CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Engin Özkoç’un konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“BANA SORARSANIZ BU İŞİN SORUMLUSU SÜLEYMAN SOYLU’DUR”
Canan Kaftancıoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı… İktidarın içerisinde tam da Recep Tayyip Erdoğan’ın söylediği gibi, ‘kininizi asla unutmayın’ diyordu ya o şekilde devam ettiler düşmanlıklarına. Fahrettin Altun bir tazminat davası açtı. Fahrettin Altun ile ilgili dava görülürken, bir sivil giyimli kişi tek başına oturuyordu. Canan Kaftancıoğlu’nun avukatı kim olduğunu soruyor. Emniyetten, polis olduğunu; Emniyet tarafından görevlendirildiğini söylüyor. Daha sonra avukatlar hakime, bunun doğru olmadığını, tutanak tutulması gerektiğini ve soruşturulması gerektiğini ifade ediyorlar. Hâkim; sadece bunları dinlemekle kalıyor. Kişi salondan çıkıyor ve hakkında hiçbir araştırma, hiçbir tutanak tutulmadan gidiyor. Bu kişi kimdir? Gerçekten emniyet mensubu mudur? Emniyet mensubu ise bu emri kim vermiştir? Kaftancıoğlu’nun davasına gelip de oturma amacı nedir? Gözdağı mı vermektir? Bunun sorumlusu kimdir? Eğer emniyet mensubuysa bana sorarsanız, bunun sorumlusu İçişleri Bakanı’dır… CHP olarak bunu asla takipsiz bırakmayacağız. Arkadaşlarımız soru önergesi veriyorlar. Hukukçularımızla takip ediyoruz. Ne yapılmak istendiğini kamuoyuna açıklamak durumundadır iktidar. İçişleri Bakanı’ndan bunun cevabını bekliyoruz.
YALAN SÖYLÜYORLAR
Erdoğan şöyle ifade etmiş. ‘Aynı gemideyiz, kazancı paylaştığımız gibi külfeti de paylaşacağız, enflasyon da düşecek’ demiş. Tayyip Erdoğan sarayda oturuyor. Siz sarayda mı oturuyorsunuz? Tayyip Erdoğan benzin parası vermiyor, mazot parası vermiyor. Siz benzin, mazot parası vermiyor musunuz? Tayyip Erdoğan’ın ve ailesinin ve yandaşlarının yediği önünde yemediği arkasında. Siz bir ekmek için kuyruğa girip de beklemiyor musunuz, Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşları olarak? Tayyip Erdoğan istediği zaman istediği ülkeye emrindeki uçaklarla gidebiliyor. Siz uçmadığınız halde, geçmediğiniz halde yolların vergisini ödemiyor musunuz? Sizle dalga geçiyorlar. Diyorlar ki, bizzat AKP Genel Başkanı diyor ki, gözünüzün içine baka baka; ‘Merak etmeyin enflasyon düşecek’ diyor. Buradan soruyorum. Aynı Recep Tayyip Erdoğan, halkın karşısına geçip de cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce ‘neymiş dolar 10 lira olacakmış’ dediği gün dolar 4 buçuk liraydı. Şimdi 13,60 lira. Peki hani 10 lirayı bulmayacak hatta 4 buçuğun altına düşecekti? Söylediği sözün güvenirliği var mı? Hayır yok. Söylediği sözün bir karşılığı var mı? Hayır yok. Peki yalan mı söylüyorlar? Evet. Yalan söylüyorlar. Kimin gözünün içine baka baka? Yoksullaştırdıkları, çaresiz bıraktıkları, işsizlikten evine ekmek alamadığı için intihar eden insanlarımızın gözünün içine baka baka yalan söylüyorlar. Parlamentoda ne oluyor? CHP milletvekilleri halkın yoksulluğundan, mağdurluğundan bahsederken; oradan bir tanesi ‘kuru ekmek yiyorlarsa yeterlidir’ diyor, AKP milletvekili. Bir başkası; yüzü kızarmadan, iğrenç bir şekilde gülerek, başka bir söz de söyleyebilirim ama bana yakışmadığı için söylemiyorum, iğrenç bir şekilde gülerek; ‘bir kilo domates almalarına gerek yok tek domates alsınlar onu da dörde bölsünler öyle yesinler’ diyor. AKP iktidarı da içerisindeki bazı milletvekilleri de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da yaşanan bu ekonomik sıkıntıda milletin gözünün içine baka baka, aldıkları milyonlarca lira para, maaş, çift maaşlar içinde yüzerken, diyorlar ki; ‘biz kazancı birlikte paylaştık, şimdi yoksulluğu da birlikte paylaşacağız.’ Kimle inatlaşıyorlar? Milletle inatlaşıyorlar. Milleti azarlıyorlar ve bir şekilde milletin ihtiyaçlarını ve yaşadıklarını görmezden geliyorlar.
TÜİK’E ULUSLARARASI KURULUŞLAR GÜVENMİYOR
KDV’yi yüzde 8’den 1’e indirmiş. İnsanlara müjde veriyor. Onu bile düzgün bir biçimde başaramadınız. O bile hukuken geçersiz bir kararnameye dönüşmüş durumdadır. Bunu bile beceremediler. Pahalılık alıp başını gidiyor. Bir müdahale ediyorlar. Elektrik yüzde 127 artmış. Bir ufak müdahaleyle, liralara tekabül edilecek indirimler yapılıyor. ‘Bakın biz ucuzluk getirdik’ diyorlar. Dalga geçiyorlar. Milletle inatlaşıyorlar. Bunlarla ilgili TÜİK, açıkladığı rakamlar konusunda hiç sorgulanıyor mu? TÜİK ile ilgili Uluslararası İstatistik Enstitüsü bir açıklama yapmış. Utanç vesikası. Açıklama burada. Şöyle diyor, ‘TÜİK başındaki adamı dört kere değiştirdiniz, rakamlar doğru mu değil mi uluslararası güvenilirliği var mı bilmiyoruz, biz size güvenmiyoruz, bize güvence verin’ diyor. Enflasyonu TÜİK’in verdiği rakamlara göre belirliyoruz. Biz güvenmiyoruz. Uluslararası kuruluşlar güveniyor mu? Hayır. Hiç ses var mı, iktidardan? Yok. Gerçek bu da onun için. Herhangi bir açıklama yok.
ŞEHİTLER İÇİN TOPLANAN PARAYA ÇÖKEN BİR İKTİDARDAN BAHSEDİYORUZ
AKP iktidarı milletin parasına çöküyor. Şehitler için toplanan yardımlara çöken bir iktidardan bahsediyoruz. AKP Genel Başkanı’ndan bahsediyoruz. AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan emir veriyor, Binali Yıldırım Başbakan olarak diyor ki; ‘15 Temmuz şehitleri ve Beşiktaş’taki şehitlerle ilgili para toplayın.’ Milletimiz rızkından o yardım kampanyasına gönderiyorlar. Fakat para şehit yakınlarına verilmiyor. Şimdi biz muhalefet edince bin lira, bin lira para veriyorlar, aydan aya. Niye peki ödemediniz bugüne kadar? O paraya da çöktünüz, onun için. Pandemi nedeniyle büyükşehir belediyelerimizin topladıkları paraya el koydular, milletin parasına.”
Özkoç, gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Dün yapılan kabine toplantısının ardından, zamların geri çekileceğine ilişkin bir açıklama yapılmadığının anımsatılması üzerine Özkoç, şunları söyledi:
“Yalan söylüyorlar. Yalan söylüyorlar. AKP iktidarı, AKP Genel Başkanı milletin gözünün içine baka baka, ‘elektrik zamlarını ayarlayacağız’ diyorlar. Elektriğe yüzde 127 zam getirmişsin. Yüzde 27’sini düşürdün diyelim yüzde 100 zam kalacak. Vatandaş bunun neresinden rahatlayacak? Çok net bir biçimde söyledim. Doları 18-19’lara kadar çıkardılar. Ondan sonra 13,6’ya geriletip; cumhurbaşkanlığı sistemindeki 4 buçuk lira olan dolar, 13,5’te tuttukları için ‘doları düşürdük’ diyecek kadar yüzü kızarmayan bir iktidar ile birlikteyiz. Elektrik faturalarına yüzde 127 zam yaptıktan sonra, ‘tekrar ayarlama yaparız, bu ayarlamalara göre vatandaşı rahatlatırız’ deyip yüzde 127’den yüzde 27’sini düşürseler dahi yüzde 100 zam, vatandaşları hayatlarını dahi sürdüremeyecekleri bir yere getirecekler. Bu aldatmaca ile bu süreci tamamlamaya çalışıyorlar. Neden? Sadece oturdukları koltukları, akan para musluklarının kendilerinden çıkmasını engellemek için ve oturdukları koltukları bırakmamak için.
Bu ülkenin İçişleri Bakanı, Sezgin Baran Korkmaz denilen kara para aklayıcısını yurt dışına, devletin kurumları ile birlikte kaçırdığını itiraf etmiştir. Ancak milletin bakanı değil, sarayın bakanı olduğu için, sarayın güvencesinde hakim karşısına çıkartılamıyor.
Sayın Devlet Bahçeli açıklama yapmış. Demiş ki, ‘bu kadar olmaz, elektrik bu kadar artmaz.’ Ne olacak? ‘Kamulaştıralım.’ CHP bunu söyleyince, ‘özelleştirmeye karşı bunlar, Türkiye’yi mahvetmek istiyorlar’ diyordunuz. Soruyorum. Özelleştirdiğiniz kişiler, Isparta’daki ‘beşli çete’ mensubu, Cengiz ve Limak, bir hafta içinde yaşattığı şeylerden dolayı, hiçbir sorumluluk almış mıdır, almamış mıdır?”
Yorumlar kapalı.