Din İşleri Yüksek Kurulu, “orucu bozan ve bozmayan” aşı çeşitlerini açıkladı

Kuruldan yapılan açıklamada, "Besleyici veya keyif verici olmayan aşılar orucu bozmaz" denildi.

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Din İşleri Yüksek Kurulu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşılarının orucu bozup bozmayacağıyla ilgili bir fetva yayımladı.

Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından aşıya ilişkin yapılan açıklamada, “Kurulumuz, 2005 yılında besleyici veya keyif verici mahiyette olmayan aşıların orucu bozmayacağı hükmüne varmıştır. Günümüzde, uluslararası fetva meclislerinin görüşleri de bu yöndedir” denildi.

Açıklamada, iğne ve aşı bağlamında orucu bozabilecek tedavi yöntemleri şu şekilde sıralandı:

Vücuda kan vermek, vücuda serum vermek, vitamin içerikli iğne yaptırmak, gıda ve keyif verici enjeksiyonlar, su, yağ ve benzeri gıda özelliği taşıyan dışarıdan bir maddenin vücûda verilmesiyle uygulanan endoskopi, kolonoskopi, bölgesel ve genel anestezi yaptırmak, periton diyalizine girmek damara serum verilerek yapılan hemodiyaliz.

Açıklamada ayrıca, iğne ve aşı bağlamında orucu bozamayacak tedavi yöntemleri ise, “Salgın hastalıklar için yapılan aşılar. Ağrıyı dindiren iğneler. Besleyici içeriğe sahip olmayan sırf tedavi maksatlı iğneler. Lokal anestezide kullanılan vücûdun belli bir yerini uyuşturmak için vurulan iğneler. Hastaya herhangi bir sıvı maddesi verilmeden hemodiyaliz yaptırmak. Anjiyo ve biyopsi yaptırmak. Vücûda merhem sürmek.Vücûda ilaçlı bant yapıştırmak” olarak sıralandı.

Söz konus fetva ile ilgili ayet ve hadislerden kaynakların da yer aldığı açıklamada şöyle devam edildi:

Aşı ve iğnenin orucu bozup bozmayacağı hususu, naslarda yer almadığı gibi mezhep imamları döneminde de aşı ve iğne yaptırma uygulaması bulunmadığından aşının oruca etkisiyle ilgili doğrudan bir hükme klasik kaynaklarımızda rastlanmamaktadır. Ancak bir şeyin vücuda giriş yolu olarak tabîî menfez-tabîî olmayan menfez ayrımı, vücûda giren şeylerin karın boşluğuna (cevf) ve kafatası boşluğuna (dimağ) ulaşıp ulaşmaması ve yeme-içme sayılıp sayılmaması gibi açıklamalarına dayanarak verdikleri hükümler bize ışık tutmaktadır.

Diğer yandan günümüzde tıp alanındaki gelişmeler, vücûdun serum veya iğne gibi yollarla da beslenebildiğini ortaya koymaktadır. Orucun mahiyeti açısından meseleye bakıldığında vücûdu besleyici olan ve yeme-içme anlamına gelen enjeksiyonların orucu bozacağını söylemek uygun olur.  Bu bağlamda, iğnenin ve aşının orucu bozup bozmayacağının, kullanış amacına ve gıda ya da keyif verici olup olmamasına göre değerlendirilmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır. Gıda ve keyif verici olmayan enjeksiyonlar, yemek ve içmek anlamına gelmediklerinden orucu bozmazlar. Aşı da böyle olup orucu bozmaz. Ancak gıda veya keyif verici enjeksiyonlar orucu bozar. Hastaya serum veya kan verilmesi de, aynı hükme tabi olup orucu bozar.

Din İşleri Yüksek Kurulu, “orucu bozan ve bozmayan” aşı çeşitlerini açıkladı

Yorumlar kapalı.