Altaylı,“Genç bir kıza tecavüz ettiği iddiası ve bu tecavüz sonrası genç kızın intihar etmesi nedeniyle yargı önünde olan Musa Orhan’ın tutuksuz yargılanması toplum vicdanını başından beri derinden yaralayan ve yargıya güveni, inancı sıfırlayan bir rezaletti. Düşünce suçu iddiasıyla yargılananların hapiste, tecavüz ve ölüme sebebiyet iddiasıyla yargılananların ise sokakta olduğu bir ülkede hiç kimse o yargıya zerre saygı duymaz, duyamaz” ifadesini kullandı.
Altaylı, “Oyuncu bir genç kadın, Ezgi Mola da bu rahatsızlığı yüksek sesle dile getirdi. Dile getirirken de, tecavüz sanığı için “şerefsiz” kelimesini kullandı. Aslında eleştirisi yargıya ve sisteme idi. Ama sanığa hakareti sanığın şikayeti nedeniyle suç sayıldı. Şimdi o da yargılanacak. Gönlümüz Ezgi Mola ile birlikte çünkü bu adalet anlayışı hepimizi adaletten soğutuyor ama haklı bile olsak kimseye hakaret etme özgürlüğümüz yok. Katile katil, hırsıza hırsız, tecavüzcüye tecavüzcü, sapığa sapık deme hakkımız yok” dedi.
Altaylı, şöyle devam etti:
“Diyebilirsiniz ki, ‘Yargı ne yapsın yasa böyle.’ Yoo, savcı gayet rahat bir biçimde ‘Burada kişi adı zikredilmemiş, genel bir eleştiridir’ diyerek şikayetçiyi geri çevirebilirdi. Ama yapmamış. İş bu hale gelince Ezgi Mola gönüllerde haklıdır ama yasa önünde haklı değildir. Bir gariptir adalet sizde. Eşinden boşanmak isteyeni 5 yılda boşamaz. Ama eşini öldüreni iki yılda serbest bırakır. Sonra da ağlaşır ‘Yargıya güven yok’ diye. Sizce olmalı mı!”