HDP’li Buldan: Halka sabır önerenlere bakıyoruz, kendileri deveyi havuduyla yutmaya devam ediyorlar

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “2023’te yeni bir dönem başlayacak” sözüne ilişkin “Vallahi buna herhalde Allah söyletiyor ki gideceklerini artık kendileri de biliyor” dedi. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin aralık ayına kadar kalacakmış gibi enflasyonla ilgili açıklama yaptığını kaydeden Buldan, “Siz gidicisiniz, siz kalıcı değilsiniz 2023’ü bile göremeyeceksiniz” diye konuştu. Buldan, “Bunlarda utanma yok. Helvayı kendileri yiyor, koruğu ise halka tavsiye ediyorlar” dedi.

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Buldan, partisinin grup toplantısında gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Buldan, şöyle konuştu:

EKONOMİDE YAŞANAN FELAKET ÖYLE İKTİDARIN İDDİA ETTİĞİ GİBİ GEÇİŞ BİR DURUM DEĞİLDİR

Ekonomi adeta yangın yerine dönüşmüş durumdadır. Halkımızın sofrasındaki yangın her geçen gün daha da büyüyor. Ve yaşam mücadelesinin geçim mücadelesinin önüne geçtiği bir dönemi hep birlikte yaşıyoruz. Ekonomide yaşanan felaket öyle iktidarın iddia ettiği gibi geçiş bir durum değildir. AKP-MHP kriz ittifakı iktidarda kaldığı sürece çöküşte ne yazık ki kalıcıdır. Yaptıkları siyasete bakıyoruz, halkı çöküşe, hayat pahalılığına, yüksek zamlara, çürük sisteme, çürük domatese, ezik bibere, bayat ekmek kuyruklarına yurttaşı alıştırmaya çalıştıklarını hep birlikte gözlemliyoruz. AKP Genel Başkanı’nın ‘hayat pahalılığının farkındayız milleti enflasyona ezdirmeyeceğiz ‘dediği ocak ayından bu yana her şeye tam olarak yüzde 100 zam yapıldı. ‘Altında ezdirmeyeceğiz’ dedikleri enflasyon TÜİK’in hesap oyunlarına rağmen yüzde 62’ye dayandı ve her ay tırmanmaya da devam etmektedir…Bunların enflasyonla bir mücadelesi yok, olmaz da. Bundan dolayı sebebin bizzat kendileri olduğunu her zaman ifade ettik. Kendileriyle mücadele edemeyeceklerine göre, söyledikleri tüm laflar boştur. Bunların mücadelesi hak arayanlara karşıdır. Yani bizlere karşıdır.

SİZ GİDİCİSİNİZ, SİZ KALICI DEĞİLSİNİZ, 2023’Ü BİLE GÖREMEYECEKSİNİZ

Bir Maliye Bakanları aslında iktidarın durumunu çok iyi özetleyen bir Maliye Bakanı’nın olduğunu da söylemek isterim. 2021 Aralık ayında, ‘enflasyon şubatta düşecek’ dedi. Şubat geldi, dayandı bu kez ‘martta ve nisan da düşecek’ dedi. Nisan geldi, düşmedi. Bırakın düşmeyi daha da artan bir enflasyon ile karşı karşıya kaldığımızı da söylemek isterim. Baktı olmuyor, şimdi de aralık ayını telaffuz etmeye başlayan bir Maliye Bakanı var. Sanki kendisi aralık ayına kadar kalacakmış gibi konuşan bu Maliye Bakanına biz şuradan şunu ifade etmek isteriz. ‘2022 yılından hiçbir şey beklemeyin’ diyen Maliye Bakanına özellikle şunu ifade etmek isterim ki, siz gidicisiniz, siz kalıcı değilsiniz, 2023’ü bile göremeyeceksiniz. Çünkü bu halk sizin bu zamlarınız karşısında bu enflasyon artışı karşısında yaşanan ekonomik kriz karşısında elbette ki sizleri bir erken seçime zorlayacak ve erken seçimle birlikte ülke yeni bir yönetimi de seçecek.

DAHA FAZLA BATIRMAK İÇİN Mİ HAZIRLIK YAPIYORSUNUZ

Halk özellikle sarayın enflasyon zulmünü iliklerine kadar yaşarken yeni Tarım bakanlarına göre ise, aç ve açıkta hiç kimsenin olmadığı iddia ediliyor. Sokağa bakmadıklarını biliyoruz. İnsanların içine çıkmadıklarını biliyoruz. Ve kendi etraflarına bakınca tabi ki aç insanları değil, tok insanları görür ve yapacağı açıklamada ancak bu kadar olur. Başka bir AKP yöneticisi çıkıyor, ‘19 yıllık hazırlık yapıyoruz’ diyor. Peki buradan sormak isteriz, neyin hazırlığıdır bu? 19 yıldır bu ülkeyi batırmaktan başka bir iş yapmadınız. Bu halklara zulümden başka bir şey vermediniz. Acıdan başka ve krizden başka bu ülkeye hiçbir katkınız olmadı. ‘Daha fazla batırmak için mi hazırlık yapıyorsunuz’ diye de elbette ki bu kürsüden sormak bizim görevimizdir.

HALKA SABIR ÖNERENLERE BAKIYORUZ, KENDİLERİ DEVEYİ HAVUDUYLA YUTMAYA DEVAM EDİYORLAR

Genel Başkanları çıktı, çözüm üretmek yerine, ‘sabırla koruk helva olur, sabredeceğiz’ diyerek halka yine bir kez daha acı reçeteyi gösterdi. Her kafadan bir sesin çıktığı, bu ekonomi yönetimi ekonomiyi değil yalanlarla algıyı yönetmeye çalıştıklarının farkındayız. Görülüyor ki enflasyon sadece tüketici fiyatlarında yükselmiyor aynı zamanda iktidarın yalanlarındaki enflasyonda her ay düzenli olarak artıyor. Halka sabır önerenlere bakıyoruz, kendileri deveyi havuduyla yutmaya devam ediyorlar. Halka sabır tavsiye edenlerin bir gün çıkıp da ‘beşli çeteye garanti ödemelerini durduruyoruz’ dediğini hiç görmedik. Buna tanık olmadık. Hatta tam tersine her gün çıkıp beşli çetenin çıkarlarını savunmaya ve onların avukatlığını yapmaya da devam eden bir iktidarla karşı karşıyayız. ‘Halka sabredin’ diyen zihniyetin eş, dost ve akrabalara adrese teslim ihale dağıtmayı durdurduğuna dair hiçbir şey görmedik ve hiçbir zaman buna tanık olmadık.

İKTİDARIN ŞARKILI SAHUR SOFRASINA TEPKİ

‘Sabredin diyen’ zihniyetin yönettiği ve zarar ettiğini söyledikleri Et ve Süt Kurumu’ndaki yöneticilerin çifter maaş aldığı da ortaya çıktı. Peki vatandaşın sofrasında bir gram etin olmadığını bilmiyorlar mı? Elbette ki biliyorlar. Et alacak parasının olmadığını bilmiyorlar mı? Bunu da biliyorlar. 80 yaşındaki ekmek parası için çalışırken bu beyefendiler çöreklendikleri kurumun etinden de sütünden de çifter maaşlarla bol bol faydalanmaya devam ediyorlar. Peki onlar yiyecekler, halkta sabredecek öyle mi? Buradan elbette ki buna itiraz ediyoruz. ‘Halka sabredin’ diyenlere bakıyoruz, millet bahçeleri adı altında TOKİ aracılığıyla yandaş müteahhitlerine rant aktarmaya devam ediyorlar. Halk bayat ekmeğe muhtaç edilirken son 6 ay içinde millet bahçeleri için yandaşa tam olarak 1,4 milyar ödedikleri de ortaya çıktı. ‘Halka sabredin’ diyen aynı zihniyetin saraydaki israfı bir gün kıstığına tanık olmadık. ‘Durmak yok israfa devam’ diyorlar. Ve geçenlerde yine çalgılı, şenlikle, şatafatlı sahurlarının kamuoyuna yansıdığını da gördük. Sonra bir telaşla üzerini kapatmaya çalıştılar. Ve insanların çöpten sebze, meyve atıkları topladığı bir ülkede yaşanan bu tabloyu bir kez daha buradan kınıyoruz. Ve son bir yılda 4,5 milyon elektrik ve doğalgaz abonesi faturasını ödemeyen bir ülke haline geldik. Elektrik ve gazların kesildiği bir ülke haline geldik. Sebep? Elbette ki sarayın ışıklarının kesintisiz olarak yanıyor olması ve israfın kesintisiz olarak sürüyor olmasıdır.

HELVAYI KENDİLERİ YİYOR, KORUĞU İSE HALKA TAVSİYE EDİYORLAR

Bunlarda bir utanma yok. Bunlarda sıkılma hiç yok. Çünkü bunlarda kızaracak yüz de yok. Helvayı kendileri yiyor, koruğu ise halka tavsiye ediyorlar. Ve biz bu durumu her yerde afişe, teşhir etmeye elbette ki HDP olarak devam edeceğiz. İşte bu denge bozulmadan Türkiye’nin kesinlikle düze çıkmayacağını da artık herkes biliyor ve herkes bunun farkında. Halkı enflasyona ezdirmeyeceğiz diyen bir iktidar çıkar bunun adımlarını atar, Meclis’i bunun için çalıştırır, asgari ücreti yeniden belirle ama bunlar ne yapıyor? Torba yasalarla rant alanını büyütmeye her gün devam ediyorlar. İktidarlarını kaybedeceklerini bildikleri için giderayak kasalarını daha fazla doldurmanın telaşı içerisinde olduklarını da biliyoruz. Planlı bir soygun peşinde olduklarını da biliyoruz. Siyasi iktidarı kaybetsek de ekonomik iktidarımız devam etsin anlayışıyla Türkiye’nin gelecek on yıllarına ipotek koyuyorlar, biz bunun farkındayız elbette ki.

ASGARİ ÜCRET ÜÇ AYDA BİR YENİLENSİN, EMEKLİLER İÇİN BAYRAM İKRAMİYELERİNİ EN AZ 5 BİN TL YAPALIM

Enflasyonla mücadelenin yolu bellidir. Üretim maliyetlerini düşürmek, üretimi arttırmaktır. Defalarca bu kürsüden çağrı yaptık. Bir kez daha ifade etmek istiyorum. ‘Gelin esnafa elektriği en az yüzde 70 indirimle verelim. Ve yandaş şirketler değil esnaflar kazansın ki fiyat artışları düşsün’ dedik. Demeye devam ediyoruz. ‘Çiftçiye gübreyi, mazotu, elektriği en az yüzde 70 indirimle verelim bu ülkenin bereketli topraklarıyla halkların sofrasına birbirine yar olsun’ dedik ve bu çağrımızı bir kez daha yineliyoruz. ‘Gıda nakliyesi başta olmak üzere taşımacılık sektöründe çalışanların kullandıkları akaryakıttan bir kuruş vergi alınmasın’ dedik, bu çağrımızı bir kez daha buradan yineliyoruz. ‘Öğrencilerin kredi yurtlar kurumu borçları silinsin, gençler en azından bir soluk alsın’ dedik bunu da bir kez daha yineliyoruz. ‘En düşük emekli maaşı asgari ücret düzeyinde olsun’, ‘asgari ücret üç ayda bir yenilensin’, ‘emekliler için bayram ikramiyelerini en az 5 bin TL yapalım’, ‘akaryakıt ve ulaşımdaki ÖTV kaldırılsın’ dedik. Buradan bu çağrıyı yeniden yapıyorum. Ve halkı enflasyona ezdirmek istemiyorsanız buyurun bu adımları bir an önce atalım ve buna yanaşmıyorsanız o zaman çıkıp da enflasyona ezdirmeyeceğiz sorunları biz çözeceğiz yalanlarını her gün söylemeyin diye de uyarıyoruz. Çünkü halk sizden de sizin yalanlarınızdan da bıktı ve halkın kâbusu olmaktan vazgeçin.

HERHALDE ALLAH SÖYLETİYOR Kİ GİDECEKLERİNİ ARTIK KENDİLERİ DE BİLİYOR

İnsanlarda yaşama sevinci ve yaşama umudu dahi bırakmadınız artık bu ülkede. Elbette ki hal böyleyken AKP Genel Başkanı ‘2023’te yeni bir dönem başlayacak’ diyor. Vallahi buna herhalde Allah söyletiyor ki gideceklerini artık kendileri de biliyor. Ben de buradan bir kez daha tekrar ediyorum. Evet, 2023’te yeni bir dönem kesinlikle başlayacaktır. Hatta şimdiden de başlamış durumdadır. AKP-MHP iktidarının talan düzeninin sona ereceği, halkın huzura ereceği yeni bir dönem demokrasi ve adalet dönemi mutlaka başlayacaktır. Bu iktidarın tüm hukuksuzluklarıyla hesaplaşma dönemi kesinlikle başlayacaktır. Paraya ve parayı pul edenlerin pul olacağı, verimli toprakları çölleştirenlerin siyasi çöle dönüşeceği, halkın alın terini sömürenlerin söneceği yeni bir dönem kesinlikle başlayacaktır.

PARLAMENTONUN İRADESİNİ VE DENETİM YETKİSİNİ GASP ETTİLER

Çöküşe giden sürecin adımları birkaç gün sonra yani beşinci yılını geride bıraktığımız 16 Nisan 2017 referandumuyla atıldı. Çözüm sürecinin bitirilerek yerine savaş konseptinin devreye konulmasıyla asıl yıkım başladı ve bu sistemle önce yargıyı ele geçirdiler ve iktidarın tahakkümü altına soktular. Denge denetleme sistemini ortadan kaldırdılar. Parlamentonun iradesini ve denetim yetkisini gasp ettiler. Gensoru mekanizması ortadan kaldırılmamış olsaydı bugüne değin onlarca bakan gensoruyla Meclis’e hesap verecekti. Güvensizlik oyuyla düşürülecekti. Ancak hileleriyle, oyunlarıyla bunun da önünü kestiler. Halk gerçekleri öğrenmesin diye medyayı ele geçirdiler. Muhalif medyayı susturdular. Halkın sandığa yansıyan iradesini kayyum darbesiyle gasp ettiler. Demokratik siyasete operasyonlarla kumpaslarla darbe sistemini sürekli hale getirdiler ve kurdukları tekçi sistemi ayakta tutmak için içeride ve dışarıda düşmana ihtiyaçları vardı. Sürekli düşman yaratarak, beka yalanlarıyla savaş ve çatışmalı bir siyaseti ve toplumu güvenlikçi siyasetle dizayn etmeye çalıştıklarını da hep birlikte gördük.

KURDUKLARI DÜZEN ÖZÜNDE BİR DARBE SİSTEMİDİR

Kürt sorununu terörize eden bir anlayışla karşı karşıyayız…Kürt sorununun demokratik yöntemlerle çözümü başta olmak üzere, bu ülkenin bütün sorunlarını çözmek elbette ki ülkeyi yönetenlerin görev ve sorumluluğudur. Ancak onlar ülkedeki bütün sorunlara yaklaştıkları gibi Kürt sorununu da aynı yöntemle çözmeye çalıştıklarını görüyoruz. Güvenlikçi politikalarla, yasaklarla, tutuklamalarla, gasplarla bir sorunun çözülemeyeceğini artık herkes gördü. Artık herkes buna tanıklık ediyor. Tüm bu adımları özellikle bugünkü yolsuzluk, talan, rant ve yağma düzeninin rahat işlemesi için attıklarını da biliyoruz. Kurdukları düzen özünde bir darbe sistemidir. Aynı zamanda bir kumpas sistemidir…Tüm yurttaşlarımız ve tüm kamuoyu şunu çok iyi bilmelidir ki bugün her alanda yaşanan çöküşün nedeni bu savaş ve talan sistemidir. Hukuksuzluk sistemidir.

 

 

HDP’li Buldan: Halka sabır önerenlere bakıyoruz, kendileri deveyi havuduyla yutmaya devam ediyorlar

Yorumlar kapalı.