Saymaz, bugünkü köşe yazısında üniversiteye iki yeni fakülte açılmasının “sebebinin açık olduğunu” yazdı:
Rektör yardımcılığı için teklif götürdüğü 14 öğretim üyesinden ret yanıtı alan partili rektör Melih Bulu’ya çalışma ekibi kurmak, yandaş ve yetersiz akademisyenlere ise sınavla giremeyecekleri Boğaziçi’nde kadro açmak.
Yoksa Türkiye’de, hukukçu ve gazeteci eksikliği çekilmiyor. Eksiği çekilen hukuktur, bağımsız yargıdır. Eksiği çekilen özgür ve tarafsız basındır. Çünkü bu ikisinin de canına okundu. AK Parti, adaletten söz edince, yeni adliye binalarını ve cezaevi ‘yatırımını’ anlıyor. Sağlıktan söz edince, bir avuç müteahhitte 10-20 yıllık borçla ve Hazine garantileriyle inşa ettirilmiş şehir hastanelerini anlıyor.
Akademiden söz edince üniversite sayısını 76’dan 207’ye çıkarmayı anlıyor. Oysa 2021’de dünyanın en iyi 800 üniversitesi arasına giren iki kamu üniversitesi, Boğaziçi ve Hacettepe, ‘eski Türkiye’de kuruldu. ‘Yeni Türkiye’de, 2019 itibarıyla 197 rektörden 71’inin uluslararası atfı, 68’inin uluslararası yayını bulunmuyor.
“Boğaziçi Üniversitesi’ne iki yeni fakülte hayırlı uğurlu olsun” diyen Saymaz, şu ifadeleri kullandı:
Hukuk’a Burhan Kuzu’nun… İletişim’e Kadir Mısıroğlu’nun adı yakışır. Bir de, İskilipli Atıf İlahiyat Fakültesi kuruldu mu, bilimin tadından yenmez. “Protesto ederler” mi dediniz? Canım, Alaattin Çakıcı hangi güne duruyor.
Yorumlar kapalı.