İstanbul’da cuma gününden beri devam eden kar yağışı barajlardaki su seviyesini artırdı. Yağan karların da erimesiyle ilerleyen günlerde su seviyesinin daha da yükselmesi bekleniyor. Ancak akıllarda hala çok soru işareti var
Son bir yıldır İstanbul’un en önemli gündem maddelerinden biri barajlardaki su miktarı. Geçen yıldan bu yana kuraklığın çok ciddi şekilde hissedilmesi ve susuzluk tehlikesinin konuşulması şehrin önemli sorunlarından biri haline geldi.
Özellikle sonbahar sonrası İstanbul’a su sağlayan barajların bazılarında doluluk oranı yüzde 20’lerin altına kadar düştü. Ardından yağışlı günler başladı ve gelen karla birlikte barajların doluluğu yüzde 47 seviyesine çıktı. Son üç gündür de İstanbul’da yoğun kar yağışı devam ediyor.
Hürriyet gazetesinden İsmail Sarı’nın haberine göre, İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, özetle “Gelecek 4-5 ay için bu yağışlar yeterli mi?”, “Barajlardaki doluluğa etki edecek kadar yeni yağışlar bekleniyor mu?”, “Yazın kuraklık tehlikesi yaşanır mı?” sorularını yanıtladı.
Sarı’nın yönelttiği sorular ve Toros’un bunlara verdiği yanıtlar şöyle:
– İstanbul’da hafta sonundan bu yana etkili olan kar yağışı ile İstanbul’a su veren barajlardaki doluluk oranını yüzde 47.82’ye çıktı. Bu oranı nasıl yorumlamak gerekir?
9 Ocak 2021 tarihinde barajlardaki su doluluk oranı yüzde 19,16 seviyesine kadar düşmüştü. Daha sonra gelen yağışlar ile ocak sonunda yüzde 40,39 seviyesine kadar yükseldi. Yani 23 günde yüzde 23 arttı. Şubat ayında da barajlardaki su seviyesi yükselmeye devam etti. Geçen yılki verilere baktığımızda, barajların aylık doluluk yüzdesine göre haziran ayına kadar dolmaya devam ettiğini ve temmuzdan itibaren azalmaya başladığını görüyoruz. Yani temmuz ayına kadar barajlara kullanımdan daha fazla su geliyor.
2005 yılından beri 17 Şubat tarihlerindeki barajlardaki doluluk oranlarına bakarsak, 2008 yılında yüzde 29.23 iken 2014 yılında yüzde 30.87 doluluk var. 16 yıllık verilere göre 17 Şubat 2021 tarihindeki barajların doluluk oranı ne yazık ki son 16 yıldaki en düşük üçüncü seviyesinde. 2021 yılı başında 20.13 olan barajlardaki doluluk oranının yüzde 20 artarak yüzde 47.82 seviyesine kadar çıkması olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilir.
– 2021 yılının ilk üç ayında yağışlar yetersiz olabilir vurgusu yapılıyordu. Bugün baktığımızda ciddi yağış kaydedildi. Özellikle en son görülen kar yağışı İstanbul’un yaşaması beklenen kuraklığa çözüm olur mu?
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün (MGM) İstanbul için mevsim normallerine kıyasla kurak geçeceğine dair bir tahmini yoktu. Ama başka kurumlardan bu şekilde açıklamalar oluyordu. İstanbul ocak ayında mevsim normalleri üzerinde yağış aldı. Şubat ayı da şu an iyi yağış alıyor.
Son yağan karın yeraltı suyunu beslemesi, yavaş yavaş akışa geçmesi sebebiyle önümüzdeki günlerde barajlardaki su seviyesi yükselmeye devam edecektir. Karların erimesi sonucu barajların doluluk oranları yüzde 50 seviyesini aşabilir. Şu an için İstanbul’da barajların sahip olduğu su, kuraklığın önemli oranda geçtiğini gösteriyor. Bununla birlikte barajlar yüzde 100 dolu bile olsa bizlerin suyun verimli ve idareli kullanılması konusundaki duyarlılığımızı devam ettirmemiz şart.
– Önümüzdeki üç ayda barajların doluluğuna etki edecek kadar yağış bekleniyor mu?
İstanbul’da uzun yıllar verilerine göre yağışların yüzde 51’i ocak-temmuz, yüzde 49’u ise ağustos-aralık döneminde düşer. Mart, nisan ve mayıs aylarında yağışların yüzde 21’i meydana gelmektedir. Şu an için tahminler bu aylarda mevsim normallerinde bir yağış alabileceğimizi gösteriyor. Geçmiş verilere ve tahminlere göre önümüzdeki aylarda da barajlardaki su seviyesinin yükseleceğinden eminiz.
– Barajlardaki doluluk yüzde 50 olduğunda “Kesin yeterlidir” diyebilir miyiz?
Barajlarda doluluk yüzde 50 olduğunda 415 milyon metreküp su yapıyor. Günlük su tüketimi 3 milyon metreküp kabul edebiliriz. Bunun 1.3’ü Melen ve Yeşilçay’dan geliyor. Geriye kalan 1.7 milyon metreküp su ise İSKİ barajlarından geliyor. Bu durumda barajlardaki su 256 gün yeterlidir. Bu durumda su, İstanbul için sadece 8-9 ay yeterli olur.
– Baraj doluluk oranları yüzde kaç seviyesine indiğinde tehlike sinyali anlamına gelir?
Mayıs ayında yüzde 20’lerde kalırsak bu büyük bir alarm diyebilirim. Umarım olmaz, ama o seviyede kalırsa yazın suyumuz bitebilir diyebiliriz.
– Günlük su tüketimimizi bu denklem içinde nereye koymalıyız?
İstanbul’daki su tüketimini kişi başına böldüğümüzde yaklaşık 200 litre/gündür. Tabii ki burada işyerlerindeki tüketimler de dâhil. Benim yaptığım hesaplara göre kişi başı 50 litre/gün yeterli olmakta. İşyerlerinde farklı amaçla kullanımlar hariç eğer biz kişi başı su tüketimimizi 50 litre/gün seviyesine düşürebilirsek İstanbul’da günlük su tüketimi 1 milyon metreküpün altına düşecektir. Bu durumda Melen ve Yeşilçay’dan gelen sular bile yeterli olabilir.
(Not: 1 metreküp su 1000 litre ediyor. Örneğin bulaşık makinesi bir seferde ortalama 15 litre su harcarken, elde yıkamada bu miktar 125 litreye kadar çıkıyor. Çamaşır makinesi modeline programına bağlı olarak her kullanımda 35-70 litre su tüketiyor. Bir sifon her çekildiğinde 6 ila 10 litre su akıyor.)
– Önümüzdeki bir-iki yıl içinde ‘su kıtlığı’ gibi bir durum yaşar mıyız?
Son yıllardaki İstanbul yağış kayıtlarını incelendiğimizde bu şekilde bir durum gerçekleşmemiş. Ayrıca 1911 yılından beri ölçüm yapılan Kandilli Rasathanesi verilerine göre İstanbul’da yıllar içerisinde yağış artmakta. Son yıllarda yeterli olmuyor ama su kıtlığı yaşar mıyız? Şimdilik ‘hayır’ diyebilirim.
– İstanbul’da barajların doluluk oranları, yüzde 21 seviyesine düştüğünde ‘yağmur bombası’ müdahalesi gündeme gelmişti. Bu uygulama nedir, nasıl gerçekleşiyor?
Yağmur bombası, genellikle uçak kanatları altına yerleştirilen bir sistem ile gümüş iyodürün (AgI) bulutlara püskürtülmesi teknolojisidir. Yoğun sis oluşan bazı yollarda sisin veya doluyu önlemek için aşırı tohumlama ile bulutların dağıtılmasında araştırma amaçlı da kullanılıyor. Yağmur bombası ya da başka bir değişle ‘yağış artırımı’ kuraklığa çözüm olabilir veya olamaz şeklinde görüşler hâkim.
Bununla birlikte yağmur bombası atılabilmesi için yeterli su buharı ve havanın belli sıcaklık aralıklarında olması gerekiyor. En önemlisi ise yoğuşma çekirdeklerinin yetersiz olmasıdır. Yağış artırımı teknolojisi birçok özel durum içermesinden daha çok birçok ülke tarafından araştırma amaçlı kullanılmakta. Yağmur bombasının İstanbul’da olası bir kuraklığa çözüm olması şu anki teknolojiler ile mümkün görünmemekte. Bununla birlikte bu teknoloji araştırma amaçlı yapılabilir.
Yorumlar kapalı.