Eşinin suyla haşladığı Rukiye Ay: Çocuğumun gözünden akan tek damla yaşa tahammülüm kalmadı

Eşinin-suyla-haşladığı-Rukiye-Ay--Çocuğumun-gözünden-akan-tek-damla-yaşa-tahammülüm-kalmadı

Konya’da eşinin çocuğu ve kendisinin üzerine “Gece uykusuz kaldım, beni niye uyandırdın” diye kaynar su döktüğü Rukiye Ay, şimdi kendisine yeni bir yaşam kurmaya çalışıyor. Bugün doğum günü olan Ay, “Sağlık ve çocuğumun artık gözünden akan tek damla yaşa tahammülüm yok, hep gülsün istiyorum” diyor. Eşinin gereken cezayı almasını isteyen Ay, “Eğer benim eşim beni yaktığı için 3 yıl yatıp çıkacaksa, birçok kadın yanacak” diyerek yargı sistemine çağrıda bulundu.

Konya’da 18 yaşında evlenen Rukiye Ay, 6 yıldır yaşamını paylaştığı eşinin hayatını kabusa çevirdiği bir sabaha uyandı. Kahvaltıyı hazırlayıp uyandırdığı eşi ise demlikteki sıcak suyu üzerine döktü. Ali Ay, “Gece uykusuz kaldım, beni niye uyandırdın” demekle yetindi.

Üzerine su dökülen Rukiye çaresiz kaldı, ne yapacağını bilemedi. Polise ve ailesine haber vermemesi için Ali elinden telefonu aldı. Rukiye o an telaş içindeydi, 2 yaşındaki çocuğu Eylül Tuana’nın ayağına da kaynar su dökülmüştü.

Rukiye üzerine yapışan tişörtü çıkardı, kimseye ulaşamadı, yardımına yetişecek kimse yoktu. Evden çıkmaya çalıştı. Sonunda kapıyı açtı ve karşı koşmuşuna sığınabildi. Ali hemen arkasından koştu, içeri girmeye çalıştı. Komşu Ali’yi içeri almadı, polisi ve sağlık ekiplerini aradı. Rukiye canını zor kurtarmıştı.

Rukiye hastaneye kaldırıldı, fakat acısını çocuğunun ayağı sargıya alındıktan sonra hissedebildi. Ali ise gözaltına alındı, ancak ifadesinin ardından serbest kalabildi. Ali’nin serbest kalmasının adı “Adli kontrol” idi, fakat Rukiye’nin can tehlikesi devam ediyordu. Rukiye hastanede kaldığı süreçte ise günler geçmiyordu, çocuğu yanında değildi ve onu özlüyordu. Hastane gecelerini Rukiye, “Gecelerin bu kadar uzun olduğunu bilmiyordum. Ben bir anneyim, çocuğum geceleri uyanıyordu. Diyordum geceler ne kadar kısa, hemen sabah olurdu.  O sabaha çıkmaz dediğim gecelerden çıktım” diye anlatıyor.

Rukiye hastanedeyken ‘adli kontrolle’ serbest kalan Ali, onun ailesini aradı ve “Evde modem var, modemi verin” dedi, eşini ve çocuğunu sormadı bile.

‘BEN GECE ACI ÇEKERKEN, O NASIL ELİNİ KOLLUNU SALLAYARAK GEZİYOR’

Rukiye acılar içinde hastanede yatarken ailesi ona Ali’nin serbest kaldığını söyleyemedi. Rukiye sonunda serbest kaldığını öğrendi, acılar içinde uyumaya çalışırken “Ben bu acıyı çekerken o nasıl elini, kolunu sallayarak geziyor” diye düşünüyordu. Olacak gibi değildi, can tehlikesi sürüyordu. Rukiye olayı medyaya haber verdi, kamuoyu oluştu ve Ali sonunda tutuklanabildi.

Konya’da yaşanan bu şiddet, aslında Türkiye’nin her yerinde yaşanıyordu. Rukiye’nin başına gelen birçok kadının başına gelmişti. Aile Bakanlığı ise Rukiye’yi sadece “Çocuğun ve senin için psikolojik aile yardımı sağlayabiliriz, sığınma evinde kalabilirsin” dedi.

Ali, Rukiye’ye “’Cezaevine gireceksem bile tam hakkıyla girerim. Yaptığım işi yarım bırakmam. Şimdi seni öldürsem 5 yıl alırım. 3 yıl yatar çıkarım” diye tehdit mesajları göndermişti. Şimdi Rukiye adalete sesleniyor, “Eğer benim eşim beni yaktığı için 3 yıl yatıp çıkacaksa, birçok kadın yanacak” diyor.

‘HUZURLU BİR YUVA İSTİYORUM’

Rukiye’nin yaşamına CHP Kadın Kolları Başkanlığı da dokundu. Rukiye, şimdi tek isteğini “Kızımla kimsenin bizi üzmeyeceği, canımızı yakmayacağı huzurlu bir yuva istiyorum” diyerek özetliyor.

Rukiye bundan sonra kimsenin kendisini yıkamayacağını söylüyor. Bugün doğum günü olan Rukiye, dileğini ise “Sağlık ve çocuğumun artık gözünden akan tek damla yaşa tahammülüm yok, hep gülsün istiyorum” diye açıklıyor.

‘KADINLAR GÖRÜNMEZ İPLERLE BİRBİRİNE BAĞLI’

Rukiye’ye destek olan CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, Rukiye’nin 4 Mart’taki duruşmasında da yanında olacaklarını vurgulayarak, kadın dayanışmasını şöyle anlatıyor:

“Biz kadınlar görünmez iplerle birbirimize bağlıyız. Türkiye’den kadınların her geçen gün en temel hakkı olan yaşam hakkı ellerinden alınırken onlara ‘Yanındayız, biz varız’ diyerek sahip çıkmayı görev bildik. Bir hikaye var, kadının karnına vuruyorlarmış ‘Ah sırtım’ diyormuş. Kadına sormuşlar, ‘Karnına vuruyoruz, ah sırtım diyorsun’. Kadın demiş ki: ‘Eee sırtım sağlam olsaydı, bana vuramazdınız’. Biz bütün kadınlara sırt olmak istiyoruz, tek derdimiz bu.”

Rukiye’nin aile sıcaklığı yaşamasını istediklerini vurgulayan Nazlıaka, onun yeni bir gelecek kuracağını ve şiddetsiz bir hayat süreceğini söylüyor. Kadına yönelik şiddetin son bulması için yapılması gerekenleri de anlatan Nazlıaka, iktidara geldiklerinde ‘Kadın Bakanlığı’ kuracaklarını belirterek, “Şu anda iktidarın yaptığı ‘Mış’ gibi değil de gerçekten sahip çıkacağız. Mevcut iktidar, şiddet de görsen önemli olan aile bütünlüğüdür, otur oturduğun yerde gibi bir muamele yapıyor” diyor.

Nazlıaka, YaşamHak projelerine birçok kadının başvurduğunu bildirerek, “Biz onlara elimizi uzatıyoruz ve onlara bu şiddet sarmalından çıkarmaya çalışıyor” diye vurguluyor.

Exit mobile version