İzmir 41. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya Çakıroğlu’nun annesi Özlem Erdem, babası Fuat Mahir Çakıroğlu ile sanık Prof. Dr. Candeğer Yılmaz ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmada söz alan Özlem Erdem, oğlunu Atatürk sevgisiyle ve bağımsızlığın önemini bilerek yetiştirdiğini söyledi.
Oğlunun 2011’de üniversiteye geldiğinde ve üniversite içinde terör örgütü PKK’nın bayraklarının olduğu stantları görüp devirdiğini anlatan Erdem, şunları kaydetti:
“Oğlum bana bu olayı daha sonra anlattı. Orada bebek katilinin fotoğrafları varmış. Fırat, tahammül edemiyor ve yumrukla yıkıyor. O şekilde başlıyor mücadelesi. Ülkücü gençler de Fırat’ın mücadelesini gördüler. Fırat, birçok yere PKK’nın bayraklarının asıldığını, teröristlerin reklamlarının yapıldığını söylüyor ve ‘Alışırsın, biz azınlıkta kaldığımız için bir şey yapamıyoruz.’ diyorlar. Fırat, bunu kabul etmiyor ve üniversitede tek başına mücadele ederken öğrenci kılıklı PKK’lılar tarafından hedef gösteriliyor. Yine Fırat’ım festival şeklinde ‘şenlik’ adı altında çadırlar kurulduğunu, çadırların içinde silahların olduğunu söyledi. PKK sloganları atılıyor ve hocalar odalarında saklıyormuş bu silahları. Fırat, başarılı bir öğrenciydi ancak sınavlara bile arkadaşlarının eşliğinde girebildi. Tek başına PKK’lılarla mücadele etti ama bir sürü yere de başvuru yaptı. Ege Üniversitesi gibi bir yerde böyle bir şeyin olacağı aklımın ucundan geçmezdi.”
“İdareciler oğlumu koruyamadı”
Okulda oğlunun fotoğraflarının asılıp üzerine çarpı konulduğunu kaydeden Erdem, “Bunları nasıl kimse görmedi?” diye sordu.
Oğlunun okulda Atatürk ve bayrağa saygı yürüyüşü düzenlediğini ve hedef haline geldiğini anlatan anne Erdem, şunları dile getirdi:
“Bir anne, kadın nasıl dayanıyor bu duruma? Fırat hedef gösterilince Atatürk ve Bayrağa Saygı Yürüyüşü düzenledi. Burada iyice hedef oluyor çünkü birçok kişiyi bir araya getirip mücadele ediyor. 1-2 senelik bir şey değil. Fırat’ım mücadele ederken oranın idarecileri oğlumu koruyamıyor. Sırf kendisini korumak için 6 ay uzaklaştırma aldı. Bir evlada nasıl kıyıldı? Rektörün annelik duygusu ve hissiyatı farklı olmalıydı. Ben adalete güveniyorum. Suçluların en ağır cezayı alacağına inanıyorum.”
Baba Fuat Mahir Çakıroğlu da davaya oğlunun kabrinden geldiğini belirterek, “Suçlulara en büyük cezaların verilmesini istiyorum. Savunulacak hiçbir yerleri yok. En azından sicillerinin bozulmasını istiyorum.” dedi.
“Kusurumun olduğunun düşünülmesi beni çok üzdü”
Eski Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.
Görevini en iyi şekilde yaptığını savunan Yılmaz, “Kusurumun veya ihmalin olduğunun düşünülmesi beni çok üzdü. Üniversitede gerçekleşen olaylarla ilgili soruşturma açıldı veya açılmasıyla ilgili fakültelere gerekli yazıları gönderdik. Disiplin soruşturmasını kimin yapacağı net bellidir. Üst yönetici olarak disiplin soruşturmalarını takip etmek benim görevim değil.” dedi.
Savunma esnasında baba Çakıroğlu’nun görevini iyi yapmadığını söylemesi üzerine Yılmaz, kendisini rahat hissetmediğini belirterek savunmasını yarıda bıraktı.
Taraf avukatları da müvekkilinin kendisini kötü hissetmesi nedeniyle savunma yapamayacağını dile getirerek, savunma için ek süre talep etti.
Hakim, ek süre talepleri nedeniyle duruşmayı 14 Şubat’a erteledi.
Çakıroğlu ailesinin avukatı ve İzmir Ülkü Ocakları Başkanı Avukat Bekir Sıtkı, davanın sonuna kadar takipçisi olduklarını belirterek, “Türk adaletine güveniyoruz, dava sürecini uzatma çabalarının boşa çıkacağını tüm kamuoyuyla beraber önümüzdeki günlerde müşahede edeceğiz.” dedi.
Olay
Ege Üniversitesinde 20 Şubat 2015’te öğrenciler arasında çıkan kavgada Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü 4. sınıf öğrencisi Fırat Yılmaz Çakıroğlu hayatını kaybetmiş, 7 kişi yaralanmıştı. Gözaltına alınan Sosyoloji Bölümü 4. sınıf öğrencisi Nurullah Semo tutuklanmış, 7 zanlı adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.
Semo, “kasten öldürmek” ve “devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozmak” suçlarından ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmıştı.
Yükseköğretim Kurulu, EÜ öğrencisi Çakıroğlu’nun üniversite yerleşkesinde öldürülmesinde ihmali olduğu iddia edilen, aralarında Candeğer Yılmaz’ın da bulunduğu üniversitenin bazı eski yöneticileri hakkında soruşturma izni vermiş ve haklarında dava açılmıştı.