Altaylı’nın bugünkü yazısından ilgili bölüm şöyle:
Arlı olmanın ayıp, arsız olmanın ise makbul olduğu bir ülkeye dönüşünce, haliyle ayrık otu gibi ortada kalıyorsun.
Haliyle sözde meslektaşların tarafından “yalancılıkla” suçlanıyor en azından bu suçlamalara aracılık ediyorsun.
Müthiş bir başarı ile tamamladığımız Avrupa Futbol Şampiyonası finalleri öncesi bir yazı yazdım ve TRT’nin bu finallere 100 kişiyi davet ettiğini yazdım.
Bunu doğru bulmadığımı, bizim vergilerimizle yaşayan bir kurum olan TRT’nin turizm şirketi olmadığını belirttim.
TRT’nin Genel Müdürü İbrahim Eren, Ali Eyüboğlu isimli bir magazin yazarı ile bir röportaj yapmış ve elbirliği ile beni yalanlamışlar.
Genel Müdür, magazin yazarına “Kasamızdan para çıkmadı. Buraya getirdiğimiz misafirlerimizin uçak ve otel masraflarını reklam müşterimiz ETS Tur karşıladı. ETS Tur’la barter yaptık” demiş.
Bu ne demek.
ETS Tur uçak biletlerini ve otel masraflarını karşıladı, biz de bu iş karşılığında ETS Tur’a reklam yeri verdik demek.
Peki onca insanı maç izlemeye götürmemiş olsanız ETS Tur size ne verecekti?
Tabii ki, para.
Ha parayı alıp bilet ve otel paralarını ödemişsin.
Ha parayı almadan ETS Tur’a bilet ve otel paralarını sen öde demişsin.
Ne farkı var.
Ahmak mıyız biz!
Ve siz Ali Eyüboğlu.
Bu şahane röportajı nerede yaptınız İbrahim Eren’le?
İnşallah Bakü’de ya da Bakü yolunda uçakta değildir.
Bu arada bu rezaletin yeni farkına varanlara da gülüyorum.
Yine geç olması hiç olmamasından iyidir.
Di mi Ali Eyüboğlu Bey!
Sponsor başka kamu yayıncısı başka
Şunu da ekleyeyim.
Bu tip turnuvalara sponsor olan özel şirketler bu organizasyonlara elbette müşterilerini, taraftarları, medyayı götürebilirler.
Zaten bu turnuvaları organize eden FIFA, UEFA gibi kurumlar tribünlerin büyük bölümünü bu sponsorlara tahsis ederler.
Sponsorlar da halkla ilişkiler faaliyeti ve müşteri ilişkileri açısından bu turnuvalara insanları götürebilirler.
Sonuçta bu firmalar halkın vergileri ile yaşayan kuruluşlar değildir.
Ama TRT gibi kamu kurumları, kamu parasını böyle harcayamazlar.