Meslektaşı Arif Mercan’ın muayenehanesinde 23 Mayıs’ta uğradığı bıçaklı saldırıda boğazından, sırtından ve vücudunun çeşitli yerlerinden yaralanan Şeyma Biran, olay yerinde hayatını kaybetmişti.
İstanbul Diş Hekimleri Odası, Türk Diş Hekimleri Birliği, İstanbul Tabip Odası, İstanbul Eczacı Odası ve İstanbul Veteriner Hekimler Odası başkanları, saldırının gerçekleştiği muayenenin önünde bugün Şeyma Biran’ı andı. Yapılan basın açıklamasında, “Devletimizi, taahhüt ettiği görevleri yerine getirmeye çağırıyoruz” denildi.
İstanbul Diş Hekimleri Odası Başkanı Berna Aytaç’ın okuduğu açıklamada şunlar kaydedildi:
“KADIN CİNAYETLERİ BİREYSEL DEĞİL TOPLUMSAL BİR SORUNDUR: Diş hekimi Şeyma Biran, muayenehanesinde hunharca katledildi. Acımız büyük. Öncelikle katil ya da katillerin bir an önce yakalanıp adalete teslim edilmesini ve gereken cezaları almalarını ümit ediyoruz. Ülkemizde giderek artan gerek hekime şiddet gerekse kadınlara şiddet olayları bizleri derin bir endişe ve üzüntüye boğmaktadır. Her kadın cinayeti ya da şiddet vakasından sonra toplum olarak meseleye birkaç gün duyarlılık gösterip sonrasında unutarak yaşamaya devam ettiğimizi sanıyoruz. Ama her birimiz her şiddet, cinayet ve istismar vakasında örseleniyor, toplumsal travma altında bu şiddetten nasipleniyoruz. Kadın cinayetleri, bireysel değil aslında toplumsal bir sorundur. Devletimizi, taahhüt ettiği görevleri yerine getirmeye çağırıyoruz.
ŞİDDETTİN MUAYENEHANELERE SIÇRADIĞINI GÖRMEK KORKUTUCU: Burada yaşanan şiddetin meslek grubumuzu ilgilendiren boyutu çok önemli. Yıllardır devlet hastanelerinde süregelen, hekimlere uygulanan şiddet sorununun biz diş hekimlerinin yoğunlukla tek başına ya da daha az sayıda yardımcı ile çalıştığı muayenehanelere sıçradığını görmek çok üzücü ve korkutucu.
SONUÇLARINI HEP BİRLİKTE YAŞAYACAĞIZ: Hasta olana, ağrısı, şifa ihtiyacı olana yardım için çaba sarf edene, sizi iyileştirmek için orada bulunan ellere saldırmak neden, niye? Artan şiddet olayları sonucunda gittikçe fazla sayıda doktor ve diş hekimi devlet hastanelerinden istifa etmekte, kazanılmış değerlerimiz ülkemizi terk etmekte ve insanla birebir karşı karşıya gelen hekimlik dalları gittikçe daha az tercih edilmektedir. Bu vahim durumun sonuçlarını ileride hep birlikte yaşayacağız.
YAPTIRIMLAR ARTIRILMALI: Bazen çözüm kolaydır ancak nedense uygulamaya geçmek zaman alır. Şiddet uygulayanlara karşı yaptırımlar artırılmalı, etkili ve caydırıcı yasalar çıkarılmalıdır. Camiamızı derinden sarsan, insan hayatına kastedilerek ortaya konan, hastalarının sağlığı için canla başla görev yapan meslektaşımıza yapılan bu korkunç şiddeti lanetliyoruz. Sevgi, merhamet, hoşgörü ve sabır ile yapılan bu meslekte böylesi kahreden olayların bir daha yaşanmamasını temenni ediyoruz.”
“YILMA, BIKMA LÜKSÜMÜZ YOK”
İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Nergis Erdoğan da “Bu, bize toplumsal şiddetin muayenehanelere kadar yansıdığını gösteriyor. Son derece vahim ve üzücü. Ama bizim yılmaya, bıkmaya hiç lüksümüz yok. O yüzden hep birlikte, bütün meslek odalarıyla demokrasiye, ifade özgürlüğüne, insan haklarına sahip çıkan bütün kurumlar olarak şiddetin karşısında olacağımızı, kararlı olacağımızı belirtiyorum” dedi.
“BU BİR İNSANLIK SUÇUDUR”
Türk Diş Hekimleri Birliği Başkanı Tarık İşmen ise sağlıkçılara uygulanan şiddetin cinayete dönüştüğünü söyleyerek şunları kaydetti:
“Bugün burada ne yazık ki üzüntüyle bir aradayız. Bu, son yıllarda artık bir rutine döndü. Meslektaşlarımızın darp edilmesi, fiziki ve sözlü şiddete maruz kalması bugün burada bir cinayete dönüştü. Gerek kamuda gerek özelde meslektaşlarımızın can güvenliğinin sağlanması, bu faillerin en ağır cezalandırması talebimizdir. Meslektaşımız için çok üzgünüz. Bunun takipçisi olacağımızı söylüyoruz. Bu sadece kadın cinayeti ya da sadece bir sağlıkçı cinayeti değil, bu bir insanlık suçudur. Böyle de düşünüyoruz.”
“DÜŞMANI OLAN BİRİ DEĞİLDİ”
Saldırının gerçekleştiği muayenehanenin sahibi Arif Mercan, kaybettiği meslektaşını ve olayı şöyle anlattı:
“Yalova’da benim arazim var, oraya gitmem gerekti. Kendisinden rica ettim. O gün geldi muayenehaneye, boş kalmasın diye, cuma günü. Akşam döndüğüm zaman dışarıda polis vardı. Katledildiğini söylediler. Ondan sonra işte ben önce inanamadım. Nasıl olur? Böyle bir düşmanı olan biri değil. Çok hümanist biriydi. Yani herkese koşardı. Kimin neye ihtiyacı varsa onu giderirdi. Yemezdi yedirirdi. Böyle bir insan. Onu yalnız görünce bazı bilinçaltı katil olanlar, bilinç üstüne çıktı. Ve gasp için yapmış. Eğer onu öldürmemiş olsaydı, belki eşgal verecekti, daha kolay yakalanacaktı. Ağzına bakmak için alet almaya gittiğinde, arkasını dönünce o sırada sırtından bıçaklıyor. Herkes tarafından sevilen bir insandı. Katil neyi öldürdüğünü bilmiyor ki.”