İBB’nin metrobüs hatlarında çalıştırılmak üzere öz kaynaklarıyla aldığı 160 otobüsten 30’u bugün hizmete girdi. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İETT’nin Edirnekapı’daki garajında düzenlenen törenin ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorulanı yanıtladı. İmamoğlu’na yöneltilen sorular ve yanıtları şöyle:
“SAYIN BAHÇELİ KLASİK ARAÇLARININ DEPOSUNU KAÇA DOLDURDUĞUNU DA AÇIKLARSA BENCE DAHA OBJEKTİF VE VİCDANLI BİR AÇIKLAMA OLUR”
Soru: Sayın Bahçeli’nin ‘İstanbul’da ulaşıma yüzde 40 zam yapanlar zillettendir’ sözüne ne diyeceksiniz?
İmamoğlu: Ne yazık ki üzücü bir yorum olmuş. Cevap versem mi, vermesem mi? Şöyle diyeyim: Saygıdeğer Genel Başkan Sayın Bahçeli’nin benim bildiğim kadarıyla klasik araç koleksiyonu var. Klasik araçları çok sever ve ara ara bindiğini de biliyorum, basından takip ettiğim kadarıyla. ‘4-5 ay önce o araçlarından herhangi birinin deposunu kaça doldurduğunu ve bugünlerde kaça doldurduğunu da açıklarsa bence daha objektif, daha vicdanlı bir açıklama olur’ diyeyim. O kadar diyeyim yani. Başka bir şey demek istemiyorum.
“İBB’YLE İLGİLİ SÜREÇLERE MÜDAHİL OLMASIN, İŞİNE BAKSIN”
Soru: Katıldığınız bir program sonrası kişilik haklarını ihlal ettiğiniz iddiasıyla Ulaştırma Bakanı size 250 bin liralık manevi tazminat davası açtı. Bu konu hakkında ne demek istersiniz?
İmamoğlu: Beyefendi incinmiş; öyle diyeyim. İstanbul halkına ve İstanbul’a dair sözlerine dikkat edecek. Benim söylediğim her şey bellidir, doğrudur. Kendisi hakkında olan süreçleri tanımlamıştır. Kişilik haklarına asla bir müdahale yok. Sayın Bakan, Ulaştırma Bakanlığı görevini yapsın. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’yle ilgili süreçlere müdahil olmasın, işine baksın. Onun işiyle ilgili sınırları var. Bize müdahale ettiği an cevabını alır. Haddini bilmezse de biz, haddini bildirecek cevapları, 16 milyon insanın hakkı adına veririz. Bizim söylediğimiz sözler, o hakkında açılan soruşturma talebimiz, hepsi ortadadır. Daha önce kendisiyle ilgili basındaki bütün bilgi, belge ve paylaşımlara yasak koydurma kararını -bana göre usule uygun olmayan bir biçimde kararını aldırtmışlardı- ben tekrar hatırlattım. ‘Yok zimmet değildi’ falan… Doğru; zimmet değildir, ihaleye fesat karıştırmaktır. Olabilir. Birbirinden daha az ya da daha çok suç tarifi değildir. Ama belgeler, deliller nettir. Hakkında savcılığa iletilmiş suç duyurusu, dava süreci vardır. Bunları beyan ettik. Hiçbir şekilde açtığı tazminat davasıyla ilgili mesnet oluşturacak bir söylemim olduğunu düşünmüyorum.
“ÖĞRENCİLERE EN UCUZ ULAŞIM İMKÂNI SAĞLAYAN BELEDİYEYİZ”
Soru: Dün İBB Meclisi’nde Cumhur İttifakı’nın öğrenci AKBİL’indeki, abonmandaki indirime dair teklifi görüşüldü. Teklif komisyona gitti. Bu duruma dair ne düşünüyorsunuz? Bundan sonrası ne olacak sizce?
İmamoğlu: Değerli basın mensuplarımız, bir kere şunu net olarak, vatandaşımıza objektif olarak sizlerin de izah etmesi, anlatması gerekir: Türkiye’de tek ulaşım zammı yapan belediye İstanbul Büyükşehir Belediyesi değildir. Ve iddiayla söylüyorum ki özellikle öğrenci ulaşımı bakımından Türkiye’nin en ucuz ulaşım imkânı sunan belediyelerinin başında geliyoruz. Ve Türkiye’de, içinde Millet İttifakı’nın da olan, Cumhur İttifakı’nın da olan belediyeler zam yapmıştır. Kocaeli’ne gidin, zam yapmıştır. Bursa’ya gidin, zam yapmıştır ya da Ankara’ya gidin, İzmir’e gidin, zam yapmıştır. Tek İBB zam yapmamıştır. Hatta İBB, onların zam yaptığı tarihlerde de zam yapamamıştır. Ulaştırma Koordinasyon Merkezi’nde (UKOME) engellenmiştir uzun süreler. Burada daha önce de engellendiği gibi. Ve günün sonunda bir zam yapılmıştır. Bir kere bunu bilelim.
“SAMİMİYETSİZ TAMAMEN POPÜLİST BİR AKILLA YAPILMIŞ”
İkincisi; bütün bu süreçleri bilen, İstanbul’daki popülizmin Nirvana’sını bu şehre yaşatan arkadaşların bir kısmının ortaya koyduğu sözüm ona bu dahiyane fikir, sözüm ona öğrencilere katkı sunma iyiliğini düşündüğü arkadaşlar, yapılan zammın İBB tarafından sübvanse edilmesini istiyor. Peki madem öğrenciyi çok düşünüyorsunuz; öğrenciyi sadece İBB’nin yaptığı zam mı etkilemiş? Ankara’dan, birçok konuda öğrencilere, sadece öğrencilere değil, öğrencilere o imkânı sağlayan annelere, babalara, hanelere katkı sunacak o kadar çok şey var ki ellerinizde. Örneğin diyebilirsiniz ki; bu tarz öğrencisi olan hanelere, BOTAŞ karar alır, Enerji Bakanlığı karar alır, İGDAŞ faturalarında özel bir uygulama getirir. Elektrik faturalarına da özel bir uygulama getirir. Yani bugün dört katı elektrik faturası ödüyor bu evler. Samimiyetsiz, tamamen popülist bir akılla yapılmış bir açıklama ve üzerinden verilmiş bir önerge.
“BİZ HER ŞEYE RAĞMEN DOĞRUYU YAPMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Biz, her şeye rağmen doğruyu yapacağız. Bakın, size bir örnek vereyim. 4 sene önce öğrenci kartı 85 liraydı. Biz göreve geldik, 40 liraya indirdik bunu. O zaman mazot 6 lira. Bakın, neredeyse 4 sene önce bu arkadaşlar, o önergeyi veren arkadaşlar, -açıklamayı yapan Belediye Başkanı arkadaş o zaman da belediye başkanıydı- 4 sene önce 85 liraya satıyorlardı öğrenciye o kartı. Mazot 6 liraydı. Şimdi diyor ki ‘Mazotu 20 lira biz yaptık. Ankara’da zam yaptık. 6 liradan 20 liraya çıkarttık. Ama sen, ey İstanbul Belediyesi, 78 liraya sat. Nasıl sat? Gene İBB’nin kasasından al, oraya ver’. Demiyor ki ‘Ankara’dan şöyle bir kaynak sağladım.’ Ya gördüğünüz otobüsler bile, geçtiğimiz yıl 100 liraysa bugün 200 liradır veya daha fazlasıdır. Öğrencilerimizi aldatmaya çalışıyorlar. Öğrencilerimizin zekası onları çok şeyle katlar. Onun için biz, her şeye rağmen doğruyu yapmaya devam edeceğiz.
“120 KOLU OLSA ONLARI KALDIRACAKLAR”
Soru: İBB Meclisi’nde Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) ile ilgili bir karar görüşüldü, İBB arazisinin 10 yıllığına Eyüpsultan Belediyesi’ne devredilmesi hakkında. Siz bu konuyu da veto ettiniz. Ne söylemek istersiniz?
İmamoğlu: Arkadaşların peşine düştüğü meseleler bunlar. Yani çok sevdikleri, çok inandıkları ya da inanmadıkları, talimat aldıkları bazı vakıflara, derneklere bir şey verilecekse orada böyle cansiperane, iki kolu değil de 120 kolu olsa onları kaldıracaklar ‘evet’ demek için. Ama vatandaşın lehine bir şey varsa orada kalkan el görmüyoruz. Aynen -İstanbul’un ulaşımdaki en acı, en belki de böyle hani gözü oyan konulardan biri taksi meselesidir- üç senedir taksi meselimizi engelledikleri gibi. Ama böyle bir vakıflarına, bir derneklerine bir şey verilmeye görsün, hemen bütün eller ayağa kalkıyor. Onların derdi hep bir avuç insan. Bizim derdimiz ise 16 milyon insan. Aradaki fark bu.”