Hürriyet gazetesi yazarı Hande Fırat, 29 Nisan saat 19:00’da başlayıp 17 Mayıs saat 05:00’e kadar sürecek tam kapanma süreciyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
‘Kapandık… Ama nasıl?’ başlığıyla yayımlanan yazısında sözlerine “Kapandık… İlk günümüz bugün. Tam 17 gün illet salgınla mücadele edebilmek, vaka sayılarını azaltabilmek için kısıtlamalarla yaşayacağız” diye başlayan Fırat, bunun ekonomik, sosyal ve psikolojik açıdan oldukça zor olduğunu bildiğini söyledi.
Fırat, “Ekonomik açıdan hemen herkes, özellikle de esnaf ‘Dayanacak güç kalmadı’ diyor. Haklılar. Ancak bu hepimizin hayatta kalma, hastalanmama mücadelesi. Bireysel değil birlikte verilmesi gereken bir mücadele. Bu yüzden mecburuz” ifadesini kullandığı yazısına şöyle devam etti:
“Vatandaşa düşen sorumluluk kadar devlete düşen sorumluluk da var. Biri diğerinden az değil, önemsiz hiç değil. An itibarıyla devlete düşen en büyük sorumluluk aşılama… Hızlı ve yaygın aşılamanın ülkelerdeki olumlu etkilerini ekranlardan hayıflanarak seyrediyoruz. Aşı tedariği ile ilgili kafa karıştıran tüm açıklamalara rağmen, devlet bu 17 günü ne yapıp edip, aşılama için bir fırsata çevirmek zorundadır. Diplomasiyi, gücünü, bağlantılarını kullanarak mutlaka tedarik sağlamalı ve bir kampanyayla aşılama hızlandırılmalı, yaygınlaştırılmalıdır.
‘Bir anda açılmanın yarattığı sorunları iki yıldır yaşıyoruz’
Diğer yandan vefat ve vaka sayılarındaki azalma ve aşılama kadar, kapanma sürecinin sonunda yeniden nasıl açılacağımız da önemli bir konudur. Bir anda açılmanın yarattığı sorunları iki yıldır yaşıyoruz. Salgının dalgaları çekilmiyor, bitmiyor. Bir anda açılmak bir süre sonra yeni bir dalga, yeni ölümler getiriyor. Özellikle aşılamada olması gereken hızın tedarik sorunları nedeniyle yakalanamama ihtimali var ise yeniden açılma bu kez bilim insanlarının da katkısıyla bir stratejiye, bir kademelendirmeye mutlaka dayandırılmalıdır.”