Haber: Deniz Ogan
Geçtiğimiz günlerde Sivas’ta termometreler son 95 yılın en yüksek sıcaklığını kaydederken İzmir’in Çeşme ilçesinde hortum meydana geldi. Yüksek sıcaklıkların ardından büyük olayları ve kar yağışının başlamasını iklim değişikliğine bağlamanın doğru olmadığını dile getiren Dr. Demirhan, “Günlük yada haftalık hava değişimleri bölgedeki atmosferik şartlarla ilgilidir. İklim değişimi ile ilişkisi olup olmadığını anlayabilmek için en az 30 yıl süresince bölgenin meteorolojik koşulları incelenip ortalamasının alınması gerekmektedir.
Ancak çok uzun bir zamandır iklim değişimi sürecinde olduğumuz da doğrudur. 1760’larda Sanayi Devrimi’yle birlikte atmosfere salınan insan kaynaklı kirleticilerin kullanılmaya başlanmış ve iklim değişimi süreci başlamıştır” dedi.
DÜNYA’NIN SICAKLIĞI YENİDEN 1 DERECENİN ÜSTÜNE ÇIKTI
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) 8 Ekim 2018’de yayınladığı “1.5°C Küresel Isınma Özel Raporu”nda da bahsedildiği üzere, Dünya’nın ortalama sıcaklığının, sanayi öncesi dönemlere göre 1.5°C daha sıcak olmasının geri dönülmez etkilere neden olacağı söyleniyor. 2020 yılının son 141 yılın en sıcak yılı olduğunu ve 2016 yılında da olduğu gibi ortalama sıcaklığın 1.02°C üzerine çıktığını söyleyen Dr. Demirhan, “Burada en önemlisi; 2020 yılındaki rekor sıcaklık değerleri değil, küresel kara ve okyanus yüzeyi sıcaklıklarının her 10 yılda bir düzenli olarak artmasıdır. Örneğin 2011-2020 yılları arasındaki sıcaklık anomalisi, 20. yüzyıl ortalamasının + 0.82°C üzerindeyken, önceki on yılda (2001–2010) ortalamanın + 0.62°C üzerindeydi. 2100 yılına kadar da küresel sıcaklığın ortalamaların en az 2°C üzerine çıkması beklenmektedir” dedi.
HER MEVSİM SICAKLIKLARI ORTALAMANIN ÜSTÜNDE
Barajların doluluk oranının ciddi anlamda azalması, orman yangınları ve kuraklık küresel iklim değişikliğinin etkileri arasında yer alırken, Dr. Deniz Demirhan da mevsim sıcaklıklarının ortalamaların üzerinde olduğunu ifade etti. Dr. Demirhan şöyle devam etti:
“Artan sıcaklıkların fırtına, dolu ve hortum gibi aşırı hava olaylarının sayısında ve şiddetinde artışa yol açabileceği yapılan öngörüler arasındadır. Aşırı hava olayları, yağışlardaki değişimleri hatta bazı bölgelerde yağışlarda azalma olmasını da beraberinde getirebilecektir.
Son bir yıllık kuraklık analizleri incelendiğinde, Güney, Kuzey ve İç Ege’de, Akdeniz’de, Trakya’nın güneyinde, Marmara’da, İç Anadolu Bölgesi’nde, Batı ve Orta Karadeniz’de, Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinin belirli kesimlerinde yağışların azaldığı görülmektedir.
Mevsimsel olarak incelendiğinde ise yağışların yurt genelinde kış aylarında artması ancak yağış cinsinin değişerek daha çok yağmur şeklinde olması ve sonbaharda ise azalması öngörülmektedir. Yapılan çalışmalarda havzalar konusunda; özellikle Fırat-Dicle havzasında ve Anadolu’nun iç ve güney bölgelerindeki havzalarda yağışların azalma ihtimali olduğu görülmüştür”
Yorumlar kapalı.