Damga gazetesi yazarı Barış Yarkadaş, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarını bugünkü köşesinde değerlendirdi.
Barış Yarkadaş, “Soylu üzerinden başlayan tartışmaların Cumhur İttifakı tabanındaki çözülmeyi hızlandırdığını gören Erdoğan, yine bilindik taktiklere başvurarak hem gündemi elinde tutmaya, hem de tabanını konsolide etmeye çalışıyor. Güç gösterisi yapmaya çalışırken, bir yandan da tüm muhaliflere gözdağı veriyor.” ifadelerini kullandı.
Barış Yarkadaş’ın yazısı şöyle oldu:
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün grupta yaptığı konuşmada, İYİ PARTİ Genel Başkanı Meral Akşener nezdinde tüm muhalefete gözdağı verdi.
DEHŞET SÖZLER
İsterseniz önce Erdoğan’ın dinlerken dehşet içinde kaldığım o sözlerini hatırlayalım:
“Nerede nasıl bir adım atılacağını bilmek lazım. Sen Rize’nin uşağına hakaret edip, Netanyahu gibi bebek katilleri ile aynı kefeye koyarsan yapılacak olan işte budur. Çok ileri gitmeden gelin hanıma bir ders verdiler.
Bu da Rizelinin edebini adabını gösterir. İkizdere yetmedi, Çayeli’ne gittin, orada da gerekeni yaptılar. Sonra Trabzon’a gitti, ortalarda görünmeden uçağa bindin döndün. Bunlar daha iyi günler. Daha neler olacak neler…”
FIRTINANIN YÖNÜ
Erdoğan’ın bu konuşması, organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in, AKP’li İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yönelik iddiaları ve Peker’in yarattığı ağır baskı atmosferinde söyleniyor. Erdoğan belli ki; Soylu üzerinden kopan fırtınanın yönünü değiştirmeye ve durumu en az hasarla kurtarmaya çalışıyor.
ÇÖZÜLME TELAŞI
Soylu üzerinden başlayan tartışmaların Cumhur İttifakı tabanındaki çözülmeyi hızlandırdığını gören Erdoğan, yine bilindik taktiklere başvurarak hem gündemi elinde tutmaya, hem de tabanını konsolide etmeye çalışıyor. Güç gösterisi yapmaya çalışırken, bir yandan da tüm muhaliflere gözdağı veriyor.
Bir ülkenin Cumhurbaşkanı, muhalefet liderine yönelik o çirkin provokasyonu kınamıyor ve üstüne üstlük bir de yenilerini teşvik edecek anlama gelebilecek sözler söylüyorsa, bu ülkede yaşayan hiçbir yurttaşın hukuk güvenliği kalmamış demektir. İşte bunun adı tam anlamıyla ‘ÇÖKÜŞ’tür.
SÖZ BİTİNCE…
Cumhur İttifakı’nın artık söyleyecek sözü, verecek vaadi, umut yaratacak bir projesi kalmadığı için, çareyi korkutarak ve sindirerek yönetmekte buluyorlar.
Erdoğan’ın dünkü sözleri, toplumsal birliği sağlamak yerine, toplumsal kutuplaşmaya ve yeni gerginliklere yol açacak tehlikeli adımlardan biridir. Ve ne yazık ki; Erdoğan adeta ateşle oynamaktadır.
Erdoğan’ın alıntıladığımız sözlerinin her biri, tehlikeli bir işaret fişeğidir. Erdoğan’ın sözleri kadar korkutucu olan bir başka şey ise salondaki AKP’lilerin bunu alkışlamasıdır! Alkışlayan sorumludur!
Erdoğan, Meral Akşener’e yönelik tepkisini gösterirken, Türkiye’nin artık bırakın hukuku, kanun devleti bile olmadığını itiraf etmiştir.
TRAJİK SON
AKP’nin 20 yıl sonra geldiği trajik son budur. Bu tehdit dili, ülkeyi yönetemeyeceklerini bir kez daha göstermiştir. Çare ise en kısa sürede yapılacak olan bir erken seçimle iktidar değişikliğindedir.
Zira; Cumhur İttifakı’nın Türkiye’ye tehdit, gözdağı ve korkudan başka verebileceği hiçbir şey kalmamıştır. Ve Türkiye, bu kötülüğe layık değildir.
Yorumlar kapalı.