İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Üsküdar Meydanı’nda restore edilen 3. Ahmet Çeşmesi’nde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
İstanbul Valiliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı İstanbul Vakfı tarafından 2 alışveriş merkezine yerleştirilen kiosklarda, dijital yöntemle yardım toplanması faaliyetinin herhangi bir izin alınmadan gerçekleştirildiğinin tespit edildiğini ve yasal işlem başlatıldığını açıkladı.
İmamoğlu, İstanbul Valiliği’nin işlemi hakkında yaptığı açıklamada, “Arkadaşlarım süreci takip ediyorlar. İstanbul Vakfı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, yaklaşık 30 yıldır her belediye başkanının hayır işleri için kullandığı bir vakıf. Bu vakfımız şu an çok güzel işlere imza atıyor. Ne yazık ki aylardır maaşı ödenmemiş personelin olduğu bir şekilde devraldığımız bir vakıftı. Şimdi 100 binlerce insanımıza kurban eti dağıtabilen, binlerce insanımıza burs imkanı sağlayabilen, çok faydalı, eğitim ile ilgili işlere imza atabilen bir vakfa dönüştü” dedi.
“Vakfımızın öğrenci bursları ile ilgili çabasına aldığım hukuki detaylarda eksikliği bulmak için nereden baktığınıza bağlı” diyen İmamoğlu, şöyle devam etti:
“İstanbul Vakfı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin vakfı olduğu gibi valilikten bile temsilcisi var. Arayıp sormama nezaketsizliğini gösteren hangi mülki idareci varsa onları hukuka, adalete ve kamuya hizmet etme çabasında olan kurumlara nezaket göstermeye davet ediyorum. Bu vakıf, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, İstanbul halkının vakfı. İnceleyeceğim, bakacağım ve gerekli kişileri aramaktan imtina etmem, ararım. Valiliğe bu sorumu soracağım”
“SADECE ŞOV”
“Birçok noktada farklı usullerle yardım toplayan vakıfları, dernekleri görürsünüz. Bunu bazen bir bakkal dükkanının tezgahında, bir marketin kasasının yanında görürsünüz, ben bunlara bir operasyon düzenlendiğini, polisin baskın yapar gibi gidip bu kutuları topladığını hiç yaşamadım” diyerek açıklamasına devam eden İmamoğlu, şunları kaydetti:
“İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait bu burs verme mekanizmasını da biz şeffaf olarak paylaştık zaten. Şeffafça paylaştığımız bir şey ile ilgili bu şekilde müdahale etme densizliğini göstermek sadece şov. Aklı başında olan bir insan, memleketini, memleketinin kurumlarını seven bir insan ‘Alo, saygıdeğer başkanım, şöyle bir eksiğiniz, hatanız var’ uyarıda bulunur. Biz uyarıya göre hareket ederiz. Baskın yapıyorsunuz! Bu insanların yaptıkları hataları görmelerini diliyorum ama göreceklerini de zannetmiyorum”
“LİYAKATSİZ ŞAHSİYET”
İçişleri Bakan Yardımcısı ve Bakanlık Sözcüsü İsmail Çataklı, İmamoğlu’nun MOBESE görüntülerinin servis edilmesine ilişkin, “Kimse kendi beceriksizliklerini 48 saat uyumadan vatandaşın yanında olmuş polisimize, jandarmamıza iftira atarak kapatmasın. Herkese düşen işini yapmak” demişti.
İmamoğlu, Çataklı’nın sözlerine tepki göstererek, “O liyakatsiz şahsiyet bakan yardımcılığını yapsın. Ahlaksızlığa doğru adımlar atmasın. Bize hakaret ediyor. Bakan yardımcılığını yaparsa liyakatli olduğunu ispat eder ama burada İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne hem laf yetiştiriyor hem de hadsiz bir biçimde askerimize, polisimize laf etmekten bahsediyor. Kim askere, polise laf etmiş? Hangimiz cambaza bak diyormuş kendi sözlerine dikkat etsin” diye konuştu.
İmamoğlu, şunları ifade etti: “Muhattabım değil, onun bakanı da muhattabım değil. Ben muhattap olunan bütün yargı mensuplarına çağrımı yaptım. Anlaşılıyor ki bakanlık bu işin sorumlusu. Valimize, Emniyet Müdürüne, masanın başında bulunan memura çağrı yapmıştım. Bakan Yardımcısı muhattap olduğuna göre demek ki bu işin sorumlusu bakanlık. Sayın Bakan, derhal bu densiz ile ilgili işleme başlasın. Bu hadsiz ve liyakatsiz Bakan Yardımcısı ile ilgili işleme başlasın ve bizim sorularımıza cevap versin. MOBESE işi basit bir iş değildi”