Sancar, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, kampanyalarla, mücadelelerle geçen yoğun bir yaz sürecini geride bıraktıklarını söyledi.
Umutlu, kararlı, cesaretli, inançlı ve ısrarlı olduklarını anlatan Sancar, “HDP’nin bir fikriyat, hareket, değişim gücü olduğunu bilmeyenler kapatma davası açarak, kumpas davalarıyla bizleri yıldıracaklarını sanarak, baskı ve zor politikalarını artırarak bizi yolumuzdan alıkoymaya çalıştılar ama nafile.” ifadesini kullandı.
HDP’nin bütün denklemleri değiştirebilecek kurucu bir kudrete sahip olduğunu kaydeden Sancar, “Bunun için de ne gerekiyorsa yapmaya hazırız, hazır olduğumuzu her vesileyle de ortaya koyuyoruz.” diye konuştu.
Yaz döneminde yaptıkları çalışmalara değinen Sancar, vatandaşın acil değişim istediğini savundu.
“Ne pazarlık hesabı ne ayar verme derdi”
HDP’nin 27 Eylül’de Ankara’da deklarasyon açıkladığını anımsatan Sancar, bu deklarasyonda amaçlarının ne birileriyle pazarlık hesabı ne de birilerine ayar verme derdi olduğunu belirtti.
Sancar, “Deklarasyonumuz her şeyden önce bütün toplum kesimlerine müzakere ve diyalog teklifidir. Ülkenin bütün sorunlarını çözmede sorumluluk alma iradesidir bu deklarasyon. Türkiye’de yaşayan herkese demokratik, ortak yaşamı birlikte kurma davetidir. Otoriterliğe, tekçiliğe, baskıya, inkara, her türlü sömürüye karşı çokluk içinde demokratik birlik çağrısıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
İttifaklar ve seçim konusunda ne diyeceklerinin merak edildiğini dile getiren Sancar, tutumlarını, bir kez daha bu deklarasyonda altını çizerek ilan ettiklerini anlattı.
HDP Eş Genel Başkanı Sancar, şunları kaydetti:
“Milletvekili seçimlerinde tutumumuz; demokrasi güçleriyle, toplumsal muhalefetle, ezilenlerle, emekçilerle, ekoloji mücadelesi yürütenlerle, kadınlarla, gençlerle yürüttüğümüz mücadele birliğini, demokrasi ittifakını daha da büyütmek ve güçlendirmektir. Bunun dışında bir ittifak arayışımızın olmadığını bir kez daha açıkça ilan ediyoruz. Amacımız bütün ezilenlerin, her kesimden insanın, inançların, halkların ortak iradesini bu ülkenin çözüm gücü haline getirmektir. O nedenle bu saydığım bütün kesimlerle yürüyüşümüzü büyüteceğiz. Demokrasi ittifakı adı altında milletvekili seçimlerinde ülkenin bütün sorunlarını, kilitlenmiş bütün kapılarını açacak güce ulaşacağız. Hedefimiz budur. Bunun dışında ne konuşulursa konuşulsun boştur, gereksizdir, anlamsızdır.
Elbette siyasal muhalefetle de seçim güvenliğinden geçiş sürecine, demokrasinin yerelden başlayarak güçlü bir biçimde inşasından, barışa varıncaya kadar her alanda konuşmaktan, müzakere ederek yol bulmaktan yanayız. Çünkü Türkiye’nin ihtiyacı, halkın siyasetten beklentisi de budur.”
Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki tutumlarının da açık olduğunu ve deklarasyonda bir kez daha vurguladıklarını belirten Sancar, “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde isimler üzerinden değil deklarasyonda da altını çizdiğimiz temel ilkeler ekseninde ve müzakere anlayışıyla hareket edilmesi gerektiği görüşündeyiz. Bu ilkeler sorunları çözmek, ülkeyi birlikte yönetmek, halka onurlu bir gelecek yaratmak için yol göstermiştir. Bizim çağrımız bu ilkeler etrafında diyalogdur, müzakeredir, mutabakat arayışıdır. Tutum belgemiz ‘Türkiye’nin deklarasyonudur’ diyoruz. Güçlü demokrasiye giden yolun haritasıdır.” görüşünü paylaştı.
“HDP muhataptır, çözümün öznesidir”
Mithat Sancar, Meclis’in 1 Ekim’de açıldığını anımsatarak, şöyle devam etti:
“Meclis aynı zamanda Kürt sorununda inkar sözleriyle açıldı. Bu ülkenin en önemli sorunlarından birinin Kürt sorunu olduğunu söylüyoruz. Aslında bunu herkes biliyor ama iktidarın başı, AKP’nin Genel Başkanı, sorunu inkar ederek konuşmasını yaptı. Ne dedi; ‘Kürt sorunu denilen meseleyi hak ve özgürlüklerden, kalkınmaya kadar tüm boyutlarıyla çözdük’. Bundan 1 yıl önce Meclis kürsüsünde ‘Kürt sorununu çözdük’ diye bir kelime kullanmamıştı. Bu bir yılda sorun nasıl çözüldü de hiç kimsenin bundan haberi olmadı?
HDP, Türkiye’nin bütün sorunlarını çözmeye taliptir ve hazırdır. Müzakereci yaklaşımıyla en güçlü çözüm fikriyatını ortaya koyan, ortak çözüm yollarını arayan ve çözüm güçlerini buluşturmayı hedefleyen kurucu bir siyasi güçtür. Muhataptır, çözümün öznesidir. Bunu, bu deklarasyonla bir kez daha ortaya koyduğumuzu Türkiye’nin çok farklı kesimleri gördüler ve bu sese kulaklarını daha fazla kabartmaya başladılar.”
Yorumlar kapalı.