Hürriyet yazarı Hande Fırat’ın eşi Murat Özvardar’ın Suriye’de İzmit büyüklüğünde bir organize sanayi bölgesini yağmalayıp Türkiye’ye getirdiği ve Afrin zeytinlerine çöktüğü iddia edilmesinin ardından Fırat-Özvardar çiftinden iki ayrı açıklama geldi.
Fırat, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, şu ifadelere yer verdi:
Bir meslektaşımın “Bir kadın Ankara temsilcisinin eşi, Suriye’nin yağmalanmasındaki şirketin sahibi adam ya…” iddiası ile sosyal medyada hakaret, yeni iddialar, değişik suçlamalarla karşı karşıya kaldım. Bir de haklı olarak açıklama isteyen bir kesim var.
Söz konusu meslektaşımın bu iddiayı dile getirmesinden sonra adım Emre Uslu tarafından dolaşıma sokuldu. “Hande Fırat 15 Temmuz ödülünü Suriye’de almış” ifadesiyle. Üzülerek takip ettiğim bu gelişmeler ışığında; 1997 yılından beri gazetecilik yapmaktayım. Başka herhangi bir işim olmadı.
Söz konusu meslektaşımın bu iddiayı dile getirmesinden sonra adım Emre Uslu tarafından dolaşıma sokuldu. “Hande Fırat 15 Temmuz ödülünü Suriye’de almış” ifadesiyle.
Üzülerek takip ettiğim bu gelişmeler ışığında;— Hande Fırat (@handefrt) June 21, 2021
‘Akçeli işlerle, tuhaf ilişkilerle beni yan yana getirme çabaları sonuç vermez’
İş insanı bir babanın kızıyım. Fransız kolejinde okudum. Maddi sıkıntı çekmedim. Beni bilen bilir. Akçeli işlerle, tuhaf ilişkilerle beni yan yana getirme çabaları sonuç vermez.
Eşim bir iş insanıdır. Ailesinden beri gelen kapsamlı iş birikimiyle benimle evlenmeden önce de iş insanıydı, şimdi de iş insanı.
Benimle evlenene kadar yaklaşık 35 yıl yürüttüğü işlerinde nasıl bana ihtiyaç duymadıysa, evlendikten sonra da ihtiyaç duymadı.
Bu meslekte nasıl davranılması gerektiğini bilecek kadar uzun zaman geçirdiğimi düşünmekteyim.
’15 Temmuz’a bağlayan çevrelere gelince kızgınlığınızı anlıyorum’
Her seferinde bir iddia ya da suçlamayı getirip 15 Temmuz’a bağlayan çevrelere gelince… Kızgınlığınızı anlıyorum. Ama oradan da bir şey çıkmaz.
Bir meslektaşımın “Bir kadın Ankara temsilcisinin eşi, Suriye'nin yağmalanmasındaki şirketin sahibi adam ya…” iddiası ile sosyal medyada hakaret, yeni iddialar, değişik suçlamalarla karşı karşıya kaldım. Bir de haklı olarak açıklama isteyen bir kesim var.
— Hande Fırat (@handefrt) June 21, 2021
15 Temmuz bir terör örgütünün darbe girişimiydi. Ben de bir gazeteci olarak mesleğimin gereği gibi hareket ettim. Bugün olsa yine aynı şekilde hareket ederim.
Buradan prim yapmaya kalkanlara da, bunu bir senaryo gibi yansıtmaya çalışan yarası olanlara da sadece şunu söylüyorum; “Gerçekleri değiştiremezsiniz. Benim hiçbir şeyden korkum yok.”
Özvardar: Eşimin sosyal medyada hedef gösterilmesi nedeniyle iddialara cevap verme gereği duydum
Özvardar ise şu ifadeleri kullandı:
Serdar Akinan isimli şahıs katıldığı TV programında Suriye’nin Türkiye tarafından yağmalandığını, fabrikaların sökülüp getirildiğini, insanlığa karşı suç işlendiğini, yağmalamadaki şirket sahibinin ise Ankara temsilcisi bir kadın gazetecinin eşi olduğunu iddia etmiştir.
Değerli kamuoyu, Eşim Hande Fırat’ın Hürriyet Ankara Temsilcisi olması ve sosyal medyada hedef gösterilmesi nedeni ile bu mesnetsiz iddialara cevap verme gereği duydum.
Gönül rahatlığı ile söylemek isterim ki; bu güne kadar Suriye’den ya da başka bir ülkeden bir fabrika ya da başka bir bina tesis vb söküp Türkiye’ye ya da herhangi bir ülkeye taşımadım.
tanımlama yapmış olması da hem ahlaksızlık hem de operasyon gazeteciliğidir. Türkiye düşmanlarının Hande Fırat’a olan kin ve nefreti kamuoyunun malumudur.
— Murat Özvardar (@muratozvardar) June 21, 2021
‘Eş üzerinden tanımlama yapmış olması da hem ahlaksızlık hem de operasyon gazeteciliği’
Bu deli saçması iddia kendini dezenformasyonun şehvetine kaptırmış bir gazetecinin hezeyanından ibarettir.
Serdar Akinan’ın hayal ürünü iddialarına bölgedeki Türkiye düşmanı çevrelerin kaynaklık ettiği kesindir. Bu saçma iddiaları dile getirirken hangi iş adamından bahsettiğini mertçe söylemek yerine “eş” üzerinden tanımlama yapmış olması da hem ahlaksızlık hem de operasyon gazeteciliğidir. Türkiye düşmanlarının Hande Fırat’a olan kin ve nefreti kamuoyunun malumudur.
10 Yıldır dünya Suriye’deki katliamlara seyirci kalırken, bölgedeki hastaneler okullar bile bombalanmışken, Suriyeli mazlumlara elini uzatan ve orada güvenli yaşam alanları oluşturan tek ülke olan Türkiye’yi yağmacılıkla suçlayan ve absürt iddiasını renklendirmek için iftira atmaktan çekinmeyen bu şahısla yargı önünde hesaplaşacak olmakla birlikte müfteriyi öncelikle siz değerli kamuoyunun vicdanına havale ediyorum. Saygılarımla
Yorumlar kapalı.