İlhan Şeşen: Böyle giderse sokak çalgıcılığına başlayacağım, üç ay bile dayanacak gücüm kalmadı

İlhan Şeşen Böyle giderse sokak çalgıcılığına başlayacağım, üç ay bile dayanacak gücüm kalmadı

Posta’dan Alev Gürsoy Cimin’e konuşan Şeşen, Koronavirüs pandemisinden her müzik çalışanı gibi olumsuz etkilendiği söyledi. Şeşen, “Vallahi çok ağır geçti. Ben yine az çok geçmişte para kazanan bir adam olarak onu yedim. Ama şimdi çok zor durumdayım. Bu durum üç-dört ay daha sürerse belki intihar etmem ama sokakta çalgıcılığına başlayacağım. Mecburum buna!” dedi.

Şeşen, “Benim yapabildiğim bir tek müzik var, dolayısıyla çıkacağım sokağa ve çalgıcılık yapacağım. Benim öyle komplekslerim yoktur. Ev geçindirmek zorundayım. Sokak çalgıcılığı müzisyenliğin son mertebesidir. Hırsızlık, arsızlık yapmıyoruz, müzik yapıyoruz. Sokak çalgıcılığı çok şerefli bir mertebe. Hiç yüksünmüyorum. Sağlığım elverirse sokağa ineceğim çalmaya” ifadelerini kullandı.

“Dayanma gücüm azaldı, açlıktan öleyim mi?”

Sokak çalgıcılığını Bodrum’da yapabileceğini söyleyen Şeşen, “Bir sokak köşesinde oturacağım, çalacağım. İsteyen kolluk kuvveti gelsin kaldırsın, ben de giderim bu sefer öbür tarafta çalarım. Sokakta çalmak bir suç değil. Çalacağım yani çarem yok, ne yapayım? Dayanma gücüm azaldı. Açlıktan öleyim mi? Her şey dijitale geçmiş, albüm yapsan satmaz, tıklanmalar bir garip, yani bizi kim anlayacak? MESAM’dan üç kuruş para gelirse onu harcıyoruz, o da çok cüzi”  diye konuştu.

“‘Tayyip Erdoğan’ın verdiği kararın yanındayım’ demiyorum…”

Şeşen, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı müzik saati kısıtlamasına ilişkin olarak da şunları söyledi:

“Meseleye objektif bakınca işin başka yönleri de var. Mesela yolda yürüyemiyorsunuz çünkü her mekan kendi müziğini sonuna kadar açmış, büyük bir kakofoni halindeler, korkunç bir gürültü kirliliği var. Müzikten başka her şeye benziyor. Müzik değil resmen gürültü. Ben bu kararı savunmak, aklamak derdinde değilim. ‘Tayyip Erdoğan’ın verdiği kararın yanındayım’ demiyorum. Ben müzikteki gürültü kirliliğinden bahsediyorum, karar yanlış ama bazı yerlerin o kadar cılkı çıkmış ki…

Herkes de bu gürültüyü kaldırmak zorunda değil. Mesela ben Bodrum’a gittiğimde her yerden ayrı bir müzik sesi gelmesinden ve yolda o kakafoni eşliğinde yürüyememekten şikayetçiydim. Saçma sapan müzikler ve volümü açık! Alınan karar bir musibettir ama bir musibet bin nasihatten iyidir. Belki bu karar her iki tarafa da nasihat olur da müzikteki bu kirliliği en aza indirirler.” 

Exit mobile version