Munzur Üniversitesi Tunceli Meslek Yüksekokulu Çocuk Gelişimi Bölümü 2’inci sınıf öğrencisi Gülistan Doku, 5 Ocak’tan bu yana aranıyor. Ancak 21 yaşındaki genç kadının kaldığı yurttan çıktıktan sonra izine henüz rastlanılmadı.
Üniversite öğrencisi Gülistan Doku’nun 5 Ocak’ta telefon sinyali kesildi. Sinyalin kesildiğinin tespit edildiği Tunceli Sarı Saltuk Viyadüğü Uzunçayır Baraj Gölü’nde başlatılan arama çalışmaları sürüyor. Ailesinin 6 Ocak’taki kayıp ihbarı üzerine başlatılan soruşturma da devam ediyor. DW Türkçe, olayın ardından yurtdışına kaçtığı iddia edilen şüpheli erkek arkadaşı Z.A.’nın 4 Şubat’ta Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından alınan ifadesine ulaştı.
Şüpheli erkek arkadaşı yeniden ifade verdi
İfadenin alındığı yer, “savcı odası” olarak kayda geçti. Ayrıca, şüphelinin medeni hali de tutanakta “bekar” olarak yer aldı. Şüpheli Z., 4 Şubat’ta verdiği savcılık ifadesinde, Tunceli İl Emniyet Müdürlüğü’nde vermiş olduğu ifadesini tekrar ettiğini belirterek, Gülistan Doku ile 28 Kasım 2018 tarihinde sevgili olduklarını, 2019 Aralık başında bir süre ayrı kalmak istediğini söylediğini dile getirerek, “Son zamanlarda biraz sinirliydi. Bana gezdiğim, spora gittiğim, dışarı fazla çıkmadığımız için kızıyordu” iddiasında bulundu. Savcılığın, “4 Ocak’ta eve ne şekilde geldin, evde kimler vardı, neler konuşuldu” sorusuna ise “Annem saat 20.00-20.30 gibi aradı, Gülistan’ın eve geldiğini söyledi. Eve geldiğimde annemle Gülistan’ın mutfakta konuştuklarını gördüm. Burada bana tekrar birlikte olmak istediğini söyledi, ben de bir süre ayrı kalmamız gerektiğini, sınavları olduğunu söyledim” yanıtını verdi.
“Polislerden Gülistan’ı yurda bırakmaları için ricada bulundum”
Şüpheli Z., aralarında geçen konuşma sonrası Gülistan Doku’nun kızgın değil, üzgün olduğunu savunarak, “İlk ifademde kız kardeşimin de evde olduğunu söylememin bir nedeni yok. Bir şeyi saklama niyetim yok, kendimi iyi ifade edemiyorum” dedi.
Z.A., babasının Gülistan Doku’yu yurda bırakması için arabasının anahtarını verdiğini, Doku’yu yurda bırakmak için arkasından gittiğini ancak istemediğini söyledi. “Barışmayınca biraz kızdı. Kolundan tuttum, arabaya binmesini istedim ancak istemedi. Bunun üzerine polisler geldi, aramızda tartışma olup olmadığını sordular. Gülistan’ı oradan uzaklaştırıp ona ayrıca sordular. Polislerden Gülistan’ı yurda bırakmaları için ricada bulundum, hatta polisler teklif etti ama kabul etmedi” dedi. Şüpheli evli olduğu iddialarına ise “Türkiye’de veya Rusya’da evlenmedim, evli değilim” cevabını verdi.
“İntihar edeceğini düşünmüyorum”
Arkadaşına yazdığı bir mesajda, “Dün çok kötü bir şey oldu” ifadesini kullanması konusunda ise “Yurda bırakmama izin vermediği için endişelendim, Gülistan’ın nerede kaldığını bilmediğimden tartışmamızı kast ederek öyle yazdım” dedi. Gülistan Doku’nun sabah olduğunda saat 11.30 gibi çalıştığı yere gelerek hocasında kaldığını söylediğini belirten Z., 5 Ocak’ta Gülistan ile kafe önünde yaptığı görüşmenin sorulması üzerine, “Dün gece nerede olduğunu sordum. Geçiştirdi, ısrarla sormaya devam edince bayan hocasında olduğunu söyledi. Üniversiteye uğrayacağını, bir hocası ile görüşeceğini söyledi. O gün pazar olması nedeniyle neden üniversiteye gittiğini sordum ama ısrar etmedim” dedi. Şüpheli, aralarında geçenleri kastederek, “Ben spor salonundayken arkadaşları Gülistan’a ulaşamadıklarını söyledi. Yaşadığımız tartışma üzerine intihar edeceğini düşünmüyorum” dedi. Gülistan Doku’nun kendisine “Korkuyorum” mesajı gönderdiği sorulunca, “Neden korktuğunu bilemiyorum. O sırada saat geç olmuştu, ben de arabanın yolda kalması nedeniyle babamın bana kızmasından dolayı hem yorgun hem de üzgündüm. Daha fazla bir şey yazmak istemedim” yanıtını verdi.
“Ortak kanaat suyun altında olmadığı yönünde”
Aralarında Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi ve İnsan Hakları Derneği’nden kadınların olduğu bir heyet, 17 Ocak’ta Tunceli’ye ziyaret gerçekleştirdi. Tunceli Savcılığı, heyete soruşturma işlemlerinin “kayıp şahıs” ve “kasten öldürme” vakası olmak üzere iki eksende yürütüldüğünü ifade etti.
Diyarbakır Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ağı’ndan avukat Öykü Çakmak, 17 Ocak’ta gerçekleştirdikleri ziyaret hakkında DW Türkçe’ye bilgi verdi. Çakmak, şüpheliye yapılan sıradan muamelenin kaygı verici olduğunu düşünüyor. “Emniyet aileye, ‘Kızınız daha önce de intihar etti’ demiş. Orada bazı rahatsızlıklarımız oldu. Saklanmak istenen şeyler var da intihar denilerek bir süreç açılmaya çalışılıyor gibi… Halbuki yanlış ilaç kullanımıyla bir semptom oluşmuş. Hastane raporundan intihar anlamı çıkmamasına rağmen bu şekilde söylenmesi soruşturmayı yürüten makama güvensizlik yarattı” dedi.
Avukat Öykü Çakmak’ın dikkat çektiği önemli bir husus, şüpheli Z.A.’nın teknik cihazlarına el konulmamış olması. “Ayrıca şüphelinin babasına ait olan araç, Gülistan’ın binmiş olduğu minibüs ile HTS kayıtlarında olay günü 11.29 ile akşam saatlerine kadar o bölgeden geçen askeri, sivil araçların araştırılması ve şüpheli pozisyonundaki kişilerle ilgili gerekli soruşturmanın yapılması da gerekiyor” dedi. Çakmak, DNA içeren delillerin toplanması yönünde de taleplerinin olduğunu ancak bu taleplerin de yerine getirilmediğini söyledi.
Tunceli Baro Başkanı Kenan Çetin ise DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, su altında yapılan aramalar neticesinde dalgıçların ortak kanaatinin Doku’nun suyun altında bulunmadığı yönünde olduğunu söyledi. Çetin soruşturmanın çok yönlü yürütülmesi gerektiğini ve baro olarak çalışmalarını da bu kapsamda ilerlettiklerini belirterek, “Şüphelinin üçüncü defa ifadesi alınsın dedik, alındı. Bir bütün olarak görüntülerin analizlerinin yapılması, görüntülerin çözünürlüğünün artırılması gerekiyor. Son görüşmelerindeki konuşmaların dudak okuma yöntemiyle açığa çıkarılmasını da talep ediyoruz” dedi.
“Beş lira için kendinizi rezil ettiniz”
Gülistan Doku’nun, Tunceli Meslek Yüksekokulu Müdürlüğü’ne yaptığı şikâyet neticesinde açılan soruşturma kapsamında, öğretim üyesi Ş.T. tarafından 20 Aralık 2019’da ifadesinin alındığı da ortaya çıktı. Gülistan Doku’nun ablası Aygül Doku, DW Türkçe ile kardeşinin ifadesini paylaştı. Gülistan Doku, öğretim görevlisi C.A. için şikâyette bulunmuştu. Doku’nun verdiği ifadede, derse geç gelen öğrencilerden imza karşılığında 5 lira para talep ettiğinin doğru olup olmadığı sorusuna, “Doğrudur. Dersi öğrencilere anlattırmaktadır. Bilmediğimiz bir hususu hocaya sorduğumuzda, ‘Bir çocuk gelişimci bunu bilmiyorsa ölsün’ ifadesini kullanmıştır” dediği görülüyor. Kendisinin para vermediğini, vermek istemediği için de derse geç kaldığında derse girme girişiminde bulunmadığını ifade ederek, “Para verildiğini görmedim ancak parayı toplayan arkadaşa ismini not aldırarak daha sonra parayı vereceğini beyan eden arkadaşlarımız sınıfa girdi” diyor.
Doku, tutanakta, toplanan paranın bir sınıf etkinliğinde veya özel eğitimdeki çocuklara hediye almak için kullanılacağının söylendiğini ancak henüz paranın kullanılmadığını ifade ediyor. Söz konusu öğretim görevlisinin öğrencilerin şikâyetiyle ilgi olarak, parayı toplayan sınıf arkadaşlarına isimlerini verdiğini, dilekçe içeriğinin “hocanın imza karşılığında rüşvet aldığını söyleyerek” çarpıtıldığını, parayı toplayan arkadaşına “Neden olayı çarpıtarak anlatıyorsun” demesi üzerine Gülistan Doku’ya arkadaşının, “Sizden birini parçalarım, üçünüzü toplasak bir beyin etmezsiniz, bu sınıfta tek akıllılar siz misiniz?” dediği yer alıyor. Bir arkadaşının kendisine, “Beş lira için kendinizi rezil ettiniz” sözleri de tutanakta bulunuyor.
Abla Doku: “Çok büyük belirsizlik var”
Abla Aygül Doku, kız kardeşinin akıbeti konusunda halen çok büyük bir belirsizlik olduğunu belirterek, “Suda desem yalan, kaçırdılar desem yalan. Biz de bilmiyoruz ne olduğunu, elimizde delil yok” dedi. Aramalarda Elazığ depremi nedeniyle aksamalar yaşandığını söyleyen abla, “Eski haline döneceğini umuyoruz” diye konuştu. Diyarbakır’da yaşayan Doku ailesi, çocuklarının kaybolduğu günden bu yana Tunceli’de arama çalışmalarını yakından takip ediyor.
Konuyla ilgili bilgi almak için aradığımız Tunceli İl Emniyet Müdürlüğü ve Tunceli Valiliği ise açıklamada bulunmadı.
Kaynak: DW Türkçe
Yorumlar kapalı.