Deneyimli teknik adam, Florya Metin Oktay Tesisleri’ndeki sohbet toplantısında bir araya geldiği basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Yeni sezon öncesi transfer çalışmaları hakkında bilgi veren Terim, şu ifadeleri kullandı:
“Transferlerimizin durmayacağını söyledim. Ben bir kabuk değiştireceğimizi düşünüyorum. Yakın zamanda başka tedbirler olabilir. Sadece genç almak için değil. Hem işimize yarayacak hem tam isabet, inandığımız, güvendiğimiz, genç, yaşını almış ayırt etmeden devam edeceğiz. Zamanlama çok önemlidir. Bir transferi siz bulduğunuz anda küçük bir rakama bitirmezseniz bir sonraki sene karşınızda büyük rakamlar görebilirsiniz. Kafamda beni yansıtan, beni tanıdığınız baskı, pres, kontra pres yapabilecek ve pası oynayabilecek bir oyun ortaya koymaya çalışıyorum. Biraz daha enerji katmaya çalışıyorum. Bunun ekonomisi ucuz diye bazılarını almıyoruz. Transfer için sadece ekonomiyi bir argüman olarak düşünmeyelim. Yetenek olması, sonradan para kazanmayı düşünmemiz gibi birçok argüman var.”
“Morutan için çok yüksek paralar konuşuluyor”
Rumen futbolcu Olimpiu Morutan’ın sarı-kırmızılı takıma transfer olacağı iddialarıyla ilgili görüşlerini aktaran Fatih Terim, şunları kaydetti:
“Morutan’ı ilk olarak 2017’de izlemişiz. Juventus Bükreş ile oynadığı bir maçta scout grubumuz izledi. O da Botoşani’de oynuyordu. Belki o zaman ikinci ya da 3. ligde bir takımımız olsaydı alıp gelişimini orada tamamlayabilirdik. Çok ufak bir paraya da alınabilirdi o dönemde. Şu felsefenin oturması lazım. Türkiye’de alınan oyuncunun genç de olsa, yaşı da olsa hemen anında katkı vermesi bekleniyor. Gelişim çağında oldukları bazen unutuluyor genç oyuncuların. Morutan, daha sonra Romanya içerisinde transfer yapıyor. Biz o zaman o yaşta alabilseydik gelişimini bizde sağlayacaktı. Şimdi ise çok yüksek paralar konuşuluyor. Çok beğendiğimiz bir oyuncu ama o seviyelere çıkmamız mümkün değil. Beğeniyorum, ilerleyen yıllarda daha da iyi olacağını düşünüyorum.”
Morutan’ın transferi için istenen bonservis bedelinin çok yüksek olduğuna dikkati çeken deneyimli çalıştırıcı, “Şu anki durum, rakam olarak bize çok yüksek. O seviyelere çıkmamız mümkün değil. Bonservisiyle ayrılanlar olabilirse mümkün ama yine de rakam yüksek. Konuşulur. Önemli olan limit. Limitimizi açabilecek bir hamlemiz, ayrılan arkadaşlarımız olursa düşünülebilir. Şu anda konuşulmadı. Duyduğumuzu söylüyorum. Yazılanlar ve duyduğumuz, rakamların büyük olduğu yönünde. Belki bir gün resmi olarak oturulursa, gerekli ve uygun şartlarla hamlemizi yapabiliriz.” diye konuştu.
“Falcao ve Feghouli’ye teklif yok”
Fatih Terim, yüksek maaşları nedeniyle takımdan ayrılacakları öne sürülen Radamel Falcao ve Sofiane Feghouli için şu ana kadar herhangi bir teklif almadıklarını söyledi.
Takımdaki genç oyunculara transfer tekliflerinin bulunduğunu aktaran Terim, “Falcao ve Feghouli’ye şu an teklif yok. Jimmy Durmaz’ın bir durumu var. Bazı genç oyuncularımızı istiyorlar. Mümkünse bazı genç oyuncularımızı tutmak istiyorum, Atalay ve Kaan gibi. Onları bırakmak istemiyorum. Bir kısmını oynamaları için vereceğiz. Eğer gitmeme niyetinde olan varsa kadro mühendisliğimize saygı duyacaklar.” ifadelerini kullandı.
“Stoper almayı düşünüyorum”
Transferin dinamik bir süreç olduğunu belirten Fatih Terim, şunları ifade etti:
“Bitinceye kadar kimse ne yaptığınızı bilemez. Benim listem üç kişide var. Bende de duruyor. Her an gidebilir düşüncesi vardı Diagne ile ilgili. Kendisi de bazı yerlerde bunu istediğini söylemişti. Yarın başka bir imkan, teklif gelebilir. Öyle bir şey size sunarlar ki bu rakam nereden çıktı dersiniz, inanamazsınız. Dönem transferi yapmak zorunda olduğumuz zamanlar vardı. Diagne’yi biz aldığımız zaman, Ozan Kabak’tan gelen parayı ancak o dönemde harcayabiliyorduk. Finansal fair play gereği kış döneminde kulübün kasasına giren transfer parasını yazın bonservise taşıyamıyorduk. O dönem Diagne’yi aldık, iyi ki de aldık, şampiyon olduk. Luyindama için olağanüstü oynarken, çaprazının kopması, onu 6-7 ay geriye attı. Her gün daha iyi olacağını düşünüyorum. Stoper almayı düşünüyorum. Şu an için yabancı bir stoper düşünüyoruz. Geldik, Ndiaye’yi büyük rakama sattık. Ozan’dan, Rodrigues’ten, Gomis ve Fernando’dan büyük rakamlar aldık. Taraftar ister. Bu da doğal; ama geçen gün de söyledim. Kafamdaki, aklımdakini yapabilecek bir takım sahada istiyorum.”
Türkiye Futbol Federasyonunun (TFF) yaptığı değişikliğin ardından yeni sezonda Süper Lig kulüplerinin kadrolarında en fazla 14, sahada ise aynı anda en çok 8 yabancı futbolcu bulundurabileceğiyle ilgili görüşlerini aktaran Terim, şunları kaydetti:
“Yasakların bir fayda getireceğini düşünmüyorum. TFF böyle bir karar almışsa yapacak bir şey yok. Bunun zorluklarını da size bir örnekle gösteriyorum. 3 Türk’ü koyduk. Oyuncu santrfor sakatlandı. İkinci santrforun yerli değilse ve iyi değilse iki oyuncu çıkaracaksın. Bir santrfor, diğeri kime denk gelirse. Biz onu daha önce hesaplarız elbette. Zaman zaman bu sıkıntılar olacak. Futbol size aynı anda bilmediğiniz yerden sorar. Bursaspor maçında 30 dakikada üç oyuncumuz sakatlanmıştı. Böyle baktığınızda birtakım sıkıntılar çekeceğiz. ‘Gidiyorsunuz, yaşlı yabancıları buluyorsunuz’ diyorlar, serbest bir sistem. İsteyen istediğini alır. Bu sıkıntılar olacak. Ben her takımın yeteri kadar Türk oyuncuyu bünyesinde bulundurduğunu düşünüyorum. Geçen sene de, evvelki sene de. ‘Ben hak ettim, benim yerime yabancı oyuncu oynadı’ diyebilecek Türk oyuncu var mı? TFF diyor ki ‘Ben bir sene evvel bunu ilan etmiştim’, Kulüpler Birliği Vakfı herhalde bundan yana değil. Sonuçta bunu yöneten TFF, düşüncelerine saygı duyacağız.”
Yabancı futbolcu konusunda serbestlikten yana olduğunu ve Türkiye Futbol Direktörü olduğu dönemde bunu gerçekleştirdiğini ifade eden 67 yaşındaki teknik adam, şöyle konuştu:
“Bu kuraldaki katkımı zaten hepiniz biliyorsunuz. Bakış açımı da biliyorsunuz. Serbestlikten yanayım. Bunu da her vesile ile söylüyorum. Geçen sene kural içerinde 15 tane Türk oynatmışım. Hiçbir mecburiyetim yoktu. İstediğim yabancıyı oynatabilirdim. Bir defa daha söylüyorum. 14 Türk mecburiyeti var. 14 yabancı mecburi değil ama 14 Türk mecburi. Bu bir Türk kuralıdır. O gün Yıldırım Demirören ile birlikte kulüp başkanlarına ben ifade ettim. ‘Bu bir devrim’ dediler. Bir yabancıya 50 bin dolar, ikinci yabancıya 100 bin, üçüncüsü de 200 bin dolar… Bu paranın da genç oyuncuların eğitimine aktarılmasını istedik. Altyapıdan gelen oyuncuya iki misli, normal Türk oyuncuya bir misli olarak. Türk gencini oynatan kulüplere bayağı bir rakam geri dönecekti. Sonradan bu, kulüplerin ricasıyla kısıtlandı. Çok yüksek rakamlara Avrupa’da bu parayı alamayacağı için kendi kulübünde yedek oturanlar vardı. Onların gitmesini istedim. Tarihin en fazla Türk oyuncusu oynuyor dışarıda. Bu, o kuralın bir neticesidir. Ne olursa olsun Anadolu kulüpleri önemli bir araştırmayla, kendi ekonomik yapılarına uygun oyuncular aldılar. Dolayısıyla büyük takımlara kafa tuttular. Ligin kalitesi arttı. O kural Türk futbolcularına yararlı olmuştur.”
“Bir yandan transferle uğraşıyoruz, diğer taraftan Florya’yı dizayn ediyoruz”
Yeni sezon öncesi kendisini iyi hissettiğini ve hem transfer çalışmalarıyla hem de Florya Metin Oktay Tesisleri’yle ilgilendiğini belirten Fatih Terim, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gayet iyiyim. Sezona hazırlanıyoruz, UEFA’ya hazırlanıyoruz. Bir yandan transferlerle uğraşıyoruz, diğer yandan Florya’yı tekrar dizayn ediyoruz. Takdir edersiniz ki 7 Eylül’e kadar olan zaman biraz hareketli geçecek. Bir aydan fazla zamanımız var. Onun için de değişimi en iyi şekilde kullanmak istiyoruz. Yukarıdaki sahayı kaldırdık, ambarın yanındaki geniş bir alan vardı. Onları normal yediye yedi bir saha yaptık. Pres sahası yaptırmıştım çok önce. Onun da zeminini kaldırdık. Üçü birden hazır olacak. Hem altyapımızın hem bizim daha rahat antrenman yapma imkanı olacak. Başkana sorduğum zaman Kemerburgaz’ı net bir cevap aldım. ‘En az 25 ay sürer hocam.’ dedi. Biz ona ülke şartlarını düşünerek biraz daha koyalım. Epey bir süre daha buradayız. O yüzden bunları yapmak zorundayız. Bu arada soyunma odamızı arkadaşlarımız yapıyor. Müdahale ettiler sağ olsunlar. Hummalı bir çalışma var burada. Hem biz hem altyapımız daha rahat imkanlarla antrenmanlara devam edeceğiz. Ligdeki ilk iç saha maçını Türk Telekom Stadı’nda oynayacağız. Alt zeminin değişmesi lazımdı. O çalışma gerçekleştirildi. Hatayspor maçını orada oynayabileceğiz gibi görünüyor.”
“Önümüzdeki dönemde daha fazla birlikte olacağız”
Fatih Terim, yeni sezonda basın mensuplarıyla daha sık bir araya geleceklerini kaydetti.
Sarı-kırmızılı futbol takımının antrenmanlarının son dönemde basın mensuplarına fazla açılmaması ile ilgili yapılan eleştirilere cevap veren Terim, şu görüşleri aktardı:
“Yüzde yüz hak veriyorum bu konuya. Bundan biz de sıkıntılıyız. Bu sürecin büyük bir bölümünü pandemi olarak düşünecek olursak burada sizin de hak vermeniz lazım. Pandeminin dışında hak veriyorum. Oradan biz de kulüp de muzdaribiz. Olaya uzak kalır iseniz bu sefer haberlerde sıkıntı oluyor. Bizim de hoşumuza gitmeyen hatta zaman zaman hak etmediğimiz bazı şeyler oluyor. Açmaktan yana bir sıkıntım yok. Yeter ki fiziki şartlar müsait olsun. Daha fazla açmaya çalışırım. İki tarafta da suçlu aramayalım. Biz çözüme bakalım. Burayı açalım. En azından haftada bir defa açalım. Bunu bu sene daha sık yapalım. Önümüzdeki dönemde daha fazla birlikte olacağız.”
Kongre sürecinde sessiz kalması ve oy kullanmaması
Fatih Terim, sarı-kırmızılı kulübün kongre sürecinde sessiz kalması ve kongrede oy kullanmamasıyla ilgili şu ifadeleri kullandı:
“Benim çalıştığım hiçbir dönemde seçime müdahil olmadığımı iyi bilirsiniz. Oy kullanmadım ve hiçbir zaman müdahil olmadım. Doğru bulmuyorum. Ben gelmediğim gibi aileden kimseyi de getirmedim. Burada çalışmış teknik heyet ve arkadaşlarım dahil kimseye müsaade etmedim. Oyumu kullandığım başkan seçilirse onun antrenörü mü olayım yani? Oy kullandığım başkan adayının hocası olmam. Benim böyle bir prensibim var. Eğer bir gün çekilirsek tabii ki etkimizi, yetkimizi, sevgimizi kongre salonlarından daha rahat görme imkanı olur. Boş olduğum zaman gittim oy kullandım; ailemle de kullandık; ama özellikle bu sefer kullanmadım. Düşünün ki önce avukatımızdan ayrıldık.”
“Limitimiz olsa Haaland transferini bitirme noktasına gelecektik”
Almanya ekibi Borussia Dortmund’da oynayan Norveçli golcü Erling Haaland ile yıllar önce anlaşma noktasına geldiklerini anlatan Fatih Terim, şunları kaydetti:
“Biz onu 20 Yaş Altı Şampiyonası’nda izlettik, canlı olarak da daha sonra bir lig maçı için Norveç’e Ümit Davala ile Necati Ateş’i gönderdim. Oradan beni aradılar, ‘Hocam, tüm scoutlar burada, elimizi çabuk tutmazsak alırlar.’ dedi. Canlı seyrettiriyorum. Biri santrfor, öbürü bek oynamış ama her yerde de kullanmışız futbolculuk döneminde. O gün limitimiz olsaydı, 8-9 milyona transferi bitirme noktasına gelecektik. Juventus, Manchester City, Manchester United hepsi orada. Şu an Avrupa’nın en önemli oyuncusu. Martin Linnes ile beraber Norveç’in aynı şehrinden olduğu için iletişim kurduk, babasıyla görüştük. Oyuncuyla anlaşma noktasına geldik. Maalesef, Norveç’ten hiç çıkmamış 20 yaşında bir oyuncuya o dönem 8-9 milyon versek, neler olabilirdi Türkiye’de, siz tahmin edin. Şimdi 150 milyon avro”
Haaland gibi birçok oyuncuyu takip ettiklerine ancak yüksek bonservis bedelleri konusunda Avrupa kulüpleriyle rekabet etmenin zorluğuna dikkati çeken Terim, “Moder, Polonya’da yakaladığımız oyunculardan biri. Onu çok istedik. Sonra milli takımda oynadı ve değeri birden arttı. Brighton 11 milyon avro verdi. 11 milyon verdi ve ocak ayında oyuncuyu kulübe bıraktı. Bakın, Brighton. Diğerlerine gelmiyorum. Rekabet ortamını anlatmak istedim. Bunlarla rekabet ediyorsunuz. Bunlardan biz çok buluyoruz. Scout ekibimizin ben gittiğim zaman kalmasını istedim. Dünyanın her tarafıyla ilişkileri var. Dünyanın bildiği, herkesin bildiği, ama scout ekibinin bilmediği hiçbir oyuncu yok. Bu kadar net söylüyorum. Hani bazen diyorlar ya, ‘Nasıl bulamıyorsunuz bu adamları, şurada şöyle bir adam var’ diye. Bizim çok yüksek rakamlı bir datamız var, takip ediyoruz.” şeklinde görüş belirtti.
Hayata geçirmek istedikleri pilot takım projesiyle ilgili de görüşlerini aktaran Fatih Terim, “Bir 2. veya 3. Lig ekibi ile ilişki kurabiliriz. Teknik adamını bizim verdiğimiz, oyuncularımızı oynatabildiğimiz bir proje yapmayı düşünüyoruz. Kendi hocamızı verdiğimiz, kendi oyun sistemimizi oynayan, oyuncu grubunun 2. veya 3. Lig’de oynayan bir takımda olması yetişmede bize çok faydalı olacak gibi. Yerli kazanmak adına bunu söylemiyorum. Bunu bir an önce hayata geçirmemiz lazım.” değerlendirmesinde bulundu.
Hollanda ekibi PSV ile oynadıkları UEFA Şampiyonlar Ligi 2. eleme turu maçı öncesinde düzenlenen basın toplantısında kullandığı “Üç sene” ifadesine açıklık getiren Fatih Terim, şunları kaydetti:
“Üç seneyi şunun için söyledim. Yönetimin süresi üç sene. Benim mukavelem üç sene. Galatasaray’da mukaveleye sene koymayız. Sonuç olarak ben kimseye, ‘Bana üç sene sabredin’ demem. Ben en genç teknik adam olarak o yıllarda milli takıma geldiğimde ilk verdiğim beyanatımda, ‘1923’ten beri sabretmiş bir ülkeye sabrı nasıl söyleyeyim.’ dedim. Tek söyleyemeyeceğim şey sabırdır. Söylemlerimin üç sene olmasının sebebi, bu üç sene içerisinde bir şeyler yapacağız demektir. Yeni bir şey kuracağız. Yıllık ve kısa vadeli düşünmeyin. Kısa vadede elbette bir şey bırakacak değiliz. Kastım buydu. Herkese başarılı olmasa da zaman verirler; ama herkesi şampiyonluklara alıştırdığımız için… Zaman zaman kupaları, şampiyonlukları ve başarıları ben hatırlatmak zorunda kalıyorum. Hiç kolay yıllar geçirmedik. En iyi Galatasaraylılar biliyor. Her cephede. Benim üç senem hiç kimsenin alınacağı, darılacağı bir durum değildi. Keşke böyle açıklasaydık ama ben anlaşılır diye düşünmüştüm.”
Transfer çalışmaları
Fatih Terim, sarı-kırmızılı takımın transfer görüşmelerinde bulunduğu futbolcular Rachid Ghezzal, Ezgjan Alioski, Alex Moreno, Gedson Fernandes, Halil Dervişoğlu, Henry Onyekuru ve Kaan Ayhan ile ilgili şu görüşleri aktardı:
“Bir maç kaybettik, sonra bir yazı. ‘Şunları getirdik, hoca beğenmedi.’ Külliyen yalan. Alioski’den başladı iş. Okuyorum Alioski’yi getirdik, beğenmedi diyorlar. Beğenmedim değil. Senelik 2,5 milyon avro ve bonus istiyor. Rakamlardan vazgeçtim. Alioski nereye gitti? El Ahli’ye gitti. Nasıl anons ettiler takip ettiniz mi? ‘Yeni aldığımız orta saha oyuncusu’ diye. Biz buralarda kalırsak iş yapamayız. Alioski tam bir sol bek değil. Çocuğu da kötülemeyelim. İyi oyuncu, bir itirazımız yok. Neden istemeyeyim uygun olmasa? Alex Moreno’yu istedik, Real Betis vermedi. Gedson’u vermek istemediklerini söylediler. Transfer dinamik bir iştir. Yarın başka bir kapı açılabilir. Nasıl bize geçen sene verdilerse, bu sene de faydalanmak istediklerini söylediler. Halil’le ilgileniyoruz, uğraşıyoruz ve istiyoruz. Başkanımız bizzat kendisi kulüplerin başkanlarına veya CEO’larına telefon açıyor. Görüşmeler sürüyor. Hazırlık kampından döndükten sonra bir karar verecekler. Onun için biraz zaman gerekiyor.
Avrupa’nın birçok yerinde 1 Eylül’de transfer sezonu kapanacak. Bizim 8 Eylül’de kapanacağı için 7 günümüz var. Bu 7 günde umarım bir veya iki fırsat transferi yapma imkanımız olur. Olacağına da eminim. Öyle hissediyorum. Ben Henry’yi severim. Kimse istemezken biz aldık. Satın alma opsiyonunun tamamı 9 milyona yakın oluyordu. Yüzde 50’si 4 milyon 350 bin avro. Öbür tarafa 5’e gitti. Biz de onu çok istedik ama bazen olmuyor. Eski yönetim de çok almak istedi. Değişim dönemine denk geldi. Henry’yi hepimiz çok severiz, isteriz. Ama transfer, kendi dinamiği içinde bazen olmuyor. Kaan Ayhan’ı iki sene istedik. Geçen sene iki milyon avroya da alabilirdik, alamadık.”
“Ön yargılı değil, pozitif bir adamım”
Türkiye Futbol Federasyonuna (TFF) karşı herhangi bir ön yargısının bulunmadığını vurgulayan Terim, TFF’de kurulların seçimle göreve gelmesiyle ilgili yapılan statü değişikliğine dair ise şunları kaydetti:
“Ön yargılı değil, pozitif bir adamım. Söyleyeceklerimden çekinmem. Yeni sezona başlarken her şeyin çok daha güzel olduğuna inanıyorum. Yermesini bildiğim gibi kişiler ve kurumları övmesini de bilirim. Buna hazırım. Umarım eşit, adaletli ve herkesin mutlu olduğu bir yıl olur. Bence doğru bir karar (Kurulların seçimle göreve gelmesi) ve sistem değişimi yüzde yüz olacak. Kulüplerin işin içerisinde olması çok önemli. 13 temsilci seçilecek, 46 kişiyle onlar temsilci seçecek. Tarafsızlığı getirecek. Bizim kararlarımızı yıllarca beraber kitap yazanlar, aynı büroda çalışanlar verdi. Kulüpler Birliği Vakfının daha güçlü olduğunu görüyorum. Ciddi kararlar alıyorlar.”