‘Sosyal medya fenomeni’ Dilan Polat ve eşi Engin Polat hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmasına ilişkin yeni bir iddia ortaya çıktı.
Gazeteci İsmail Saymaz, Sözcü’de yayımlanan bugünkü yazısında, Dilan Polat ve Engin Polat’a ilişkin yürütülen soruşturmanın kapatılması için rüşvet iddilarının konuşulduğunu ifade etti.
Saymaz, BirGün yazarı Timur Soykan’ın gündeme getirdiği ‘Adaletin çarkı rüşvetle döndü’ skandalının ardından başlayan tartışmaları anımsatarak İsmail Uçar’ın İstanbul Başsavcısı olmayı beklediğini belirterek şöyle devam etti:
“Ancak ‘İstanbul Grubu’ diye nitelenen güç odağı tarafından bu göreve getirilmedi.
Dahası Uçar’ın FETÖ’cü diye suçladığı Altun, Adalet Komisyonu Başkanlığı’na atandı. Altun da Demiroğlu’nu 21. Ağır Ceza Mahkemesi başkanlığına taşıdı.
Uçar’ın dilekçesi hem HSK’yi hem de Adalet Bakanlığı’nı kızdırdı. Dilekçe pazartesi HSK’nin önüne geldi.
Kurul müfettiş görevlendirdi.
YARGIDAKİ KANALİZASYON
Bu dilekçe yargıda var olan ve kokusu gün geçtikçe artan ‘kanalizasyonun’ patladığının alameti olabilir.
Güncel bir örnek vereyim.
Dilan Polat dosyasının kapatılması için büyük paraların konuşulduğu kulağıma geliyor.
Demem o ki…
Her adliyede çıkar karşılığı davaların karara bağlanıp tahliyeler verildiğine dair yaygın bir kabul var. İranlı uyuşturucu kaçakçısı Zindaşti’nin Burhan Kuzu aracılığıyla tahliyesi, en somut örnek.
Bu yüzden Uçar’ın iddiaları ciddiyetle incelenmeli.
Başta Altun ve Demiroğlu olmak üzere, rüşvete karıştığı ispat edilen kim varsa, bir daha o adliyeye ancak sanık olarak gelebilmeli.
O dilekçe yargıdaki hakimiyet savaşının bildirisi ise Uçar bedelini ödemeli.
Fakat gördüğüm kadarıyla…
İki taraf bu dilekçeler hiç verilmemiş gibi mesleklerine devam ediyor.
Üstelik aynı adliyede ve aynı koltuklarda oturuyorlar.
Demiroğlu, hapis cezaları ve beraat kararları veriyor, tanliyelere ve tutukluluklara imza atıyor.
Gerçekten rüşvet aldıysa vereceği kararların tümüne şüphe düşer.
Buna karşılık Uçar’ın başsavcılığında soruşturmalar yürütülüyor, davalar açılıp takipsizlik kararları veriliyor. Eğer dilekçesindeki ithamlar gerçekdışı ise soruşturmalardaki bütün işlemler gölgelenir.
Dilekçelerin gereği yapılmazsa yargı rüşvet suçlamasının altında kalır.”