Bakan Soylu, Ankara’da Afet Eğitim Yılı Bakanlıklar Arası İşbirliği Protokolü İmza Töreni’nde konuştu.
Hürriyet’te yer alan habere, “Afet farkındalık toplantısı olarak gördüğüm için hassasiyetlerini gösterdiği için Bakan arkadaşlarıma ve kurum görevlilerimize de teşekkür ediyorum. Afet ve sonrasında neler olabileceğini gördük ve adımlarımızı ona göre attık. Bu konuda çok hızlı girişimlerimizi de birlikte sağlamaya çalışıyoruz. Dört buçuk yıl önce afet bakanlığa bağlı değildi. Ülkemizin bir başından diğer başına bir bağlantı kurmak zorundayız.” dedi.
Soylu konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Bir afet anında ya da ülkemizin tamamını kapsayabilecek bir risk halinde, ülkemizin bir başından bir başına aynı iletişimi sağlayabileceğimiz bir modeli kurmakla yükümlüyüz. Evet TSK’nın bir modeli var. Ama bunu alternatifle desteklememiz gerektiğini düşündük. Birçok kuruma müracaat ettik. Polisimizin, jandarmamızın, sahil güvenliğin telsizleri var. Altyapıları, yazılım kodları birbirinden farklı. Birbirleriyle konuşmaları mümkün değil.
“Bir imkânsızı başarmanın mutluluğu içindeyim”
3-4 yıldır gayret gösterdik. Herkes elinden geleni yaptı ama sonuç alamadık Jandarmanın, polisin ayrı telsiz sistemleri vardı. 81 ilde Güvenlik Acil Merkezi’ni kurduk, bize belli bir süre sonra cevap verdiler.
Bir imkânsızı başarmanın mutluluğu içindeyim. Birleştirilemez denilen, yazılımlar birleştirildi. Kurarken de her kurum ayrı bir öncelik belirleyerek kurmuştu. Dün itibariyle arkadaşlarımız Ağrı’daki, buradan direkt ulaşabileceğimiz, sistemi bize yaptı. ‘İki telsizi birbirine bağlayın…’ O sistem ilkel bir sistemdi… Şimdi şükürler olsun birbiriyle konuşturabileceğimiz sistem geliştirildi.
“Afet oluyor, telefonlar kilit”
Afet oluyor herkes sokağa çıkıyor, telefonlara sarılıyor. Telefonlar kilit, yollar kilit. 2020’deki tüm depremlerde bunu yaşadığımızı ifade etmek isterim. Bu konuda beraber iletişimi sağlayabileceğimiz bir sistem için, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’mız ile oturduk. Operatörlerle bir araya geldik. Bu bize başka bir şey sağladı. Operatörlerimizin ve bakanlıklarımızın içinde olduğu adım attığımız yeni bir uygulama gerçekleştiriyoruz. Bu uygulamada ne olacak, yine akıllı telefonlara indirilecek.
Afet esnasında, sonrasında lazım olan pratik bilgiler olacak. Toplanma ve barınma alanlarımız ile ilgili 26+1 gruplarımız var. Bu çalışma gruplarında İstanbul’da 500 saati aşan çalışma yaptık. Neden İstanbul’a bu kadar asıldık, ABD’yi yeniden keşfetmeyelim. Burada ne yapıyorsak, diğer yerlerde de yapabiliriz.
“Toplanma alanını İstanbul’da 5 bin 400’ün üzerine çıkardık”
Öğrenerek de güncelleyerek de yürüttüğümüz çalışmalar… 2-3 ayda 2900 olan toplanma alanını İstanbul’da 5400’ün üzerine çıkardık. Kişi başına düşen toplanma alanı 1.29 metrekareydi, şimdi 2.85 metrekareye çıkardık. Daha da artırmaya çalışıyoruz. Yeni satın alınan telefonlara bu uygulama yüklenmiş olarak satılacak.
“Toplanma alanına kişiyi telefon götürecek”
Toplanma alanına kişiyi telefon götürecek. Her apartmanda broşürler vasıtasıyla bunu sağlamış olabileceğiz. Acil kodlu aramalar bu uygulamadan sağlanabilecek. Enkaz altında ise enkaz altından bu uygulama ile sinyal verebilecek. Böyle bir yazılım ortaya konulmaktadır. Faydalı olacağını düşünüyorum. 1999’dan sonra önemli aşamalar kaydedildi. Avrupa’nın ikinci büyük deprem izleme ağına sahibiz. Tatbikatlar yapıyoruz.
Afet bilincini yükseltmeliyiz. Afet bilgisi eşittir hayat bilgisi. 2021 yılını afet eğitim yılı olarak belirledik ve 51 milyon insanımıza mümkün olduğunca ulaşmaya çalışıyoruz.
Bütün Bakanlıklarımızın her birinin olağanüstü görevleri var. Deprem anında sadece vatandaşlarımız değil devletimizin kurumlarının hepsi yarayı sarabilmek için seferber oldu.
Yorumlar kapalı.