“Ayla”, “Müslüm” ve “Cep Herkülü: Naim Süleymanoğlu” filmlerine yapımcı olarak imza atan Mustafa Uslu, “Neşet Ertaş’ın gerçek ailesi Anadolu’dur, Anadolu’da yaşayan ozanlardır. O mirasını ve bütün benliğini Anadolu’daki gariplere bırakmıştır. Biz de bu filmi Anadolu’daki abdallar, teberler, onun yolundan giden, onu kendine düstur, kendine usta bellemiş genç kuşaklar için yapıyoruz.” dedi.
Dijital Sanatlar’ın, saz ve söz ustası Neşet Ertaş’ın yaşam öyküsünü beyazperdeye taşıdığı “Garip Bülbül Neşet Ertaş” filminin İstanbul’daki çekimleri devam ediyor.
Ertaş’ın yaşam hikayesinin yazılıp, eserlerinin notaya aktarılmasına resmi muvafakat verdiği Prof. Dr. Erol Parlak’ın aynı isimli kitabından uyarlanan filmin senaryosu Fulya Özcan ve Mert Dikmen tarafından kaleme alındı.
Neşet Ertaş’ı Ramazan Bağgül’ün canlandırdığı yapımda, sanatçının çocukluğunu Onur Efe Şahin, gençliğini ise Bektaş Dolu oynadı. Şarkıcı Zara ise sanatçının annesi “Döne Ertaş” rolünde izleyici karşısına çıkacak.
“Neşet Ertaş’ın Anadolu’daki genç ozanlara, abdallara örnek olması için bir eser yapıyoruz”
Dijital Sanatlar’ın kurucusu Mustafa Uslu, filme ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Bozkırın Tezenesi” olarak tanınan, halk ozanı Ertaş’ın hayatını en doğru şekilde izleyicilere aktarmak için 5 yıldır bu projeye hazırlandıklarını söyledi.
Sanatçı Ertaş’ın bir mihenk taşı olduğuna vurgu yapan Uslu, “Türkiye’nin değerlerini Türk sinemasıyla buluşturmaya çalışıyoruz. Gelecek nesillere kalsın bu değerler istiyoruz. Bizi biz yapan, bizi millet haline dönüştüren değerler, bu isimler. Neşet usta, bu kıymetli değerlerden en önemlisi ve istiyoruz ki onun da bir filmi olsun, gelecek nesillere kalsın. O da bunu çok isterdi. Hem eserlerinin hem türkülerinin hem yaşam felsefesinin gelecek nesillere kalması, Anadolu’daki genç ozanlara, abdallara örnek olması için bir eser yapıyoruz.” diye konuştu.
Uslu, hazırlık sürecinde Neşet Ertaş hakkında yazılmış tüm kitapları incelediklerini belirterek, şöyle devam etti:
“Kitapların yazarlarıyla da görüştük. Her ne kadar bugün onlar inkar etseler de hepsiyle görüştük. Hepsinin imzalı kitapları da var. Daha sonra en detaylı yazılan ve ustanın müdahil olduğu kitabın, sayın Erol Parlak’ın kitabı olduğuna karar verdik. Çok detaylı ve itinayla hazırlanmış, içinde ustaya ait eserlerin de olduğu ve o eserlerin tıpkı usta gibi çalınıp söylendiği şekliyle hazırlanan, itinalı bir çalışma yapıldığını gördük. Erol Parlak’a müracaat ettik ve kendisi eserinin sinemaya aktarılmasına müsaade etti. Şimdi artık filmin çekim aşamasındayız. 23 Aralık’ta halkımızla filmimizi buluşturacağız.”
“Neşet Ertaş adına Kırşehir’de açmak istediğimiz bir müzik enstitüsü var”
Ertaş’ın ailesi tarafından açılan ve geçen ay filmin çekilmesi yönünde sonuçlanan dava sürecine de değinen Uslu, şunları kaydetti:
“Yıllardır Neşet Ertaş’ı bir meta gibi pazarlayan, onun eserlerini Anadolu’daki genç ozanlara okutmayan, okudukları zaman hemen YouTube’dan veya sosyal medyadan kaldıran bir müzik şirketinin acımasız saldırısına maruz kaldık. Ama hukuken devlet kararını verdi. Büyük ustanın hayat hikayesinin filme aktarılabileceğine onay verdi. Bu film, bir sanat eseri ve bunu kimse engelleyemez. Neşet Ertaş’ın gerçek ailesi Anadolu’dur. Anadolu’da yaşayan ozanlardır. O mirasını ve bütün benliğini Anadolu’daki gariplere bırakmıştır. Biz de bu filmi Anadolu’daki abdallar, teberler, onun yolundan giden, onu kendine düstur, kendine usta bellemiş genç kuşaklar için yapıyoruz. Neşet Ertaş’ın kararı sadece dört kişinin dudağının arasında değildir. Neşet Ertaş, ‘Sana kurban olurum’ diyenlerin, Türkiye’nin, Anadolu’nun babasıdır. O yüzden de biz yolumuzdan sapmıyoruz. Bugüne kadar bunlara kulak assaydım hiçbir film yapamazdım. Türk halkının kalbine dokunamazdım. Bu eserin film olarak yapılmasının kime ne zararı var? Bir tane sebep bulun, ben filmin çekimini durduracağım.”
Mustafa Uslu, kitabın sinemaya uyarlanmasını, maddi beklenti olmaksızın Erol Parlak’ın kabul ettiğini aktararak, “Eğer filmimiz istediğimiz gibi giderse, sinema eskisi gibi seyircisiyle buluşursa Neşet Ertaş adına Kırşehir’de açmak istediğimiz bir müzik enstitüsü var. Bağlama kültürünün yayılması için çocuklara bağlama alıp, dağıtacağız. Erol hocanın bu işi kabul ederken bize şart koştuğu hedeflerdendi bunlar. İnşallah ilerleyen zamanda Neşet Ertaş adına gerçekleştireceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
“Filmimizde de insanlar Neşet Ertaş’ın eserlerini doya doya dinleyecekler”
Neşet Ertaş’ın çocukluğunu, annesi Döne ve babası, aynı zamanda ustası Muharrem Ertaş’la ilişkisini filmde yansıtacaklarının altını çizen Uslu, “Ertaş’ın annesini sanatçımız Zara canlandırıyor. Filmde, teberlerin ve abdalların insanlık onuruyla yıllardır nasıl oynandığını, onlara nasıl muamele edildiğini göreceğiz. Anadolu’daki zorlu yaşam şartlarını ve o şartlara karşı Neşet Ertaş’ın duruşunu, gençlik yıllarını, zorlu sanat serüvenini göreceğiz. Ülkeye küsüp Almanya’ya gitmesi, oradan sonra geri dönüşünü, aşklarını göreceğiz. Çok güzel bir film olacak. Biz burada senaryo okumalarında bile hep birlikte gözyaşı içinde kaldık. Gerçekten ustanın, gelecek nesillerin öğrenmesi gereken bir hayatı var.” ifadelerini kullandı.
Yapımcı Uslu, Ertaş’ın yanı sıra Müslüm Gürses, Zeki Müren, Mahsuni Şerif, Hacı Taşan ve Çekiç Ali’nin de filmde olacağına işaret ederek, şu bilgileri verdi:
“Filmde, Türk halk müziğine gönül vermiş, mihenk taşları olan insanlar da olacak. Çok itinalı bir çalışma yaptık. Şu anda, günümüzde yaşayan bu seslere birebir yakın sesleri bulduk. Albüm kayıtlarını yaptık. İnşallah filmimizde de insanlar Neşet Ertaş’ın eserlerini doya doya dinleyecek. Garip bülbülün o garip hikayesini izleyip, 2-3 gün etkisinde kalacaklar. O zaman gerçekten Neşet Usta’yı tekrar tanıyacaklar. Tıpkı Müslüm Gürses’te olduğu gibi. Müslüm Gürses’in yaşarken en çok satan albümü, ‘İsyankar’dı. Bir milyon sattı. Ama filmine 7 milyon insan gitti. Aynı etkiyi burada da yaratabilirsek ne mutlu bize. Bunun parasal bir karşılığı yok. İstiyoruz ki gençler tanısın, sevsin, onu kendilerine usta bellesin, eserlerini o gözle, yaşanmışlıklarını hayal ederek dinlesinler. O zaman çok iyi anlayacak, eserlerindeki sözlerini yerine oturtturacaklar. Çünkü usta yaşarken başına gelen her olaya bir türkü yazmış.”
Çekimler İstanbul’un yanı sıra Kırşehir ve Ankara’da gerçekleştirilecek
Filmde, sanatçının derlediği anonim türkülerden oluşan bir soundtrack albümü hazırlayacaklarını ve bu anlamda da eserlerin özgürleşeceğini kaydeden Uslu, “Türküleri özgürleştirmek istiyoruz. Çünkü ustanın bir sürü vasiyeti var video halinde; ‘Benim türkülerimi serbest bırakın. Benim türkülerimi Anadolu’nun gençlerine okutun. Garipler okusun. Onlardan para almayın’ diye videoları var. Maalesef bugün benimle hukuk mücadelesi veren kişiler, bunu hiç göz önüne almıyor. Asıl vasiyetse, bu vasiyet. Bugün büyük ustanın başka vasiyeti var diye çıkıyorlar. Öyle bir vasiyet yok. Zamanı geldiğinde açıklayacağım.” dedi.
Mustafa Uslu, filmdeki oyuncuları profesyonel isimler arasında seçmediklerinin altını çizerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çünkü oyuncular hem bozlak okuyacak hem de çalıp söyleyeceklerdi. Bozlak okumasını, bağlama çalmasını, Neşet Ertaş gibi söylemesini oyuncuya öğretmek dünyanın en zor şeyi. Biz onun yerine Anadolu’dan Neşet Ertaş kültürüyle, felsefesiyle yetişmiş, onun yolunu kendine yol, ışığını ışık bellemiş ve onun felsefesiyle büyümüş iki genç kardeşimizi bulduk. Birisi gençliğini. Birisi yaşlılığını oynayacak. Onun dışında Zara’dan, Melisa Aslı Pamuk’a kadar geniş bir oyuncu kadromuz var. Çekimler de çok iyi gidiyor. 31 gün İstanbul’da çekimimiz var. Sonra Kırşehir, arkasından da Ankara’ya gideceğiz.”
Filmin oyuncu kadrosunda ayrıca Melisa Aslı Pamuk, Yüsra Geyik, Toygan Avanoğlu, Serkan Köksal, Selin Genç, Rüzgar Aksoy, Ayça Damgacı, Bahtiyar Engin, Caner Kurtaran, Yiğit Mahzuni, Celal Öztürk, Gözde Kansu, Renan Bilek, Cemal Toktaş, Atay Yıldız, Cansu Fırıncı, Kemal Başar, Mehmet Esen, Ali Tutal, Erhan Uslu, İmren Çapanoğlu, Ersin Faikzade, Cenk Gürpınar, Hasan Ali Mete, Halil İbrahim Kalaycıoğlu, Erkan Kolçak Köstendil, Doğan Tokel, Asaf Doğan ve Ayhan Pekbilgin yer alıyor.
Müzik direktörlüğünü Yıldıray Gürgen’in üstleneceği filmin yönetmen koltuğunda ise Ömer Faruk Sorak ve Berker Berki oturuyor.