işlevi bulunmadığını iddia eden Kılıçdaroğlu, “Fiyat istikrarını sağlayacak kurum olmaktan çıktı zaten. Merkez Bankası’nın tek işlevi kaldı, matbaada Türk lirası basmak. Başka bir işlevi yok, fiyat istikrarı sağlayan bir kurum değil. Yöneticileri iyi paralar alıyor, saraydan gelen talimatın gereğini yapıyorlar. ‘Faizi indirin.’ dedikleri zaman indiriyorlar. Hiçbir şekilde Merkez Bankası yöneticilerinin akıllarını çalıştırma zorunluluğu yok. Zaten çalıştırırlarsa görevden alınıyorlar.” sözlerini sarf etti.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) başkanlığında da değişiklik olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“5 kişi gitti geldi, sanki bunların tamamı geçici işçi. Bunların hepsi görev yapıyor. TÜİK Başkanı biz gittiğimizde içeri almamıştı, kapıya anahtarı koymuşlardı. Görevde kaldı, sırtı sıvazlandı. Ama sonradan ‘Kul hakkı yemem.’ dedi. ‘Vay sen misin kul hakkı yemeyen, o zaman seni görevden alıyorum.’ dedi ve aldı. Kul hakkı yiyen, kul hakkı yemeyene tahammül edemez. ‘Ben haram yiyorsam altımda çalışıyorsan sen de haram yiyeceksin. Ben rüşvet alıyorsam sen de rüşvet alacaksın. Ben yolsuzluk yapıyorsam sen de yolsuzluk yapacaksın. Beraber kirleneceğiz.’ diyor. O nedenle tahammül edemedi.”
Kılıçdaroğlu, iktidarın, önce muhalefet partilerinin bir araya gelemeyeceğini düşündüğünü ancak “5 benzemez”in bir araya gelerek bu konuda ezber bozduğunu söyledi. Sonraki süreçte, “muhalefet partilerinin seçimi kazanamayacağı” yönünde propaganda yapıldığını anlatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Genel seçimlerde ve yerel seçimlerde kazandığımızı gördüler, ikinci ezberleri de bozuldu. Evet, kazandık. Onların bütün hayallerini yıktık ama gençlere hayal kurma fırsatı tanıdık, tanıyacağız. Onlar hayal kuramıyorlar şimdi, panik içindeler. ‘Eyvah geldiler ve kazandılar.’ O nedenle hazmedemiyorlar, baskıyı artırıyorlar. Şimdi üçüncüye başladılar; ‘bunlar kazanacaklar ama memleketi yönetemezler.’ diye propaganda yapıyorlar. Vallahi de billahi de memleketi, bu güzel ülkeyi sizin takımınızdan çok daha güzel, adaletli, namusuyla yöneteceğiz. Milletimin şahit olmasını istiyorum. Memleketi bunlardan çok daha güzel, akılla, bilgiyle yöneteceğiz. Herkesi kucaklayacağız. Hiç kimsenin endişesi olmasın. Geliyor gelmekte olan. Onun için korkuyorlar.”
Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasının sonunda, elindeki “Ne elektrik kesintisi ne fatura derdi. Saray sosyetesinin keyfi yerinde.” yazılı dövizin, afiş haline getirilerek partisinin bütün il ve ilçe başkanlıklarına asılması talimatı verdi.
Yorumlar kapalı.